Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Lağım patladı mı?

Lağım patladı mı?

TBMM’nin AKPli eski Başkanı Bülent Arınç, Ergenekon davaları patlak verip TSK’nın komutanları hapse atılırken 2008 tarihinde şöyle bir değerlendirme yapmıştı: “Türkiye bağırsaklarını temizliyor.”

Aradan yıllar geçti, köprülerin altından çok sular aktı. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’nin bağırsaklarını temizlemeyi bırakın bağırsak düğümlenmesinden muztarip olduğu, belki lavmanın bile o düğümlenen bağırsaklara fayda etmeyeceği ortaya çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine bir aydan daha az bir zaman kala skandal üstüne skandal patlak veriyor.

İnsanlar, artık lağım patladı, pes birader, diyor. Ancak, rezillikleri ortaya saçılanlardan ya da Ankara’nın tepelerinden tık yok. Neresinden saymaya başlayayım?

Önce isterseniz Kayserili Milli Savunma Bakanı sabık paşa Hulusi Akar’la başlayalım. AKP milletvekili adayı Hulusi Akar Kayseri’deki seçim kampanyası konuşması sırasında ahali içindeki bazı trollerin “Vur de vuralım, öl de ölelim,” bağırışlarını keyifle dinledikten sonra, “Bekleyin. Onun da zamanı gelecek,” diye mikrofondan haykırdı. Hulusi Akar’ı videoda izlerken sağ elini yumruk yapması dikkatimi çekti. Paşa bu sözlerle ne demek istemişti? İç harp mi çıkaracaktı? Seçim gecesi elinin altındaki milisleri, mesela SADAT’ı halkın üstüne mi salacaktı? Acaba Hulusi Akar seçim kürsüsünde söylediği bu sözlerle ağır suç işlediğinin farkında mıydı?

İkinci sıramızda Pelikanlar’ın troliçesi (troliçe lakabını kendisine takan Bülent Arınç’tı- troliçe trollerin kraliçesi demek L.E.T), sağa sola ahlak ayarı çeken, ailenin kutsallığından söz eden Hilal Kaplan var. Meğer bu hanım saçının bir tek telinin görünmemesine özen gösterir, başı açık kadınların hayat tarzına burnunu sokar, aman aileye halel gelmesin, sakızını çiğnerken kendisine”abla” diye hitap eden kocasının yakın arkadaşıyla (adam da evli) epeydir hemhal olurmuş. Sonunda adam karısını boşayıp bizim Hilal bacıyla evlenmiş. “Ailenin Adı Yok” isimli bir kitap yazıp aile kutsallığından dem vuran, İstanbul Sözleşmesi’ne şiddetle karşı çıkan bu bacımız meğer böylece üçüncü evliliğini idrak etmiş. Allah mesut, bahtiyar etsin. Bunları yazarken Halime’yi Samanlıkta Bastılar türküsünü hatırladım. Tam bizim küçük kasabalılıktan gelip büyük şehir kültürüne ayak uyduramamayı bırakın, burjuvalaşmayı da reddeden ama ona gizli gizli öykünen alt kültür insanının ağız tadında!

Bütün ahali ahlakçı Hilal Kaplan’ın üçüncü evliliğini konuşurken gündeme başka bir bomba düştü. Yaklaşık bir hafta önce Delinin Delisi mahlasıyla ortaya çıkan bir Youtuber Türkiye’yi sallamaya başladı. Muhammed Yakut isimli bu şahıs, tıpkı Sedat Peker gibi en tepelerde dönen dolapları, isim vererek açıklıyor, ancak nedense Cumhurbaşkanı Erdoğan’a pek de dokunduracak laf söylemiyor. Yakut’un ilk videolarından biri  eski  Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve oğlu Osman Gökçek’i hedef alıyor. Yakut Melih Gökçek’in Okşan isimli Ankaralı bir travestiyle ilişkisi olduğunu iddia ederek Osman Gökçek’e, “Annen dahil, babanla sen insan içine çıkamayacaksınız,” diyor. Herkese laf yetiştirmekle ünlü Melih Gökçek’ten şu ana kadar tıs yok.

Yakut  son çektiği bir videoda kimlerin kimlerle ne işler tuttuğunu, Mevlut Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı’na hiç de yakışmayacak ilişkilerinden dem vuruyor. Bilal Erdoğan’ın bağlantılarından söz ettikten sonra, bunlardan sanki babasının haberi yokmuş gibi “Sayın Erdoğan, bütün bunları öğrenmen lazım. Çevrende neler oluyor. Bütün bunları bil,” mealinde konuşuyor.

15 TEMMUZ TİYATROSU

Muhammed Yakut gazeteci Serdar Akinan’la birlikteki son videoda da 15 Temmuz darbe girişiminin dönemin iktidarının sahneye koyduğu bir “tiyatro” olduğunu söylüyor. Hulusi Akar’a ateş püskürerek, “Seni Kayseri’de taşa tutturmazsam ne olayım!”diye bağırıyor.

Videonun bir başka bölümünde Yakut dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker’e seslenerek, muz konteynerleri içinde kokaini nasıl kaçırdıklarını anlatmasını istiyor.

Yahu, Erdoğan bu devletin en tepe ismi;Cumhurbaşkanı. Ayrıca öyle böyle değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uyarınca ülkede olan bitenden tek yetkili kişi. Ortada dönen dolaplardan nasıl haberi olmaz? Nedense Delilerin Delisi bütün marifetleri ortaya dökerken diline inme inmiş gibi bir hali var.

Videolarda ayrıca yüksek sosyetenin yeni yıldızlarının Tolga Ağar, Mehmet Ağar, Mübariz Mansimov  gibi karanlık isimlerle nasıl içiçe oldukları kabak gibi ortaya çıkıyor. Türk toplumunun, özellikle son 20 yılda sözüm ona mütedeyyin AKP hükümetleriyle nasıl bir çürümüşlük ve kokuşmuşluk girdabında debelendiği gözlerimizin önüne seriliyor. Haramdır, diyerek milletin  içki içmesini engellemek için ötv zamlarını bastırır ama kendileri “kuru”ya bayılır. Ailenin kutsallığından söz ederler ama kendileri travestiler ve oğlanlar dahil her türlü haltı yer. Kadınları başlarını kapar, “namahrem” diye erkek eli sıkmaz ama Hilal Kaplan örneğinde olduğu gibi oynaklıkta üstlerine yoktur. Yolsuzluk, kara para aklama, şirketlerin üstüne çökme, bir takım karanlık cinayetlere karışma onlardadır. Ama ne hikmetse bu milletin hala kendilerine oy vereceğini umarlar.

Bu millet bu çürüyüp kokmaya başlayan yapıya hala oy vermeye devam ederse sosyoloji, psikoloji, sosyal antropoloji gibi disiplinler tarafından “klinik vaka” olarak incelenmelidir.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar