Cihan Altınöz

Cihan Altınöz


Hepimiz aynı gemideyiz

Hepimiz aynı gemideyiz

Cumhurbaşkanı, geçenlerde hepimiz aynı gemideyiz diye bir açıklama yaptı ve devam etti “Hepimiz aynı gemide olduğumuza, ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettiğimize göre külfetine de beraberce katlanacak yükü beraberce omuzlayacağız”. Genelde köşeye sıkışanların kullandığı  “aynı gemideyiz” deyiminin devamı batma tehlikesine de işaret eder. Cumhurbaşkanı bu açıklamayı yapınca insanın aklına önce, gemi kimin, gemiyi kim kullanıyor, gemiyi kim batırma noktasına getirdi gibi sorular  geliyor.  Sonra açıklamayı tekrar okuyorsunuz ve konunun özünü anlıyorsunuz. Ülkenin kazancından hep birlikte istifade ettiğimize göre külfetine de beraberce katlanacağız diyor Cumhurbaşkanı. Herşey anlaşılıyor.

Sarayları, uçakları, çok maaşlı danışmanları, döviz garantili işleri yürüten müteahhitleri, özelleştirmeleri ucuza kapatmış şirketleri, yandaş basın organlarını ve buralardan beslenenleri, çiftlik gibi yönetilen kamu kuruluşlarını değerlendirdiğinizde ülkenin kazancından kimlerin yararlandığı, kaynakların nerelere aktarıldığı aşağı yukarı belli.  Bu ülkede yaşayan ortalama bir insan memur, işçi, çiftçi, emekli, atanamayan öğretmen, mülakatta elenen ya da işsiz, yani bunlardan herhangi biri, ülkenin kazancından ne kadar istifade etti veya ediyor. Gelinen bu aşamada anlaşılıyor ki işler sarpa sarmış, bir külfet ortaya çıkmış, bir yük oluşmuş bunu gelin birlikte taşıyalım diyorlar. Şaka gibi, dalga geçer gibi.

Elektrik Fiyatlarında En Ucuz Ülkelerden Biriyiz

Aynı açıklamanın bir bölümünde de son dönemde üzerinde en çok konuşulan ve en çok istismar edilen konuların başında enerji fiyatları olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, “enerji fiyatları tüm dünyada oldukça yükseldi  ama bu sadece bize mahsus bir durum değil. Küresel düzeyde doğalgaz fiyatları 10 kat, kömür fiyatları 5 kat, petrol fiyatları 3 kat artmıştır. Dolayısıyla dünyanın her tarafında, üstelik de bizden her bakımdan çok daha yüksek oranlarla fiyat artışları günlük hayata yansımaktadır” şeklinde konuştu”. “Konutlarda aylık 200 kilovat tüketim üzerinden bakıldığında, Türkiye Avrupa’daki 34 ülke arasında vatandaşlarına en uygun fiyatla elektrik hizmeti sunan üçüncü ülke durumundadır. Ülkemizdeki elektriğin 200 kilovata denk gelen tutarı 18 Euro iken bu rakam Norveç’te 35, Fransa’da 45, Hollanda’da 60, Belçika’da 92, Almanya’da 100 Euro’dur.” dedi. 

Enerji fiyatlarını değerlendirmeden önce, değinmeden geçmek mümkün değil, daha iki hafta önce 2022 yılının Şubat ayında bir kentimiz dört gün elektriksiz kaldı, elektrik veremediler, neredeyse yaşam durdu. Yapılan yanlış özelleştirmeler,   elektrik hizmetini devralan şirketin yapması gereken yatırımları yapmaması, yetersiz bilgisiz kadrolar. 2022 Türkiyesinden manzaralar. Tam bir yönetim fiyaskosu.

Şimdi gelelim fiyatlara. Elektrikte ilk tüketim dilimi önce 150kw sonra 210kw oldu ve elektriğe ilk dilim için  yüzde 50, sonraki kullanım için yüzde 127 oranında zam yapıldı. Açıklamalarında da özetle bütün dünyada enerji fiyatları yükseldi, bütün dünya zor durumda, ama biz devlet olarak çok fedakarlık yaptık yapıyoruz, halkımıza tüm maliyeti yansıtmıyoruz, elektriği en ucuz kullanan ülkelerden birisi de Türkiye diye belirttiler. Batı ülkelerindeki elektrik fiyatlarını vererek karşılaştırmaya çalıştılar.

Örnek verdikleri ülkelerde kişi başına milli gelir kırk ila yetmiş bin dolar, bizde ise sekiz dokuz bin dolar. Milli gelirleri bizden ortalama olarak yedi sekiz kat büyük olan, asgari ücret düzeyleri bizden ortalama yedi sekiz kat yüksek olan ülkelerle 200kw’a kadar elektrik fiyatını biz daha ucuz veriyoruz diye açıklama yapmak algı operasyonundan başka bir şey olamaz.  Yoksa bu bir hesap bilmezliktir, kandırmacadır. Aslında, ekonomiyi yönetemediklerini ve ne hale getirdiklerinin farkındalar. Biri çıkıyor en ucuz elektriği biz veriyoruz diyor, öteki çıkıyor İngiltere’de Almanya’da kuyruklar var, ürün bulamıyorlar diyor, bir başkası Fransa’da bir file 750 avroya doluyor diyor,  ekmek fiyatlarını avro cinsinden karşılaştıran da var, akaryakıt fiyatlarını karşılaştıran da var. AKP konuşmacılarına bakarsanız Avrupa ülkelerinde yaşayanlara acımamız, onlara yardım elini uzatmamız gerekiyor. Bunun adı; kendi ülkesindeki insanları aptal yerine koymak, başka bir açıklaması olamaz.  

Ama asıl gerçek, gün gibi ortada. Yerli ve milli iktidar ekonomiyi yönetemedi milli paramızın değerini pul etti. Dünyada yükselen enerji fiyatlarına paramızın yüzde yüze yakın oranda değer kaybı da eklenince bizdeki enerji fiyatları karşılanamaz hale geldi. Merkez Bankasının döviz rezervleri yeterli olmadığı için de maliyet yükü halkın sırtına bindi, binmeye devam ediyor. Nasıl desinler, biz Merkez Bankasının dövizini harcadık, nasıl desinler ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ tezimiz boş çıktı. Faizi de düşüremedik, enflasyonu da indiremedik, paramızı da pul ettik. Nasıl desinler ki yanlış özelleştirme yaptık, yandaşlara elektrik dağıtım işini verdik. Nasıl desinler ki liyakatsiz kadroları işbaşına getirdik, yatırımları takip edemedik. Nasıl desinler ki ekonomiyi batırdık, halkı ucuz ekmek kuyruklarına mahkum ettik, kış günlerinde soğuğa terk ettik.

AKP yönetimi, başarısızlıklarını kabul etmediği için özeleştiri yapmak yerine, eğdikleri büktükleri rakamları kullanıp başarı tabloları sunuyor, algı yönetmeye çalışıyor.

Algı yönetimi sadece rakamlardan da ibaret değil maalesef.

Aynı açıklamanın son bölümlerinde Cumhurbaşkanı, “Türkiye'nin geçtiğimiz 20 yılda nereden nereye geldiğini görmeden 2023 hedeflerimizin, 2053 vizyonumuzun anlaşılabilmesi mümkün değildir”....... “Kısaca insanca bir hayat sürebilmenin gerçekten zor olduğu dönemlerden geçerek bugünlere geldik”..... “Bugün artık, vatandaşlarının can güvenliğinden emin olduğu hukuk devleti ilkesine bağlı temel haklarını kullanan özgür bireylerin Türkiye’si var”........ “Bugün artık, siyasi, askeri, diplomatik ve ekonomik olarak bölgesinde ve dünyada söz sahibi, bayrağı ve pasaportu itibarlı, vatandaşların başı dik bir Türkiye var” ifadelerini kullandı.

Söylemek kolay, inanan var mı?

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar