Füsun Paşa

Füsun Paşa


Sen ne istiyorsun?

Sen ne istiyorsun?

Bu soru hayatın içinde size sihirli bir akış sağlar. Kendinize bu soruyu hiç soruyor musunuz?

Ne istediğini bilmek; Kendinin, seçimlerinin ve hayatının sorumluluğunu almak demektir. İstediğin şey için eyleme geçmen, kararlı bir şekilde ilerlemen gerekir. Ancak yetişkin olan insanlar, kendi yaşadıkları hayatın sorumluluğunu alırlar. Yaşının büyük olması yetişkin olduğunu göstermez. Sonuçta ne yaşarsan yaşa, suçlu, yanlış, hata aramadan ' Ben seçtim, ben yaşadım, ben yaşayacağım.  İstediğim her şey için ne gerekiyorsa onu yaparım.' diyebiliyor musun?

SEN, NE İSTİYORSUN?

Hem kendine hem de başkalarına soracağın güçlü bir sorudur.

Cevaplarında odak noktan ne? Enerjin, gücün nereye akıyor? İstediklerine mi? İstemediklerine mi?

Bazıları bu soruya istemediği şeyleri sıralayarakcevap verir. Mutsuz olmak, hasta olmak, borç içinde yaşamak, öfkeli olmak  istemiyorum gibi cevaplar verir. Sadece istemediklerine odaklanırlar.

 Bazıları da hazır olan ezber cevaplarını hemen vermeye başlar. Bunları öğrenmiştir. Böyle olunması gerektiğine inanır. Mutlu olmak, aşık olmak, ünlü olmak, başarılı olmak, zengin olmak,seyahat etmek istiyorum gibi arka arkaya hızla cevap verirler. Bunlar için ne yapıyorsun? Neyi değiştirip, hangi adımları atıyorsun? desen, çoğunun cevabı olmayabiliyor. Sadece istiyorlar.

Bazıları ise günün karmaşasına ya da yapılacaklar listesine o kadar takılı kalır ki, kendine bu soruyu sormayı aklına bile getirmez. Çünkü onun görevleri vardır. Zorunlulukları vardır. Ondan beklenen hatta başkalarına da ait olan üstlendiği sorumluluklar vardır. Kendini yok sayarak, hep başkaları der. Sıra hep en son ona gelir, hatta belki gelmez bile. Sıra ona gelse bile artık yorgun düşmüştür, gün bitmiştir, sadece uyuması gerekir.

Bazıları yaşadığı olumsuz olayların içinde o kadar kaybolmuştur ki, şikayetlerle, kızgınlıklarla, başkalarını suçlamalarla yaşamaktan, devamlı dışarıda suçlu, hatalı, yanlış aramaktan başka bir şey yoktur hayatında.  Kendi hayatında kendisi yoktur. Fanatik gibidir. Hayata savaş açmış gibi yaşar. Her şeyle kavgalı, kızgın. Onları her yerde tanırsınız. Sorun ararlar. Beslenme kaynakları budur.  

Bazıları da böyle bir soru hakkı olduğuna bile inanmaz. Aslında çoğu bu soruyu reddeder. İstesem ne olacak ki, zaten istediğim hiç bir şey olmuyor der, işin içinden çıkar. Üzgün ve mağdur bir şekilde yaşarlar.

 Bunlar gibi yüzlerce tanımlama anlatabilirim size.

İşte bütün bu sorunlara,  zorluklara,olumsuzluklara, farkında olmadan kader derler ama aslında bağımlı olan kişilerdir. Evet yanlış duymadınız sorunlara bağımlılık vardır. Kendilerine defalarca aynı senaryoları yaşatırlar. Derler ki, gördünüz mü? İşte benim hayatım, kaderim bu. Hayatımda zaten hiç iyi bir şey olmaz diyerek haklı olmaya çalışırlar. Kendilerine, yaşadıklarına üzülen , sevgi veren, onları destekleyen  insanları etraflarında böyle toplamaya alışmışlardır. İlgi ve sevgiyi böyle alırlar.

 Belki, birisi gelip kurtarmalıdır onları. Kendi kendilerinin kurtarıcısı olabileceğini, ancak kendileri isterse her şeyi değiştirebileceklerini bile göremezler. İstemezlerde.                                                  Kendilerini, kurban,mağdur,çaresiz olarak görmek daha kolaydır. Çünkü değişim en başta anlattığım gibi, ne istediğini bilmek, hayatının sorumluluğunu almak demektir. Gücünü eline almak, kendine güvenmek, inançla istediklerin için adım atmak demektir. Bazen bırakman gerekeni bırakmak, sorun olarak gördüğün şeylerden özgürleşmek, yeni istediğin hayat tarzı için kararlı olmak demektir. Değişime direnç göstermek, durmak, beklemek daha kolay gelir birçok insana.

Hep söylenen, eşinden, paradan, işinden şikayet ederek konuşan insanların şikayetlerini sonlandırmak isterseniz şu soruyu sorun.

Senin için ne yapabilirim? Sana nasıl yardımcı olabilirim?  O anda şikayetler durur. O insan çözüm değil de sadece şikayet etmek bununla ilgi toplamak isterken,  sen yardım önerinle oyunu bozmuş olursun.  Enerjini çaldırmak yerine bu soruyu sorabilirsin. Sen de bunu başkalarına yapmayı bırakabilirsin.

Sonuçta başkalarına soracağınız 'Sen, ne istiyorsun?' sorusu gibi birçok soru onları kurban bilincinden, o bulunduğu çaresizlik alanından çıkartır. Sizi de kurtarıcı rolünden çıkarır.  Ne istediği sorusuna, bilmiyorum cevabı verse bile, en azından ona böyle bir şeyin mümkün olduğunu hatırlatacak. Bu soru düşündürür. Değişime kapı açar. O kapıdan giriş yapan, o an söylediği olumlu istekleriyle bile enerjiyi değiştirir, değişimi başlatır. Artık odak noktası değişmiştir. Sonrasında farklı sorulara izin verirse, devam edebilirsiniz.

Şimdi bu isteklerin için ne yapman gerekir?  Nasıl bir yaşamın olsaydı kendini iyi hissederdin? Bunun için hangi farklı adımları atacaksın? Hangi davranışını, neyi değiştireceksin?  gibi bir çok soruyla herkesin hayatında farkındalık yaratabilirsiniz. Bırakın, izin verin herkes kendi çözümlerini bulsun.  Kendi hayatının, seçim ve eylemlerinin sorumluluğunu alsın. İşte o zaman güçlenecek insanlar. Onları kendi güçleriyle buluşturun. Birisine ne yapması gerektiğini söylediğinizde, onun hayatına ait tüm sorumluluğu alırsınız. Gün gelir, sen söyledin, ben yaptım bu yüzden başıma bunlar geldi denir. İyi olan şeyleri insanlar kendileri yapmış olur, olumsuzluklarda suçlu aranır bulunur. Bu yüzden çocuklarınız dahil izin verin herkes hatasıyla, doğrusuyla kendi hayatının sorumluluğunu alsın.

Kurtarıcı rolünü üstlenmenize gerek. Bu çok zor, ağır bir rol.  İnsanlara tabela olmak çok daha kolay.

 Tek ihtiyaç olunan şey güvendesin, yanındayım, yapabilirsin duygusunu verebilmektir. İşte en güzel yardım ve destek böyledir. Kendiniz için de bu geçerli.

Şimdi sıra sizde , kendinize bu soruyu sorun. Sonra derin bir nefes alın ve verin. Gözlerinizi kapatın, biraz kendi içinizde dingin ve sessiz kalın. Birkaç nefes daha alıp vermeniz gerekebilir. Öncelikle aklınızdan hemen geçen ezber cevapların, istediğinizi sandığınız şeylerin dışına çıkın. Sadece nefesinize odaklanın. Nasıl nefes alıp verdiğinize dikkat edin. Tüm odak noktanız nefes olsun. Yavaş ve sakin bir şekilde nefes alıp verinceye kadar devam edin. Kendinizi nefesin akışında dengeye getirdiğinizde sakinleştiğinizde gözlerinizi açın. Kendinize bakın. Hayatınıza bakın. Gözlemleyin her şeyi... Başkalarının değil senin ne istediğin önemli işte bu farkındalıkla bakın hayatınıza.

Şimdi soruyu tekrar sorun.

Hayatın akışında, bulunduğun noktada, tam da şu an da

SEN, NE İSTİYORSUN? SENİN İÇİN, SENİ MUTLU ETMEK, İYİ HİSSETTİRMEK İÇİN NE YAPABİLİRİM?

Ne yapman gerektiğini artık biliyorsun.

Kendinize iyi davranın. Çünkü çok değerli ve özelsiniz.İsteklerinin, hayatının yöneticisi  sen ol.  İster ve seçerseniz her şeyi değiştirebilir en güzel hayatı kendinize armağan edebilirsiniz.

 Sevgi ve ışıkla kalın...

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar