Sadık Çelik

Sadık Çelik


23 Nisan Ruhunun İzinde: 31 Mart 1909 Vakası'ndan 23 Nisan 1920’ye ve 31 Mart 2024 Seçimleriyle Yeniden Doğuşa

23 Nisan Ruhunun İzinde: 31 Mart 1909 Vakası'ndan 23 Nisan 1920’ye ve 31 Mart 2024 Seçimleriyle Yeniden Doğuşa

 23 Nisan, milletin kendi kaderini çizmeye başladığı bir dönemeç, Türkiye Büyük Millet Meclisi ile birlikte umudun ve direnişin ilk adımlarının atıldığı kutlu bir başlangıçtır.

Gaz lambalarının loş ışığında, yoksulluk ve sıkıntılar içinde kurulup çalışmaya başlayan bu Meclis, irade beyanının ve bağımsızlık aşkının tezahürüdür. O gün, Birinci Büyük Millet Meclisi'nin kapıları, Türkiye'nin geleceğine, bir umut kapısı olarak açılmıştır. Her 23 Nisan o ilk adımın yankısı, yeniden doğuşun sembolüdür.

Sadece bir bayram değil, aynı zamanda bir emanetin ifadesidir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözü, bu günün anlamını daha da derinleştirmektedir.

Atatürk'ün çocuklara olan inancı ve onlara duyduğu derin sevgi ile özel bir anlam kazanır 23 Nisan. Onun, çocuklarımıza bıraktığı paha biçilemez emaneti korumak, emanete sahip çıkmak, her şeyden önce çocukların eğitim ve refah haklarını güvence altına alarak ve onları her türlü kötülükten uzak tutmakla mümkün olabilir. Her çocuğun güvende olduğu, temel yaşam haklarına sahip olduğu, sağlıklı bir ortamda büyüdüğü, hak ettiği özenle beslenip büyütüldüğü, insanlık dışı bir yoksunluk olan sağlıklı ve kaliteli gıdaya, hem bedensel hem de zihinsel gelişimi için gerekli olan yeterli proteine erişememe acısını hiçbir zaman tecrübe etmediği bir Türkiye ve dünya yaratmak, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmanın anahtarı değil midir?

Milletin egemenliğini ilan ettiği bu özel günde, geleceğimiz olan çocukların sağlıklı, bilinçli ve donanımlı bireyler olarak yetişmesi yönünde güçlü bir temennimiz var. Ne var ki, bu umut dolu temenni, ülkemizde ve dünya genelinde zor şartlar altında yaşamak zorunda kalan, zulme uğrayan, açlık ve sefaletle mücadele eden, şiddete maruz kalan, en temel hakları bile gasp edilen çocukların varlığı ile gölgelenmektedir. Özellikle bugün Gazze'de, tüm dünyanın gözleri önünde süregelen trajedide, masum çocuklar her gün ölümle yaşam arasında azap çekiyor. Bu çocuklar, dünyanın geri kalanının duyarsızlığı karşısında ve sayesinde, hayatlarının en değerli yıllarını ölerek, ölmeseler bile ağır yaralanmalar ve sakatlıklarla mücadele ederek geçiriyor. Sadece bedensel yaralar almıyorlar; aynı zamanda annelerini, babalarını, kardeşlerini, kısacası tüm dünyalarını kaybediyorlar. Bu ani ve onulmaz kayıplar, onların genç yüreklerinde silinmez izler bırakıyor Birçoğu yaşamlarının geri kalanında bu travmaları, bir an bile omuzlarından indiremedikleri ağır bir yük olarak taşıyıp duruyor. Zulüm ve yoksunluğun acısı son nefeslerine kadar yakalarını bırakmıyor.

Mustafa Kemal ve Osmanlı ordusunun Filistin cephesinde verdikleri mücadeleleri hatırlayalım. Bu dönemde, Arapların İngilizlerle iş birliği yapması, Anadolu evlatlarını sırtlarından hançerleyerek asit kuyularına atması unutulmamıştır. Geçmişte Arapların yerlerini yurtlarını Yahudilere satması, bugünkü Filistin zulmünün kaldırım taşlarını döşemiştir. Geçmişte döşenen bu kaldırım taşları ne acıdır ki bugünün trajedilerine zemin hazırlamıştır. Bu tarihî ihanetler, bugünkü acıların köklerinde yankılanmaktadır.

Atatürk, o günlerden itibaren bölge halkı için mücadele etmeye başlamıştı fakat onların acısı hala dinmedi. Bugün ise bu acı, bizim kolektif vicdanımızda derin yaralar açmalıdır. Çünkü Atatürk'ün çocuklara olan inancını anmak ve onurlandırmak, sadece bayramlarda değil, her gün, tüm çocukların hak ettikleri yaşama kavuşmaları için mücadele etmekle mümkündür. Geçmişin ve bugünün yaralarını ancak bu şekilde sarabiliriz. 

Bunu yapamıyor ve giderek yayılan karanlığa sessiz kalıyorsak tüm umutlar anlamsızlaşır. Sessiz kalmamak demek Kuva-yi Milliye’nin onurlu mücadelesi ile Hamas’ı karşılaştırmak demek değildir, elbette. Tarihimize dair önemli ve değerli kavramların yanlış bağlamlarda kullanılması, hakikatleri çarpıtmaktan başka bir işe yaramaz. Ayrıca tarihi olaylar ve değerler arasında yapay rekabetler veya karşılaştırmalar yaratılmamalıdır.

Atatürk'ün çocuklara baktığı gibi, umutla, sevgiyle ve sarsılmaz bir inançla bakmalıyız onlara. Onların gözlerindeki ışığı söndürmemeli, çıkmayan sesleri olmalıyız. Çünkü çocukların karanlığında kaybolan her ışık, tüm insanlığın geleceğini karartır. Onların ışığını korumak, tüm insanlığın aydınlığını garanti altına almak demektir. Atatürk'ün emanet ettiği bu kıymetli miras, sadece çocuklarımızın değil, tüm dünyanın umududur.

Tarih, zorluklar karşısında umutsuzluğa teslim olmak yerine, onları aşacak hayaller kurmanın zaruriyetini defalarca kez göstermiştir. İşte bu sebepten, 23 Nisan ruhu paha biçilemez bir değer taşır. Bu ruh, en derin karanlıklar içinde bile, ışığa erişebilme gücümüzü besler, bize yol gösterir. 23 Nisan, sadece bir anma günü değil, aynı zamanda içimizdeki ışığı koruma ve onu yüceltme çağrısıdır.

1920'lerde atılan bu adım, sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın çocuklarını ilgilendiren evrensel bir değer olarak öne çıkar. Büyük insan Atatürk önderliğinde o gün verilen karar, zamanının çok ötesinde bir vizyonu temsil eder ve bugün bile tüm dünyada çocukların hakkını, mutluluğunu ve refahını gözetme idealini pekiştirir.

31 Mart 2024 seçimlerinin, Türkiye'nin karanlık dönemlerinden aydınlığa çıkışının bir emaresi olarak yorumlanması da tesadüf değildir. Tıpkı 23 Nisan 1920'de millet iradesinin Meclis'te tecelli etmesi gibi, bu seçimlerde de halk, mevcut duruma tepkisini net bir şekilde ortaya koymuştur. Dibe vurmuş bir geminin, ancak içindekilerin el birliğiyle yüzdürülebileceği gerçeği, 31 Mart'ta bir kez daha kendini göstermiştir. Çünkü Atatürk’ün de söylediği gibi; “Ulusal egemenlik öyle bir ışıktır ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, yok olur!”

Karanlık en yoğun olduğunda dahi, ışığa çıkan bir yol bulunabilir. 31 Mart, bu yolun işaret fişeği olmuştur. Halk, yoksullaşmaya, yoksunlaşmaya, ekonomik ve toplumsal krizlere karşı dur demiştir.

Kim bilir belki de bu, Türkiye'nin muasır medeniyetler seviyesine çıkan yola yeniden girişinin ilk adımıdır.

Burada 31 Mart Vakası’nı hatırlamamak mümkün değil galiba.

31 Mart Vakası, Osmanlı tarihinde, Cumhuriyet'in temellerinin atılmasında kritik rol oynayan, dönüm noktası niteliğinde bir hadisedir. O günlerde, Harekat Ordusu, Meclis-i Mebusan'ı feshetmeye çalışan gericilerden meclisi kurtarmıştır. Bu ordu, Mustafa Kemal'in önderliğinde, aydınlanmacı yönetici kadrolarla birlikte, Meşrutiyet’i kurtarmış, Abdülhamit istibdatına son vermiştir.

Bu olay, Osmanlı'nın II. Mahmut ve III. Selim dönemlerinden başlayan, ancak Abdülhamit döneminde kesintiye uğrayan aydınlanma ve ıslahat hareketlerinin yeniden canlanışını simgeler. 31 Mart Vakası, Mithat Paşa'nın trajik sonu, Taif Kalesi’nde işkenceyle zebanilere katlettirilmesi, onun ölümüne inanmayan Abdülhamit’in talebi üzerine kellesinin bal küpüne konularak Yıldız Sarayı'na gönderilmesi gibi geçmişte ödenen bedellerin, aynı idealler uğruna verilen mücadelelerin devamı niteliğindedir. Tüm bu insanların, yani Mithat Paşaların, Mahmut Şevket Paşaların ve Talat Paşaların verdiği mücadele ve ödedikleri bedeller, en sonunda, bugün Hürriyet Mahallesi olarak geçen yerdeki Hürriyet Tepesi’ne, Mithat Paşa’nın kellesi defnedilip anıt mezar (Abide-i Hürriyet veya Hürriyet Anıtı olarak da bilinir) dikilerek onurlandırılmış ve bu mücadelenin yüceliği simgesel olarak taçlandırılmıştır.

Sonuç olarak, 31 Mart Vakası, sıradan bir olay değildir. Osmanlı Meclisi'nin yeniden güvence altına alındığı, meşrutiyetin kurtarıldığı ve aydınlanma yoluna devam edildiği için bu dönem, tarih sahnesinde önemli bir duraktır. Mustafa Kemal ve Harekat Ordusu, Talat Paşalar, Mahmut Şevket Paşalar ve Cemal Paşalar gibi liderlerin sürece yeniden müdahaleleri, aydınlanmayı ve sonunda Türk milletinin Cumhuriyet’le buluşmasını sağlamıştır.

Geçtiğimiz asrın başında yaşanan 31 Mart Vakası'nın yankıları, 31 Mart 2024 seçimleriyle gizli bir diyalog kurar gibidir… Tarihin ironik tebessümlerini temsil eden bu tarihler, toplumsal bilincin nasıl olgunlaştığını ve karanlık düşüncelere karşı nasıl bir duruş sergilendiğini anlatır aslında. O günlerde sokakları kaplayan sis perdesi, zamanla demokrasinin temiz havasına bırakmıştır yerini. Bu süreç, yüzyıllar boyunca süren bir mücadelenin neticesi, halkın iradesiyle şekillenen modern bir anlayışın zaferidir.

23 Nisan, bu iki Mart arasında bir köprü kurarak, bize halkın sesinin yükseldiğini ve karanlık düşüncelere karşı aydınlık bir duruşun nasıl sergilendiğini hatırlatır. Ve bu, sadece tarihi bir tekrardan ibaret değil, aynı zamanda geleceğe dair bir umut vaadidir.

Gerçek değişim, toplumsal mühendislikle değil, halkın iradesiyle şekillenir. Tarih, bu gerçeğin şahididir. Türkiye’nin geleceği, 23 Nisan 1920'nin ruhuna sadık kalarak, yine halkın ellerinde şekillenecektir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlarken, Atatürk'ün çocuklara duyduğu derin inancı yüreğimize kazıyarak, onlar için daha aydınlık bir dünya inşa etme çabalarımızı sürdürmeliyiz.

Atatürk'ün dediği gibi, çocuklarımız geleceğin “bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısıdır!” Bu parıltılı yıldızlarla, Türkiye'nin muasır medeniyetlerin ötesine geçeceğine olan inancımızı sadece korumakla kalmamalı, her gün yeniden canlandırmalıyız. Çünkü bir çocuğun gözlerinde parlayan ışık, yalnızca kendi kaderlerini değil, tüm ulusumuzun rotasını aydınlatır.

Öyleyse geleceğimizin mimarları olan çocuklarımıza bırakılan bu kutlu vasiyeti, aşkla, inançla ve umutla yeniden taahhüt edelim.

Sadık ÇELİK

[email protected]

telif

Makale Yorumları

  • nergis29-04-2024 09:52

    23 Nisan ve 31 Mart için çok anlamlı bi yazı olmuş. Eski ve yeni tarihler için güzel bir karşılaştırma yapmışsınız. Bilgilerimizi yeniden güncellemiş olduk bu sayede. Teşekkür ederiz.

  • beyza29-04-2024 09:21

    Başlığa bakıldığında farklı konular kaleme alındığı görünse de yazıdaki bütünlük hayret verici.. cümle geçişleri, yazarın anlatmaya çalıştığı şeyleri yalın dille anlatımı, paragrafların bütünlüğü ve bilgi vericiliği çok başarılı. Bilgi bazlı köşe yazılarını anlamak için bir kaç kez okumak gerekirken bu yazarın yazılarının dili her seferinde sonraki yazı nasıl olacak hissi uyandırıyor.. Gençlere ve bilgisi kısıtlı olan yetişkinlere bu tarz bilgi dolu yazılar hazırlamanız çok güzel. teşekkür ederiz..

  • Erdoğan27-04-2024 12:52

    Mesele senin benim meselesi değil 23 Nisan tüm ulusun meselesi olduğunda yirmiüç Nisan ruhuna uygun bir kutlama olacaktır yıllardır oynanan oyun bir türlü maya tutaması iyiye işaret ama malesefki beyinleri yıkanmış yeni toplumlar yaratılmakta bunun bürsğrü göstergesi örneğin mili eğitimin yeni müfredatı akp nin seçim bildirgesi gibi bu ülkenin bugüne kadar ayakta kalıp bölünmemesinin idalist insanların halen olması ve bu insanların yeni nesiller yetiştirme misyonlarını daha çok aktif hale getirmeleri gerek deniz gezmiş ve arkadaşları Filistin'in bölünmemesi için nasıl mücadele ettikleri gibi dün denizleri idam edenler ve aynı zihniyette olanlar malesefki ülke yönetiminde olmaları tesadüf olmamalı bedenimiz toprak olsada bu ülke paidar kalacaktır yaşasın cumhuriyet

  • Ezgi26-04-2024 15:47

    23 Nisan 1920'de düşünsel yapısıyla döneminin çok ilerisinde olan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk TBMM'yi açmakla bir ulusun uyanışının temellerini atmıştır. Yazınız için teşekkürler.

  • Hüseyin kabak26-04-2024 14:50

    Gazi Mustafa Kemal cumhuriyetimiz nasıl kurtardı atalarımız nenelerimiz ve silah arkadaşları nasıl çile çekerek nasıl ihanetle bu ülkemizi kurtardı son nefesinde bile hatayı ülkemize kattı kaç tane fabrika kürdü ama teker teker satıldı öyle bir cumhuriyet kurduki tüm dünya atamız karşısında diz çöktü atamız bu ülkeyi gençlere ve çocuklara emanet etti çocuklar için 23 Nisan gençler için 19 mayıs geleceğimiz genclerdir çocuklardır inanın çocuklar motorları maviliklere süreceğiz umudumuz geleceğimiz ama okumalıyız şu anki eğitim sıfır önceden dünyada sıralamaya giredik şu an yok 0dtü Boğaziçi üniversiteleri bile kötü bu gidişatı Düzenlemesi gerekir devletin saygılarımla Hüseyin kabak

  • Serdar26-04-2024 08:35

    Önemli konuları en iyi şekilde yorumlayıp analiz ederek bilgilendirdiğiniz için teşekkürler

  • Onur25-04-2024 06:14

    Bu güzel yazınız için teşekkür ederiz. Kaleminize sağlık Sadık Bey.

  • MÜSLÜM24-04-2024 17:31

    Ağzına sağlık sadık abi 23 Nisan ülkemiz için çok önemli bir gün ama dünyada çocuklara verilmiş tek bayram olması daha anlamlı kılıyor dünyanın şimdi ki halini ve liderlerini gördükten sonra Atatürk’ün önemi ve farkı daha iyi anlaşılıyor iyi ki Atatürk gibi bir kurucuya sahibiz onun izin de yürümeliyiz

  • GÜLYA24-04-2024 09:29

    Yine içeriği dolu dolu çok güzel bir yazı olmuş , kaleminize sağlık....

  • Dogus celik24-04-2024 09:24

    Ataturk cumhuriyeti cocuklara adadigi gibi cumhuriyeti cocuklarin safligiyla es tutmustur bu mesaj cok guzel bir mesajdir. Yaziniz cok guzel olmus.

  • Timur yılmaz23-04-2024 21:01

    Yazarımızın 23nisanı kapsayıcı degerlendirmesi, konunun sadece biz türk cocukları degil aynı zamanda, filistinli cocukların, abdülhamitten önce başlayıp yarım kalan aydınlanma cabalarının, 31mart öncesine kadar sönen umutların, sonrasında yeşeren, cicek acan mustafa kemal ülkesinin dününü bugününü yarınlarını degerlendirerek bizede nacizane söyleyecek tek cümle burakmış. Yine mustafa kemalin sözüyle bitirelim. Bu ülke ilelebet payidar kalacaktır. 23nisan ulusal egemenlik ve cocuk bayramımızı en kalbi duygularla kutluyorum.

  • KADİM Taşbilek23-04-2024 20:12

    23 Nisan Ulusal egemenlik ve çocuk Bayramı uzun süredir istediğimiz şenlikler le kullanılmiyordu Atamızın çocuklara armağan ettiği bu günü bu gün Türkiye genelinde coşkulu bir etkinliğin örneğini Beyoğlu belediye başkanı sayın İnan Güney in öncülüğünde Hasköy kültür merkezinde binlerce çocuğun mutluluğunu yaşatarak göstermiş oldu bu anlamlı günü kaleme aldığınız için çok teşekkür ediyorum başarılar diliyorum Sadık bey.

  • Hüseyin yılmaz23-04-2024 18:27

    23 Nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı'mız kutlu olsun Atatürk tarafından çocuklara armağan edilen bu bayramın önemini ve değerini iyi bilmemiz gerekiyor bugünün çocukları yarının gençleri yetişkinleri olarak geleceği şekillendiriyor inşa ediyor doğru eğitim aldığı takdirde yarının bilim adamları yöneticileri mühendisleri olarak toplumu şekillendirecekken yanlış ellerde tarikat cemaat gibi bugün de örneklerini çokça görebiliyoruz tehlikeli silahlara da dönüşebiliyorlar Atatürk'ün meclisi açtığı ilk günden itibaren bu tarikat ve cemaatlerin taarruzu ve saldırısı başlamış olup günümüze kadar da devam etmektedir düşman bu kadar sinsi ve tehlikeli iken çocukları bunlardan korumak bir bakıma geleceği de kurtarmak anlamına geliyor başta ülkemiz çocukları olmak üzere bütün dünya çocuklarının daha iyi bir ortamda yaşaması savaş ve kaostan uzak özgür ve sevgiyle büyüyecekleri daha nice 23 nisan'ı coşkuyla kutlamalarını temenni ediyorum sadık bey'i de bugünün önemini ve değerini bizlere hatırlattığı için ayrıca teşekkür ediyorum

  • Dilek Dinç23-04-2024 15:17

    Ne güzel anlatmıssınız yüregınıze saglık

  • Fatih23-04-2024 14:39

    Gazi MUSTAFA kemal atatürkün 23nisan1924te23nisan gününū bayram olarak ilan etmişti SADIK BEY sizde bu anlamlı ve önemli birgünü okadar icten ve samimi bir şekilde kaleme almışsınız elinize saglık

  • Hakan23-04-2024 13:58

    Tarih 2 Mayıs 2011 Yer Bebek Kapıdan içeri Gözlük Ayakkabı ve Gömlek İthal Ceket ve Pantolon yerli giyimli olan biri girer Girdiği işletme belki hayatında hiç Ummadığı ve en güçlü Olarak Teklif getirdiği en güçlünün olduğunu iddia ettiği Çakma Yerli kabul ettiğim biri tadından geliyordu, Şaşkınlık içinde Hakan sordu hiç tanımadığı Hakan a Hakan YILDIZ burada mı diyerek ve Hakan a Bakarak Kibir ve Güç Sarhoşluğu içinde bir Ses Tonuyla Kim olduğunu ve Gizleyecek Kadar Korkak bir izlenim bıraktığının fark etmeyen bir imajla, İlk intiba her daim karşındaki insan da değerler yaratır Yanlış bırakılan intiba ise o değerleri yerle bir eder Cümlesini dikkate almayarak konuya giriş yapar O dönemin meçhul bilinmeyeni fakat daha sonra danışmanlarının içinde en ön safta yer tutacak olan eğitim den Yoksun Türk Annesini Töresi ni unutmuş kişi, Teklif Kendi gibi iğrenç ve ürpertici 1 Değerlerini Hiçe Say ( İnanç ve Aile )2 Bayrak, Toprak Devlet ilkelerini Unut 3 Liderimiz i Lider Olarak Kabul Et Bu üç şart ve Aynı Zamanda ilk iki Vâr oluş ilkelerimizi umarsız ve Tutarsızca Yok saymamı bekleyen ve isteyen bu Kendini Kaybetmiş Zat Üç adet yerine koymamı istediği teklif ile de konuyu bağlar 1 Güç konusunu Asla Düşünme 2 Para rakamsal Olarak konu olmaktan çıkacak 3 Her Koşul ve Konuda Liderimiz yanında olacak ve Seninle Muhakkak Sohbet Edip Tanışma yaşayacaksınız Yaşanan süreçte ne mi oldu dersiniz???? Yada Nasıl bir Hayaller ülkesine geçiş yaptığını mı düşünüyorsunuz Hakan YILDIZ ın !!!!! Herşeyi ni birikimlerini Kendi nin senelerce emek çaba ile büyüttüğü İş Yaşam Konfor Maddi ve Manevî sayılabilir Herşeyi ni Bayrak Toprak Aile İnanç ilkelerin den sapmayarak kaybetti Bir çırpıda reddettiği teklif hayatından herşeyin yok olmasına neden olmuştu, Ama yılmadan en baştan yaptığı Gibi tekrar tutundu hayata umutları hayalleri yerle bir olduğu için de fırtınalar kopmasına rağmen Neden sorusunu yıllarca kendine sordu artık nefes alamaz bir döneme gelmişti bir 22 Nisan günü cevabı Üsküdar sahilinde 23 Nisan hazırlıklarını yapan Belediye çalışanlarının ses efekti hazırlığı sırasında buldu o cevabı, Karşısında 4 pırıl pırıl yaşları 10 - 12 olan gençler YAŞA MUSTAFA KEMAL PAŞA nidaları atarken Coşkuyla Eğlendikleri ni gördüklerinde Sırf bu yüzden bile çekilen zorluklar kutsaldır dedi... Ve Başı dik bir şekilde sessizce ayrıldı gençlerin yanından Mutlu ve Bir O Kadar da Umut Dolu.... Lider görmek isteyen bir insan GERÇEK LİDERİN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Olduğunu Kabul edinceye kadar ❤️ Mücadeleye Devam.... Bu arada Bana Bu Teklifi getiren insan ın bir gün yargılanarak Gözlerinin içine Bakacağımı bilmesini Hayattan Dilerim. Sevgilerimle Tüm Çocuklarımızın Bayramını Tebrik Ederim Hakan YILDIZ

  • Galip Cinar23-04-2024 13:55

    Müthiş bir yazı olmuş.Elinize sağlık.Sanki Japonya'da Asayi shimbun' dan bir makale okudum dolu dolu...!

  • Ayşe Er23-04-2024 10:33

    23 Nisanın anlamı anca böyle güzel bir yazıyla ifade edilebilir .Aç kalan ezilen her çocukla içimizdeki kendi çocuklugumuz ölür . Bu evrende niye var olmuşum diye sorgulayan her insan bunun farkındadır. Atatürk özel yaratılmış genlerinin dizilimi mükemmel dolayısıyle çocukların en güvenilir gelecegimiz olduğunu bilendir . Böyle özel insanlar yaratmış tanrıyı görmemek ne mümkün umarım insanlık bedelini masum çocukların ödemeyeceği güzel günlere evrilir..

  • Metin Yalti23-04-2024 10:22

    23 Nisan vizyonunu en iyi anlatan içselleştirmiş çok güzel bir yazı okudum. Her satırı için Yazarı içtenlikle kutluyorum

  • Yücel23-04-2024 09:55

    Kalemine kuvvet

  • Hüseyin Çağlayan23-04-2024 09:51

    Harika bilgiler hocam sağolun varolun

  • Mustafa acar23-04-2024 09:22

    Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederiz.Her zamanki gibi objektif ve net.İyiki varsınız.????

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar