Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Putin’den Erdoğan’a aba altından sopa mı?

Putin’den Erdoğan’a aba altından sopa mı?

Rusya’da yayımlanan Nezavisimaya Gazeta’da  (Bağımsız Gazete) Türkiye’deki depremler sonrası ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle ilgili iki yazı yer aldı. Rusya’da yayımlandığı halde “bağımsız” olduğunu iddia eden gazetenin “özel servislerin incelenmesiyle” ilgili ekinde çıkan bu iki ilginç yazının  Kremlin’in haberi ya da “olur”u olmadan yer almasına ihtimal vermiyorum.

Ekteki yazılardan birisinde 15 Temmuz darbe girişiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) NATO yanlısı kadroları tasfiye amacıyla MİT ve onun Başkanı Hakan Fidan’a yaptırıldığı ve bunda da başarılı olduğu iddiası yer alıyor. Yazıda binlerce muvazzaf askerin 15 Temmuz darbe girişimine karıştıkları iddiasyla ya tutuklandıkları ya da TSK’dan atıldıkları, darbenin planlayıcısı olarak da “Gülen Hareketi”nin gösterildiği ileri sürülüyor.

İkinci yazıda da çok çarpıcı iddialara yer veriliyor. Şöyle:” Erdoğan iktidarı, Türkiye’deki 11 ili yerle bir eden depreme karşı koyma ve deprem sonrası arama-kurtarma çalışmalarındaki başarısızlığının yol açtığı itibar kaybını gidermek amacıyla MİT tarafından bir psikolojik harekat düzenletti. “

“Türk İstihbaratı Deprem Sonrası Psikolojik Bir Harekat Düzenledi” başlıklı inceleme yazısında şu ifadelere yer veriliyor:

“MİT depreme hazırlık ve müdahalede sorunlar ortaya çıkınca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erozyona uğrayan desteğini yeniden güçlendirmek için bir psikolojik etki operasyonu (PSİKOP) düzenledi. 2010’dan beri MİT’in başında olan Hakan Fidan, depremin etkisiyle ilgili kamuoyunda farkındalık yaratmak için depremin hemen ertesinde çok aşamalı bir etki operasyonuna girişti. MİT yaklaşık 140 bin kişiyi istihdam eden Diyanet İşleri Başkanlığı’nı harekete geçirdi. Camilerdeki minarelerin hoparlörlerinden sala verildi. Oysa sala ülke genelinde yalnızca Cuma günleri, öğle namazından bir saat önce cenazeler için okutulurdu. Bu gelenek ilk kez 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bozulmuştu. “

DOĞU PERİNÇEK İŞBAŞINDA

Kurtarma çalışmaları sürerken Vatan Partisi Genel Başkanı ve hükümetin eski küçük ortağı Doğu Perinçek’in işe müdahil olduğuna dikkat çeken yazı şöyle devam ediyor:

“Perinçek’in Vatan Partisi ansızın bir kampanya başlattı ve ABD’nin deprem yardımı gönderme bahanesiyle Türkiye’yi işgale hazırlandığını iddia etti. Bu iddiasını da ABD uçak gemisi USS George HW Bush’un depremzedelere yardım kisvesi altında  Türk karasularına sevk edilmesine dayandırdı.

“Perinçek’in bu iddiasına Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu da katıldı. ‘ABD tarafının izin istemesi halinde Türkiye, bir ABD uçak gemisinin Türk karasularına girmesine izin vermeyecek,’dedi.

CİHAT YAYCI DA DEVREDE

“Geçmişte MİT’le birlikte çalışan bazı neo-milliyetçiler, yabancı istihbarat örgütlerinin Türkiye’de konuşlandırılan kurtarma ekiplerine gizlice ajanlar yerleştirdiğini ve bunun yakından izlenmesi gerektiğini iddia etmeye başladılar. Örneğin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2016’da orduyu NATO yanlısı subayların çoğundan temizlemesine yardımcı olan emekli amiral Cihat Yaycı, Türkiye’ye gelen yabancı kurtarma ekipleri içinde casuslar olabileceğini söyledi ve hükümete dikkatli olmasını tavsiye etti.

“Erdoğan’ın sırdaşı Metin Külünk ise Hıristiyan misyonerlerin kurtarma ekiplerinin içine sızdığını ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın onları izlemesi gerektiğini savundu.”

Otokrat bir rejim altındaki Rusya’da, Kremlin’in ve Putin’in “olur”u olmadan bu yazıların yayımlanamayacağını göz önünde tutarak  acaba nedeni ne olabilir, diye düşündüm. Putin’in Erdoğan’a yıllardır kesintisiz destek verdiğini bildiğimden gazetecilik merakım iyice arttı. Acaba Erdoğan’ın Finlandiya’nın NATO üyeliğini, aylarca ayak direttikten sonra kabul etmeye mecbur kalması mı Putin’i rahatsız etmişti?

Ya da Akkuyu nükleer santralının açılışı bahanesiyle Putin’in Türkiye’ye yapması planlanan ziyaret tehlikeye mi girmişti? Ziyaretin tehlikeye girmesinin nedeni Putin hakkında, Ukrayna’da işlediği ağır savaş suçları nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yakalama ve tutuklama kararı olması mıydı? Öyle ya, Putin mahkemenin o kararından sonra ilk kez bir yurt dışı seyahat fırsatı yakalamıştı. Türkiye’ye gelip Batı dünyasına gövde gösterisi yapma fırsatını kaçırabilir miydi? Saray’ın en etkili ve yetkili isimlerinden İbrahim Kalın o nedenle mi Washington’la Moskova arasında mekik dokumuştu? Bütün bunlar cevap arayan sorular. Ama ortada bir gerçek var ki o da şu: Anlaşılan Putin, Erdoğan’ın son zamanlardaki hal ve gidişinden rahatsız olmuş ve bu iki yazıyla ona aba altından sopa göstermişti. Öyle ya, bir kaç yıl önce Moscow Times’da çıkan yazıda belirtildiği gibi “Putin, tek bir mermi atmadan, bir tek tankı savaş alanına sürmeden NATO’nun orta yerine kendi yakın dostunu koymuştu”. Şimdi bu yakın dostunun dümeni yeniden Batı’ya kırmasına göz yumabilir miydi?

Ah, şu sırtımızdaki bagajlar yok mu? Gün geldiğinde nasıl da yükleri altında eziliyoruz. Daha amiyane tabirle söylemek gerekirse: Bıldır yenen hurmalar gün gelir bir yerleri tırmalar.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar