Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


İstanbul Komitas’ı andı

İstanbul Komitas’ı andı

Bugünlerde İstanbul’da arka arkaya heyecan verici konserler düzenleniyor. Bunlardan birisi de Ermenistan’ın Karadeniz Ekonomik İşbirliği’ne (KEİ) üyeliğinin ve İstanbul’da Daimi Temsilciliği’nin kuruluşunun 20. Yıldönümü nedeniyle Komitas Yaylı Sazlar Dörtlüsü’nün konseriydi.

Ermenistan’dan gelen dörtlü grup Cemal Reşit Rey salonunda Fransız besteci Debussy’den başlayıp ünlü Ermeni din adamı, müzikolog, derlemeci ve besteci Komitas’ın eserlerini seslendirdi. Ama ne seslendirme.

Ermenistan Cumhuriyeti’nin KEİ nezdindeki daimi temsilcisi Sahag Sarkisyan’ın açılış konuşmasını yaptığı etkinlikte Baş keman Eduard Tadevosyan, İkinci Keman Suzi Yeritsiyan, viola Aleksander Kösemyan ve çello Angela Sargsyan sahne aldı. İstanbul’dan ise piyanistler  Selen Gülün ve Meline Seçikyan Kuyumcu dörtlüye bazı parçalarda eşlik etti.

Bilmeyenlere anlatayım. Komitas Yaylı Sazlar Dörtlüsü 1924’te Moskova Üniversitesi’nde dört öğrenci tarafından kuruldu. Bugüne kadar da kesintisiz varlığını sürdüren dünyanın tek yaylı sazlar dörtlüsü.

KOMİTAS KİMDİR

Bu toprakların çocuğu olarak doğan gerçek ismiyle Soğomon Kevork Soğomonyan Etnik müzikologların öncü ismi olarak biliniyor. Bizim anlı şanlı entel,dantel gazetecilerden birisi, yıllar önce Komitas adını duyduğunda onu Ermeni komitacı sanıp adamcağız hakkında verip veriştiren bir yazı yazmış, cehaletini ortaya vuran yazılar yayımlanınca da hiç bir şey olmamış gibi ortalıkta dolaşmaya devam etmişti. Türkiye’de her şey olabilirsiniz ama rezil olamazsınız. Neyse,,, Biz dönelim Besteci Komitas’a.

1869’da Kütahya’da doğup 1935’te Paris’te vefat eden Komitas çok küçük yaşta öksüz ve yetim kalınca Ermenistan’ın kutsal kenti Eçmiyazin’e götürülmüş; oradaki Gevoryan Din Okulu’nda yetiştirilmiş. Oradan papaz olarak mezun olmuş. Ardından Berlin’e Frederick William Üniversitesi’ne müzik eğitimi için gönderilmiş. Orada binlerce sayfalık Ermeni müziklerini derlemiş. Bununla da yetinmemiş. Kürt halk şarkıları üstünde çalışarak Kürt Melodileri adıyla bir koleksiyon yayınlamış.

Çalışmaları Avrupa’da o dönem çok ses getirmiş. Hatta Fransız besteci Claude Debussy ve pek çok başka bestecinin hayranlığını kazanmış. Bütün bu çalışmaları arasında da Eçmiyazin’e sıksık gidiyormuş. Ancak oradaki din adamlarının yobazlığından yaka silktiği için 1910’da İstanbul’a gelmiş. Amacı Ermeni halk müziğini bu topraklara iyice tanıtmakmış. Ama beş yıl sonra başına gelecekleri öngörememiş tabii.

1915 Ermeni katliamından o da nasibini almış. İttihat ve Terakki Hükümeti’nce tutuklanıp hapse atılmış. Kayıtlara göre hapiste öylesine dehşet olaylara tanık olmuş ki ruh sağlığı bozulmuş. Doktorlar ona travma sonrası stres bozukluğu (post traumatic stress disorder) teşhisi koymuşlar. Kısa bir süre sonra da nasıl olduğu bilinmeyen bir şekilde hapisten salıverilmiş.

Katliamlar ve tehcir sırasında yaşanan dehşet olaylarıyla ilgili haberler Komitas’ın ruh sağlığını iyice alt üst edince bir askeri hastaneye yatırmışlar. O da olmayınca Paris’te bir psikiyatri kliniğine gönderilmiş. Yaşamının son yıllarını da Paris’teki klinikte acılar çekerek geçirmiş.

Böylesine bir değerin acılı sonuna bakar mısınız? Acaba bu topraklarda yaşayanlar neden kendilerinden farklı olanlara düşmanca davranmışlardır ve hala da davranmaktadırlar? İçlerinden yetişen değerleri yok etmekte üstüne olmayan bir toplumuz vesselam.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar