Füsun Paşa

Füsun Paşa


Konfor mu, alışkanlık alanı mı?

Konfor mu, alışkanlık alanı mı?

Bu konuyla ilgili yaptığımız çalışmalar sonucunda çıkarımlarımızı sizlerle paylaşıyorum. Siz de okuyun, kendinize, yaşadıklarınıza bakın. Bazen bir kelimenin sendeki tanımlamalarını, anlamlarını değiştirerek, bakış açını farklılaştırarak hayatında başka bir noktaya daha rahat geçiş yapabilirsin. Belki çok daha kolay harekete geçip, hayatında ihtiyacın olan değişimi başlatırsın.

TDK, konfor kelimesi için  'Günlük yaşamı kolaylaştıran maddi rahatlık' demiş. Bir çok şekilde de 'Rahat yaşanacak şartlar' 'İstediğini istediğin an yapabilmek ve bunun sonucunda da mutlu olma hali' diye tanımlanmış.

Demek ki bizdeki bilgi ne? Maddi manevi rahatının yerinde olduğu ve mutlu olduğun alan, konfor alanıdır. ACI VE ÜZÜNTÜ ÇEKTİĞİN ALAN KONFOR ALANI DEĞİLDİR. Psikolojide ise, sürprizler içermeyen, tanıdık, bildik, sadece kendi kontrolünde olan bir alan olarak tanımlanıyor. Bu rutine girmiş bir hayat bile olsa aslında güvende hissettiğin alan. 

Peki bu şekilde tanımlanan alandan kim çıkmak ister?

Konfor alanından çıkın cümlesi o kadar çoğaldı ki aslında özde söylenmek istenen, yapmanı istedikleri şeyler çok doğru ama acaba tanımlama mı değişmeli? Tabi ki bunu buraya yazmadan önce onlarca kişiye sordum. Hayatlarını tanımlattım. Sana bu bulunduğun alandan çık dediklerinde ne hissediyorsun? O zaman ne yapıyorsun? Ne düşünüyorsun? gibi onlarca geri bildirim aldım ve bunların sonucunda yazmaya karar verdim.

Mesela yarın güneş tutulması var. Çok güzel bir zamandayız.  Şanslı bir dönem. Değişimler kaçınılmaz. Sen de harekete geç. Kendin için üzülmeyi bırak, şikayet etme. Bekleme. Kendini bekletme. Bir hedefin olsun. Hedeflerine doğru ilerle. Yapmak istediğin ne varsa şimdi hedeflerin için adım at. Değişimi hayatında başlat,...Bu cümlelerin hepsi çok doğru, hepimiz bu cümleleri kuruyoruz ama bütün bunları yapmak için sana deniliyor ki konfor alanından çıkmalısın.

Bazı psikologlarımızda izlediğim bir çok videolarda aynı şekilde konfor alanından çık ve harekete geç diyor. Ben buradaki olayı çok net anlıyorum bununla birlikte toplumun bilincine göre baktığımızda yukarıda bahsettiğim tanım ve anlam karmaşası, kafa karışıklığına sebep olabilir mi? Bence buna bakmalıyız.

Harekete geçmek, değişimin içinde olmak evet çok şahane ve olması gereken bir eylem. Peki konfor alanından çık denildiğinde güvenli alanından çık diye düşünülürse, yaşanan korku ve dirençler acaba o insanların orada daha çok durmasına, takılı kalmasına neden oluyor olabilir mi?

Tanımlama karışıklığını anlayabiliyor musunuz?

Hadi gelin size söylenen, aslında harekete geç ve değiş denilen ama bunun konfor alanı diye tanımlandığı bölgeye birlikte bakalım.

Bir alandasın.  Kurulu bir düzenin var. Bugüne kadar hep aynı şekilde yaşadığın bir hayatın var. Ailenle çevrenle belli bir iletişim ve ilişki tarzın, işin, evliliğin, öyle ya da böyle bir kazancın var.  Olan bu düzeni korumaya çalışıyorsun. Aslında hayat senin kontrolünde gibi hissediyorsun. Bildiğin güvenli bir alan burası. Burada hayat şartlarını, düzeni korumak adına, değişmeyi, değiştirmeyi, yeni olan bir şeye geçmeyi  ret ediyorsun diyelim.

Önce hayatına duygular ve davranışlar olarak bakalım. Sadece bekliyorsun, duruyorsun, hiç bir şey yapmıyorsun. Aynı rutinde yaşıyorsun. Bazen, üzülüyorsun, söyleniyorsun, kızıyorsun,şikayet ediyorsun. Hatta bu alanda kendini , potansiyelini, yapabileceklerini küçümsüyorsun. Yapamam, başaramam,beceremem o zaman durayım diyorsun.  Olduğun bu yerlerde yaşam enerjin düşükte olsa, gülmeyi unutmuş olsan da bildiğin ezber hayatı yaşamaya devam ediyor, bazen de kendini çaresiz hissediyorsun. Belki de mutsuz olduğun, acı çektiğin,  sorunlu ilişkiye devam ediyorsun, ayrılamıyorsun, borç içinde yaşıyorsun, belki para kazanmıyorsun,  istediğin terfiyi alamıyorsun, kızgınsın, küskünsün, belki erkeklere/kadınlara/ hayata  güvenmiyorsun. Bu ve bunlar gibi bir çok örnek olabilir, kendini iyi hissetmediğin sana acı veren, belki üzen, kimse beni anlamıyor diye hayatı yaşadığın, şu an bulunduğun yerden geriye dönüp baktığında, tüm deneyimlerinin, duygularının bulunduğu zaman çizgisinde aslında geçmiş diye tanımlanan o alandasın.

Adım atmadığın, değişim ve yeniye geçmekten korktuğun  bu alan için sana diyorlar ki 'Bu alan senin konfor alanın. Buradan şimdi çıkmalısın.' Peki  sen bak bakalım hayatına, burası senin konfor alanın mı? Ya da şöyle anlatayım. Harekete geçmen, bir yenilik yapman gerektiğini aslında biliyorsun. Bunu sende çok istiyorsun. Konfor alanından çık dendiğinde sen bunu nasıl algılarsın? 'Aaa demek ki sıkıntılı bu alan benim konfor alanımmış' öyle diyorlar diye bakarsın. Zaten çıkmamak için bahane arıyorsundur, bunun için motivasyonun yoktur. Konfor güvenli demektir, diğer alan ise belirsizdir o zaman burada durmalıyım, bu alanda kalmalıyım diyebilirsin.

Hadi o zaman şimdi tanımı değiştirelim.

Bu saydıklarımız acaba senin, tembellik alanın, kendini kader mahkumu gibi gördüğün,  bağımlı olduğun, sorumluluk almaktan kaçtığın, aynı ezber duygu düşünce ve davranış şekilleriyle yaşadığın, ne zaman, ne olursa, nasıl davranacağını bildiğin, öğrendiğin ve sorunların ardı arkası kesilmeyen deneyimlerin yaşandığı bir ALIŞKANLIK ALANIN olabilir mi?  

Peki konfor kelimesini biz hayatlarımızda nasıl kullanırız? Bilincimize nasıl yerleşmiştir? Buna da bakalım.

Mesela çok konforlu bir tatil yaptım deriz. Her şey dört dörtlüktü.  Konforlu hayat, konforlu seyahat, konforlu yolculuk, konforlu ev, konforlu bir ilişki, konforlu araba ve daha bir çok şekilde bu kelimeyi kullanırız. İçinde güven vardır, lüks vardır, rahatlık, özgürlük, keyif, eğlence her şey vardır. Konfor alanından çıkın dendiğinde, işte burada  çatışma başlar çünkü bilinçaltınız konforu böyle bilir ve tanımlar.

Çıkman gerektiği söylenen alan konforsa, hedeflerine koşan,hedeflerine gerçekleştiren, hayatında değişimler yapan kişi olduğunda sen o zaman hangi alanda olmuş olacaksın?

Mutsuz olduğu bir ilişkisini sonlandıramayan kişi konfor alanını mı, yoksa alışkanlık alanını mı,kurulan düzeni mi bırakmak istemiyordur? Mutsuz da olsam düzenim var diyerek yaşayan kişiler nasıl açıklamalar yaparlar?

 Çocuklar, ben, ev,  düzen diye başlarlar cümleye. O'nu çok iyi tanıyorum. Kavga ettiğimde ,nasıl barışacağımı, bana nasıl davranacağını, neye kızacağını, sinirlenebileceğini çok iyi biliyorum bu yüzden idare ediyorum aslında hayalimdeki eş, evlilik mi asla değil derler.Şimdi düzeni bozmak zor, çocuklara yazık, ev, mal, mülk dağılımı hepsi büyük iş, çok masraf olur. Boş ver uğraşmak istemiyorum diye yaşanılan o kadar çok hayatlar var ki. Maddi olarak ona bağımlıyım diyenler, duygusal ya da fiziksel şiddet görse de seviyor ve aslında çok cömert  diye bahaneler içinde yaşayanlar ve daha yüzlerce örnek sıralayabiliriz.

*YAPIŞTIĞINIZ, BIRAKMAYI, DEĞİŞİMİ  RET ETTİĞİNİZ ASLINDA  ALIŞKANLIK HALİNE GELEN AMA ASLA KONFOR ALANI DENİLMEYECEK BU ALANLARINIZI GÖREBİLİYOR MUSUNUZ?

Aynı şey işinde az para kazansa da,mutsuz  olsa da, sadece söylenen ama başka iş aramayan kişi içinde geçerli. Derler ki, yeni işe gir, kendini ispat et, daha çok çalış, çok zor bu işler zaten yorgunum. Hep aynı tip beslenmek, aynı saatlerde işe gidip dönmek, aynı sorunlu ilişkileri kendine çekmek, aynı saatte uyumak, aynı iletişim ve etkileşim şekillerinde yaşamak,... bu ve bunlar gibi adına kurulu düzen denilen hayatlardaki  ALIŞKANLIK HALİNE GELEN YAŞAM ŞEKİLLERİNİZİ görebiliyor musunuz?  Şimdi burada  konfor alanınızdan çıkın, değişimi başlatın dendiğinde dirençlerin korkuların sizi nasıl durdurduğunu anlayın. Çünkü sizin bildiğiniz ve sanal olarak güvenli gördüğünüz alan aslında alışkanlık alanıdır. İyi haber şu ki, alışkanlıklar hızla değişebilir.

Peki ne yapabiliriz?

Önce yaşamak istediğiniz hayatı,hedefi düşünün. Sizi düşündüğünüzde bile heyecanlandıracak bir yaşam olsun. Bu hayata tüm ayrıntılarıyla odaklanın.Yaşamak istediğiniz duyguları, ne hissedeceğinizi ön plana çıkarın. İnsanlar orada size nasıl davranıyor? Nasıl yaşıyorsunuz? Nelere sahipsiniz? Kendinizi o alanda nasıl hissediyorsunuz? bütün bunların hepsini hayal edin. Gerçek anlamda konfor kelime tanımının zirvesine yerleştirin kendinizi. Eğlenmeyi,huzuru, sevgiyi, aşkı, başarıyı, mutluluğu, zenginliği her ne istiyorsanız onu hayal edin. Tüm kalbinizle odaklanın o hislerinize.

Sonra hayatınıza bakın, korumaya çalıştığınız düzeni gözlemleyin. Ezber haline gelen, alışkanlığa dönüşmüş ne varsa hayatınızda bulun.

Sonra tek tek o alışkanlıklarda değişimlere başlayın ve her seferinde 'Bak bu ne güzel oldu, ne kadar iyi hissettim,  güvendesin' diyin kendinize.Çünkü biz her şartta güveni ararız. Bu yüzden her küçük değişimde, güvende olduğunuzu sık sık hatırlatın kendinize.

Sabah kalktığınızda ilk yaptığınız şeyleri, giyiminizde tek tip olan durumu, evden çıkış saatinizi, gittiğiniz yolu,  küçük farklı adımlarla alışkanlıklarınızı değiştirmeye başlayın. İyi gelmeyen bir şey varsa yerine başka farklı eylem koyun. Sonra hayatınızdaki diğer alanlara bakın.

Borçlarınız mı var? O zaman daha çok para nasıl kazanabilirim? diye hedef koyun.

İlişkiniz mi rutinde yada sorunlu? Bunu nasıl çözebilirim ? Farklı ne yaparsam rutinden çıkarız? Burada hep aynı şekilde yaşadığımız sorun, aynı davranış şeklimiz ne? İhtiyacımız olan değişim ne? arayışında olun.

Sonuçta alışkanlık haline gelen duygu, düşünce, davranışlar ve iletişim şeklimiz, bütün bunlar kolaylıkla değişebilir, değiştikçe size iyi geleni bulur ve değişimlerin güvenli olduğunu anlarsınız.

Siz yeter ki  dürüstçe hayatınıza bakın ve kendinize ne yaşattığınızı anlayın.

 Mutsuz olduğunuz alan güvenli midir? Yapmak isteyip yapamadığınız hedefleriniz, hayalleriniz için takılı kalmak, beklemek,adım atamamak güvenli midir? Konfor mudur yoksa bu bir alışkanlık mıdır?

Kendinden vazgeçerek başkaları için yaşamak mutluluk mudur? Yoksa beni sevin, beni aranıza kabul edin beni onaylayın, beni takdir edin diye yaşanan bir beklenti midir?

Kredilerle, borcu borçlarla kapatarak, kartlarla lüks bir hayat sürdüğünü sanmak güvenli midir? Alışkanlık mıdır? Konfor mudur?

Bulunduğun alana ister konfor alanı de ister alışkanlık alanı aslında olan şey şudur ki değişimden yeni olandan kaçamayız. İnternetin, cep telefonlarının hayatlarımıza girdiği gibi düşünün değişimleri ve yeniyi. Ne kadar direnç gösterirsen göster değişim ve yeni olan seni içine alır.

Sen direndikçe hayat seni bir yerde köşeye sıkıştırır. Çünkü her insan bu hayat için çok değerlidir. Sen de öylesin.

Potansiyelini ,yeteneklerini, yaratıcılığını kullanman için hayat her zaman senden yana olur. Bunun için seni sıkıştırması gerekirse evet sıkıştırır. SEN KENDİNİ BUL, KENDİN OL VE İLERLE diye. Bu yüzden özgür iradenle hareket et ve  sana birileri hadi yapabilirsin, değişimi başlat dediğinde direnç göstermek, korkmak yerine bir yerden küçükte olsa adımlar atarak başlayabilirsin. Alışkanlıklarını, tembelliğini bırakabilirsin.

Şimdi artık sıra sende.

Alışkanlık haline gelen  yaşam bilincini ,ezber düşünce, duygu ve davranış şekillerini değiştirmek için kendine izin ver ve harekete geç. Konforlu keyifli şahane hissettiğin bir alana doğru ilerle. Bir hafta dene. Farklı davran farklı hareket et. Ne kadar kolaymış diyeceksin.

Her küçük değişim sana çok daha büyük cesaret ve özgüven verecek. Her küçük farklı adım senin yarattığın mucizen olacak. Değişimin kendisi olmaya başladığında,yeniyi sevgiyle kucakladığında işte o zaman hayallerinin ötesinde bile güzellikte konforlu bir hayatın olacak.

Kendine adaletli, hakkaniyetli ve güzel davran.

Kim ne derse desin, kim ne yapıp ne yapamayacağıma inanırsa inansın,bugüne kadar ben kendime nasıl davranmış olursam olayım, şimdi şu an itibariyle

Ben ne istiyorum? Nasıl yaşamak bana kendimi iyi hissettirir?

 Ben nasıl bir hayat yaşamayı kendime laik ve hak olarak görüyorum? sorularını sor kendine  ve bunun için ne gerekiyorsa onu yap.

Her şeyin yenilendiği ve bunun çok kolay olduğu bir güneş tutulması yarın gerçekleşecek. İster ve seçersen her şeyi yapabilirsin. Yeter ki adım at. Ramazanın da son günlerindeyiz ve önümüzdeki hafta Şeker Bayramı. Bayramlar güzeldir. Çocukları sevindirelim,tabi ki  kendimizi ,içimizdeki o şahane çocuğu da çok mutlu edelim. En güzel hayatları armağan edelim kendimize.

Hepimize değişimlerin, yeni olanın güzellikler ve mutluluklar getirdiği bir bayram olsun.

Işık ve sevgiyle kalpten gelen kocaman gülümsemeyle kalın.

telif

Makale Yorumları

  • Merhaba...09-07-2022 06:42

    Günaydın Füsun hanım. Sizin seminerinize bir jere katılmıştım. Biraz ön yargılı olmakla beraber, ihtiyacım olanı verebilirmisinize baktım. Acele jarar vermişim, belki de hazır değildim. Teşekkür ederim. Şimdi daha açık bir zihinle daha iyi faydalanabiliyorum. Geç kalmamışsam,... Sevgiler saygılar

  • Kemal Yaşar Şahin28-04-2022 15:54

    Sevgili Füsun, Harika bir anlatım. Yüreğine ve klavyene sağlık. Selam ve sevgilerimle.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar