Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Putin’e bir darbe de Kazakistan’dan

Putin’e bir darbe de Kazakistan’dan

Son yazılarımda neden hep uluslararası olaylar, özellikle de Ukrayna Savaşı ve olası sonuçlarına fazlasıyla odaklandığım, iç siyaseti biraz göz ardı ettiğimle  ilgili sorular soruluyor. Hemen yanıtlayayım. Çünkü iç siyaset uluslararası ilişkilerden bağımsız değildir. İkisi  içiçedir. Hele bizimki gibi jeo-politik önemi çok fazla olan bir ülkede...  Ne demek istediğimi bu ilişkilerin inceliklerini, dengelerini ya da dengesizliklerini  bilenler anlar.

Bu yazımda size bir hayli önemsediğim bir konudan söz edeceğim. Kazakistan, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra gerek ekonomik gerekse de askeri son derece sıkı ilişkiler yürüttüğü Rusya Federasyonu’yla yolları ayırma kararında olduğu sinyalini verdi. Fosil enerji bakımından zengin yataklara sahip Kazakistan’ın Moskova’yla yollarını ayırıp Batı’ya göz kırpması Rusya Lideri Vladimir Putin’e indirilen ağır bir darbe olarak değerlendiriliyor.

Fransız Marianne.net haber sitesinde “Kazakistan-Rusya:Ukrayna Savaşı’nın Kışkırttığı Boşanma” başlıklı bir yazı yer aldı. European Strategic Intelligence Center (ESISC) kurucularından eski gazeteci Claude Moniquet’nin görüşlerine yer verilen yazıda şu cümleler kullanılıyor:

“24 Şubatta Ukrayna Savaşı başladığından beri Batı dünyası Moskova’ya sert tepkiler gösterdi. Ekonomik yaptırımlar uyguladı. Ancak aradan geçen zaman içinde bu tepkiler Batı’dan Doğu’ya doğru da kaymaya başladı.Şimdi Rusya’nın yıllardır sıkı müttefiki olan Kazakistan Moskova’yla yollarını ayırmak üzere. Daha da öte Kazakistan bunu yaparken Avrupa  ve ABD’yle yakınlaşmayı hedeflediğini açıkça ortaya koyuyor. Kazakistan sadece Orta Asya’nın yüzölçümü bakımından en büyük ülkesi değil; aynı zamanda muazzam yer altı enerji rezervleri var. Unutulmamalı ki Rusya’nın da bölgede en yakın müttefikiydi.

“İki ülkenin 6,846 km. uzunluğunda ortak bir sınırı var. Bu, Rusya’nın başka bir ülkeyle olan en uzun toprak sınırı. Kazakistan ve Rusya aynı zamanda Şanghay Grubu’nda Kollektif Güvenlik Antlaşması’nda  ve Avrasya Ekonomik Birliği’nde müttefik. “

Yazı 2 milyon 724 bin 900 kilometrekare yüzölçümüyle dünyanın dokuzuncu büyük ülkesi olan Kazakistan’ın 20 milyonluk nüfusunun yüzde 20’sinin Rus kökenli olduğuna dikkat çekerek, “Almatı’nın Moskova’ya bağlılığının şaşmaz bir biçimde süreceği düşünülürdü. Oysa öyle değilmiş,” ifadesini kullanıyor.

Ukrayna Savaşı’nın başlamasından sonra Moskova’da savaş karşıtı gösterilerin Kazakistan’ın başkenti Almatı’ya da sıçradığına işaret edilen yazı şöyle devam ediyor:

“Kazakistan’daki hareketlilik sadece sokakla sınırlı kalmadı. Geçtiğimiz Mart başında Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev Ukrayna’ya insani yardım yapılması kararını aldı. Bunun ardından Başbakan Alihan Smailov 82 ton yardım malzemesinin Ukrayna’ya sevk edildiğini duyurdu. Ancak (herhalde ne olur ne olmaz, malzemenin başına iş gelmesin kaygısıyla) yardım malzemesi Ukrayna’ya değil, Polonya’nın Katowice kentine indirildi. Unutulmasın ki Polonya hem AB hem de NATO üyesi bir ülke. Üstelik Ukrayna’da Rus işgaline karşı direniş güçlerine önemli yardım yapıyor. Bu sübliminal bir mesaj olabilir. Satır aralarını iyi okuyanlar ne mesaj verilmek istendiğini pekala anlamışlardır.”

Kazakistan’ın tepkilerinin bunlarla sınırlı kalmadığı, 9 Mart’ta “Büyük Vatanseverlik  Savaşı” yıldönümünde askeri gösterilerin iptal edilmesi kararını verdiği vurgulanan yazı şöyle devam ediyor:

“Ne rastlantıdır ki aynı tarihte Putin Kızıl Meydan’da ‘Ukraynalı neo-naziler’e ve Batı’da onlara destek olanlara verip veriştiriyordu. Öte yandan son aylarda Kazakistan Ukrayna Savaşı’ndan kaçan Rusya vatandaşları için bir sığınma yeri oldu. Yaklaşık 12 bin Rus sığınmacı şu anda Kazakistan vatandaşlığına geçerek çalışma belgesi almış durumda. “

SON DARBE İNİYOR

Rusya’ya yönelik en ağır sözlerin ise Kazakistan Cumhurbaşkanlığı İkinci Başkanı Timur Süleymanov’dan geldiği belirtilen yazının devam cümleleri de şöyle geliyor:

“Süleymanov konuşmasında Kremlin’in yürüttüğü propagandaya şu sert değerlendirmeleri yaptı: ‘Biz her şeyin adını açıkça koyarız. Rusya savaş sözcüğünü yasaklamak için bir yasa çıkararak buna, özel askeri operasyon, diyor. Maalesef Kazakistan’da biz savaşa savaş diyoruz. Tabii ki Rusya bizim onun yanında saf tutmamızı bekliyordu. Ama Kazakistan Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı duymaktadır. BM tanımadığına göre biz de Kırım ve Donbas’ta yaratılan filli durumu kabul etmiyoruz. BM’nin kabul ettiği kararlardan başka bir duruma saygılı değiliz.”

AB’nin, Çin ve Rusya’dan sonra petrol, doğal gaz ve uranyum zengini Kazakistan’ın üçüncü önemli ticari ortağı olduğu vurgulanan yazının son bölümü de şöyle:

“Rusya’dan kopan Kazakistan’ın ekonomisine zarar gelir mi, sorusu da sorulabilir. Ekonomi boşluk kabul etmez. İstikrarlı ilişkiler isteyen Kazakistan görünen o ki Batı’ya yakınlaşmak amacında.”

Yazının başında da dediğim gibi, iç siyaset dış ilişkilerden bağımsız yürütülemez.  Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasından sonra kurulan bağımsız Kazakistan Cumhuriyeti’nin kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev 2019’da kendi yetiştirdiği Kasım Cömert Tokayev’e Cumhurbaşkanlığı’nı devretmişti. 30 yıl Kazakistan’ı yöneten Nazarbayev Rusya Lideri Putin’le çok sıkı ilişki içindeydi. Tokayev iş başına geldikten sonra Rusya’yla arasına mesafe koymuş, bu yılın başında da Nazarbayev’in kurucu Cumhurbaşkanlığı yetkilerine son vermişti.

Öngörü meselesi. Dünyada değişiklikleri iyi okumayı bilen liderler ayakta kalır;  bilmeyenler de tepetakla olup gider.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar