Füsun Paşa

Füsun Paşa


Sevgi dolu görünmez bir el olmak

Sevgi dolu görünmez bir el olmak

Bu haftanın yazısına, şu an ihtiyacı olan tüm güzel insanlara,

Kucak dolusu kocaman bir sevgiyle sarılarak başlamak istiyorum.

Sevginin gerçekten inanılmaz güzel, çok güçlü bir şifa etkisi vardır. Sevgi iyileştirir. Sevgi değiştirir. Sevgi özgürleştirir. Herkes bir sorun olduğunda  'Zaman her şeyin ilacı, geçer' der bana göreyse sevgiyle geçer. Kocaman bir gülümseme, sıcacık bir sevgi her insana, her yuvaya huzur verir. Düşünsenize çok kötü bir gün geçirdiniz diyelim. Sizi seven aileniz, dostlarınız, eşiniz,sevgiliniz,  çocuklarınız sevgi dolu bir kalple verdikleri  destekle sizi kocaman kucaklıyor.Size inanıyorlar ve  tek istekleri sizin mutlu olmanız ve yüzünüzün gülmesi bunun içinde her şeyi yapıyorlar.

Kötü bir günü zihninizden adeta silmek istercesine 'Hey gün bitti, sonlandı. Şimdi yanında ben varım,  sadece şu an var, yalnız değilsin, birlikte her şeyi çözeriz'  diyerek yanınızdalar. Nasıl hissedersiniz?  Belki yaşadığınız olayları değiştiremezsiniz ama onların sizi sarıp sarmalaması, size kim bilir nasıl da iyi gelir ve kendinizi nasılda güçlü hissedersiniz. Odak noktanız bir şekilde değişir. O sevgi ve inancın içine yerleştiğinizde iyileşirsiniz. Ne yaşamış olursanız olun sizi olduğunuz gibi kabul eden,size inanan, güvenen  insanlarla etrafınızın çevrili olması, sizin de kendinize olan bakışınızı değiştirir, güveninizi tazeler.Her şeyi yapabileceğinize, çözeceğinize, başaracağınıza  olan inancınızı arttırır.

Çocukken bir yerimizi acıttığımızda, yaralandığımızda sevdiğimiz güvendiğimiz  büyüklerimizden biri 'Ahh canım benim, gel öpeyim de geçsin' derdi. Annelerimiz, hasta olduğumuzda, üşüttüğümüzde,  'Şimdi sana bir tavuk suyu çorba yaparım, bak iç bunu, çok iyi olacak hemen ayağa kalkacaksın' derlerdi. Üzgün olduğumuzda, 'Geçecek üzülme diye sarılıp sarmalanıp, şimdi git yat uyu, sabah daha iyi kalkacaksın, olaylara farklı bakacaksın.Her şey düzelecek' denirdi. Komşular, arkadaşlar 'Hadi bir kahve içelim, bir hava alalım,kafan dağılır' derdi.

Sevgi dolu öpücükte mi, tavuk suyuna çorbada mı, kahvede mi keramet vardı yoksa uykuda mı? bilemem ama, gerçekten dedikleri olurdu. Bir şekilde iyi olurduk düzelirdik. Şimdi o zamanlara bakıyorum da, güvendiğimiz, sevdiğimiz bir insanın sadece buna inandığı için yaptıkları,  bilinçaltımıza gizlice yerleştirdikleri bir kodlamaymış bütün bu yaşananlar. Bence, onların söylediği gibi, 'Bunu yaparsak ,bu olacak' diye zihnimize yerleştirdiği o inançlara, aslında sevdiklerimizin şifacı dokunuşları da diyebiliriz .

Hadi sizde şimdi düşünün. Sevdiğiniz, güvendiğiniz insanların size dokunuşlarını, yaşadıklarınızı, iyi olacaksın, düzelteceksin, başaracaksın sözlerini, o muhteşem sevginin ve inancın şifa dolu gücünü hatırlayın. Çocukluğunuzu, gençliğinizi, şimdiki dönemlerinizi düşünün.

Sonra da kimlerin hangi söylediklerini satın aldınız ya da satın alıyorsunuz, gerçeğiniz yapıyorsunuz ve ona göre hayatlar kuruyorsunuz buna da bakın. Belki olumsuz olan bir çok kodlamanız da vardır. Ayıklayın kendinizi onlardan. Hayatınızı hangi inançlarla yaşadığınızı gözlemleyin.

Evet şimdi büyüdük ve her şey değişti değil mi? Üzülme şekilleri,ilişkiler, beklentiler, iletişim değişti.  Belki  yaşadığımız bir çok olayda öpünce geçmiyor, sevgi şartlarla, koşullarla veriliyor, çocukken büyüklere olan saygı şimdi para ve kariyer için gösteriliyor. Yaşanan virüsler için çorbalarda işe yaramıyor, her şey paranın, ekonomik durumların, siyasetin etrafında dönüyor gibi yaşanıyor. Gerçekten hayat bu mu? Bunlar için mi geldik bu dünyaya? Acaba çocukken yaşadığımız o saf sevginin güzelliği devam edemez miydi? Büyüdükçe neden kayboluyor?  Böyle olmak zorunda mı?

Çocukken bir şeye kızgın olsan da neden hemen geçiyor da büyüyünce bu durumlar intikam ateşine dönüşüyor? Değişen ne?

Hem kendinize hem çevrenize bakın ve farkındalıkla her şeyi gözlemleyin.Nasıl yaşanıyor hayatlar?

Çevrenizde nasıl ilişkiler yaşanıyor? Sevgi çemberi var mı? İyilik, yardımseverlik, paylaşmak var mı? Herkes birbirine destek veriyor mu?  Yoksa ölüm ve felaketlerde mi birlik yaşanıyor, bir arada olunuyor? Bunların dışında  yaşanan hastalık, para,iş, kayıpları boşanmalar bunun gibi bir  çok olayda çevreniz birbirine ne kadar destek? Aman bana bulaşmasın şimdi bir şey ister diye kaçışlar var mı?  Başarılı olan insanlar için alkışlar, takdirler var mı yoksa kıskançlıklar aldı başını gidiyor mu? Herkes ben merkezci mi? Sadece ben kazanayım, ben başarılı olayım mı deniliyor? Mesela bir iş yada bir kazanç kapısı dostlarla paylaşılıyor mu? Sen de kazan, sen de başar, yapabilirsin deniliyor mu? Yoksa gizli saklı sadece ben başarıp kazanmalıyım mı deniliyor?

Bu çevrenizin  içinde peki siz nasıl davranarak yaşıyorsunuz? Birilerinin başına iyi ya da kötü bir şey geldiğinde onlarla iletişiminiz, ilişkiniz nasıl? Nasıl etkileşim kuruyorsunuz? Ya aileniz, onlar bu tip durumlarda nasıl davranırdı? Kendinize baktığınızda, kendinizden, hayattaki duruşunuzdan ne kadar memnunsunuz?

Acaba hangi inançların, bilinçaltınızda kalıplaşmış programların etkisi altındasınız?

Ne yaşadığınızın farkında olursanız, bundan sonra inandığınız şeyin, taşıdığınız inançların size iyi mi yoksa kötü mü hizmet ettiğini anlar ve isterseniz artık o inancı taşımayı bırakabilirsiniz ya da daha da güçlendirebilirsiniz.

Hayatın içinde, hırsların içinde  kaybolmadan, değerlerimize, insanlığımıza sahip çıkarak, sevgiye iyiliğe odaklanarak, birlik beraberlik içinde yaşamayı, paylaşarak çoğalmayı, güçlenmeyi, hayatla birlikte akışta ilerlemeyi kendimize hatırlatmak gerekiyor. Birileri bunları yok sayarak, ötekileştirmeler yaparak yaşıyor diye herkes aynı onlar gibi olmak zorunda değil.

Hayatlar her zaman sizin istediğiniz, bildiğiniz, alıştığınız gibi gitmiyor. Hayatınızdaki her şeyi kontrol ettiğinizi yönettiğinizi düşünürken, bir bakıyorsunuz kontrolünüz dışında bir çok olay oluyor.

Mesela  pandemi ilk başladığı zaman, yaşamlarımızda nasıl her şey bir anda değişti. Aslında dünyaya nasıl güzel mesajlar verdi değil mi? Tabi ki anlamak isteyen için. Siz ne öğrendiniz? Nelerin farkına vardınız? Değerleriniz, alışkanlıklarınız, yaşam şekilleriniz değişti mi? Tüm dünyada herkes için geçerli olan bir virüsün ortalarda dolaşması acaba insanlığa unuttuğu, yok saydığı neyi anlatmaya çalıştı? Tüm virüs senaryolarının dışına çıkın, burada onları konuşmuyoruz. Yukarıdan bakın her şeye, sonuçta ne paranız, ne kariyeriniz, ne de hırslar, egolar işe yaradı. Sanki tüm dünya aynı anda eşitlendi gibi yaşanmadı mı? Dünya için konuşacak olsak, artık insanlığın öfkesinden hırslarından bıkmış kendini yenilemeye almış  gibiydi. Doğaya, atmosfere verilen tüm zararlar için yeter, durun artık, nedir bu açgözlülük,  barış, birlik, kardeşlik içinde birleşin, bütünleşin, sevgiyle,iyilikle  yaşayın der gibiydi.

Kişiler olarak bakarsak belki de sen, kendi hayatında ilişkini, işini, parayı, tüm yaşadıklarını sorun olarak görüp abartırken,  her gün kızıp söylenip dururken, büyük bir sorunun varmış gibi yaşarken SAĞLIK  geldi hayatında baş köşeye oturdu.  Hey ben olmazsam sen ne yapabilirsin ki? dedi. Herkes bir anda sağlıklı yaşam bilincine geçti. Çok ilginç değil mi? Hayatında bedenini, kendini hiç önemsemeden stres ve öfkeyle, beslenme bozukluğuyla, üzüntülerle yaşarken sonunda herkes bedeni için, sağlıklı olmak için harekete geçti. Sanki hayattaki diğer tüm hastalıklar bir anda bitti.

Bir şeyleri kaybetmeden, elinizden alınmadan değerine sahip çıkmak,özen göstermek, sahip olduğumuz her şey için teşekkür etmek, şükretmek ve hakkını vererek keyifle yaşamak ne kadar önemli bir değer anlaşıldı. Şimdilerde yine unutuldu ama olsun, ben size hatırlatırım.

Sevdiklerine sarılmak,dostlarınla, ailenle görüşmek, buluşmak, işe gitmek  büyük özlemlere dönüştü. Söylendiğin beğenmediğin az para kazanıyorum diye şikayet ettiğin  işin bile bir anda değer kazandı.  Diğer taraftan işinden, çalışmaktan, seyahatlerden  ailesine, çocuklarına vakit ayıramayanlar bir anda ailelerinin, aslında o kocaman sevginin içinde kendini buldu. Çocuklarıyla vakit geçirmeyi öğrenme fırsatı verildi. Aile olmanın değeri, önemi hatırlatıldı. Bu birçok insana çok iyi geldi. Çocuklarını yeni tanıyormuş gibi hissedenler bile oldu,  çok keyifli deneyimler yaşandı. Birlikte olmanın güzellikleri, bir olmanın gücü keşfedildi.

Diğer taraftan o ilk dönemlerde gardıropların tıka basa dolu olsa da, giyemedin. Birkaç kıyafetle de yaşayabilirmişsin öğrendin. En lüks arabaya sahip olsan da kullanamadın, garajda bekledi. Sahip olmak için belki kalp kırdığın, kendini üzdüğün sıkıntıya soktuğun her şey, bir anda anlamsızlaştı. Çok basit yaptığın şeyler, yaparken önemsemediğin her şey yapamadıkça çok değerli oldu.

Sarılmayı sevmeyenler bile sarılmaya özlem duydu. Dostlarıyla, ailesiyle, insanlarla görüşmemek için devamlı bahaneler bulan, herkesi erteleyenler ilk fırsatta  sevdikleriyle görüşmek,buluşmak  için can atmaya başladı. Sağlığın, ailenin, dostluğun, sevginin  sahip olduğumuz her şeyin önemi değeri daha çok anlaşıldı.

Bütün bu yazdıklarım sadece yaşanan deneyimlerin bir kısmı. Ama bütün bu yaşananlar biraz normalleşince çok çabuk unutuldu. Eskiye dönüldü. Yine eski stresli,gerginlik içinde olan yaşamlar başrol oldu.

Bütün bunları yazdım çünkü koca bir yılın bitmesine tam bir hafta var.

 Belki son bir haftada yaşanan dolar krizinden, ne kadar kaybettim, ne kadar kazandım olayından çıkıp 'Bir dakika, çok şükür bende, sevdiklerimde sağlıklı'  diyerek kendinizi üzmeyi, ülkemizde yaşanan krizler, ekonomik olaylar, alınan kararlar için şaşırmayı,öfkelenmeyi  bırakırsınız. Para zaten kazanılır sorun yok. Kaybetsen de çalışırsın yine kazanırsın, halledersin, her şeyi çözersin gerçekten sorun yok. Sen yeter ki sağlıklı ol. Sevdiklerin sağlıklı ve yanında olsun.

Belki şu anda odak noktanı değiştirir, birazcık yaşama bütünsel  olarak bakarsın. İyilik yapmak, başkalarına vermek,  yardımsever olmak enerjini değiştirmek için kullanacağın çok güçlü bir eylem olabilir. Çünkü yeni yıla geçerken bu çokta kolay geçmeyen senede bir çok insanın, sana ve senin desteğine, yardımına ihtiyacı var.

Yeni yıl için ihtiyacı olan kişilere belki yardım etmek, görünmez bir el olmak istersin.

Kalplere dokunmak, sevgi  göstermek, iyilik yapmak, sahip olduğun şeylerden birazını paylaşmak, onu düşündüğünü, yalnız olmadığını bilmesini sağlamak istersin.  Başkaları için dua etmekte olur. Maddi ya da manevi elinden ne geliyorsa yapmak, başka  çocukları sevindirmek olabilir. Erzak yardımları yapabilirsin. Herkesin evinde yeni bir yıla umutla, sevinçle,mutlulukla girmesine aracı olabilirsin.

Vermek, paylaşmak, sevmek, sarılmak, anlamak, şefkatle sevgiyle yardım etmek, gülümsemek, dua etmek, mutlu etmek, başkasının gözyaşlarını silmek, doyurmak,ısıtmak, elinden ne geliyorsa onu yapmak, iş bulmak, para desteğinde bulmak, bir ihtiyaçlarını karşılamak, başkalarının güneşi, ışığı olabilmek hepimize çok iyi gelecek. BİZ olmayı başarabilmemiz için harekete geçmemiz inanç ve umutla tüm kalplere sevgiyle sarılmamız gerekir.

Bunu yapabilir misin?

Şimdi bu yazının ilk iki paragrafını tekrar oku. Yaşadığın ya da yaşamak istediğin bu güzel duyguları, desteği başkalarına vererek de kendine yaşatabilirsin.

Bu yılı kocaman bir sevgiyle, mutlulukla, sağlık ve keyifle tamamlayalım.

Görünmez eller olarak tüm kalplerde sevinç yaratalım.

Yeni yıla son bir hafta kala ,hepimize farkındalık ve iyilik dolu günler tüm yaşamlara mucize ve armağanlar diliyorum.

Işık ve sevgiyle...

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar