Füsun Paşa

Füsun Paşa


İlişkilerde kendini kandırmalar, yalanlar bitti… Dürüstlük zamanı

İlişkilerde kendini kandırmalar, yalanlar bitti… Dürüstlük zamanı

Bugün nasılsın? Bugün gerçekten nasılsın? Sabah uyandığında ya da gece yatmadan evvel  hiç bu soruyu kendine soruyor musun? Ne düşünüyorsun, kendini nasıl hissediyorsun? Şu an hangi duygular içindesin? Yaşamında neler oluyor? Kendinle, yaşadığın deneyimlerinle ve hayatla ilgili sence neyi neden yaşıyorsun? Zorlu bir gün müydü yoksa sana keyif veren bir gün mü yaşadın? Hayatının rutini ne? Hep aynı olan ne yapıyorsun?  Genelde nasıl geçiyor hayatın?  Neler oluyor sence? Kendinle olan ilişkinde sen nasıl olduğunu, ne yaptığını, nasıl davrandığını görebiliyor musun?  

Çünkü kime sorsan kendisini bir melek, çok iyi, harika, muhteşem olarak görüyor. Her şeyin en doğrusunu yapan o, başkaları mı işte onlar hep yanlış, hatalı suçlu. Gerçekten öyle misin?

Tanımlasana kendini, yaşadıklarını! Hikayeni anlatsana kendine. İster yaz, ister konuş. Neler olduğunu, neler yaşadığını, ne hissettiğini , ne yaptığını aslında ne yapmak istediğini ama yapmadığını anlat, kendini kendinden dinle. Sansürsüz, dürüstçe olduğun gibi yap bunu. Öyle ya, sadece sen varsın, kimse yok, kimseye kendini ispat etmek ,farklı göstermek zorunda değilsin. Belki sesli olarak, kendine yaşadıklarını anlatmak bir çok şeyin farkına varmanı sağlayacak. Belki altta yatan aslında hiç ihtiyacın olmayan sanal korkularını göreceksin. Hatta yaşadıklarını anlatırken ses kaydını almalısın. Bu oradaki seni sana tam olarak gösterecektir. Neler yaşadığını, nasıl bir hayatın içinde olduğunu, hangi duygular içinde olduğunu kendine dışarıdan bakarak dinlemelisin. Her bir yaşam alanın için tek tek yap. Bunu yaparken yani kendini dinlerken de sana önerim aynada kendine bak. Ne görüyorsun orada? Duyduğun ses, yaşadıklarını hissettiklerini anlatma şeklin, vurgulamaların, tonlamaların seni sana öyle güzel gösterecek ki,  hayatı aslında tam olarak iç dünyanda nasıl yaşadığını göreceksin. Kendine nasıl baktığını göreceksin.Kendine acıyor musun, kızgın mısın, seviyor musun? Hep haksızlığa uğradığından mı yakınıyorsun? Nasıl yaşıyorsun? Böylece her şeyi daha rahat anlayabilirsin. Ben zaten yaşıyorum, ne yaşadığımı da biliyorum buna gerek yok deme. Lütfen dene. Belki bilmiyorsun, bilemezsin de, bildiğini sanırsın sadece.

İnsanlar ailesine, dostlarına çevresindekilere yaşadıklarını anlatırken başkaları neyi nasıl ne kadar  bilmesini istiyorsa o kadarını anlatır. O anlattıkları hikayelerde kişiler, bazı duygularını, durumlarını,   hissettiklerini , yaşadıklarını farklı göstererek bazen eklemeler yaparak  bazen de eksilterek anlatır. Saklanan, gizlenen, söylenmeyen,üstü örtülen çok şey olur. Bahaneler ise, şimdi ailem üzülür, kızar, çevresi dostları içinse zayıflığımı üzüntümü kayıplarımı kimse görsün istemiyorum. Hatta çok sevinçli çok başarılı, mutlu olan kişiler bile bunu çoğunlukla göstermek istemiyor. Sonuçta olumlu ya da olumsuz bir çok duygu, düşünce, yaşanan deneyimler farklı gösterilerek anlatılarak yaşamındaki kişilere sunuluyor.  Bunu yaparken de kişi anlattığı hikayeye o kadar çok inanıyor ki gerçeğinin o olduğunu sanmaya başlıyor ve iç dünyasında olanla, anlattığı arasında çatışma başlıyor.

Hayatın her evresinde bu yaşanıyor. Eşler arasında , dostlar arasında, aile arasında hatta doktor hasta arasında bile her yerde geçerli . Doktor her gün ciddi şekilde içen bir adama alkol var mı? diye soruyor.  Kişi sosyal içiciyim diyor. İşte yaşanan hayatlarda böyle yanlış yönlendirmelerle dolu.

 Neden bir şeyleri  gizleyerek, saklayarak, farklı göstererek yaşanma ihtiyacı duyuluyor ki? Dürüstçe sadece olduğun gibi ne yaşıyorsan, ne hissediyorsan  o olarak yaşamak, anlatmak neden insanlara bu kadar ağır geliyor? Korku mu? Daha çok alkış ve takdir mi? ? Oradaki gerçek ne? Yaşanan ne? Kendine söylenen yalan ne?

Sonuçta belki çaresiz, acı çeken, üzüntülü görünmek istemediğin için ya da başkaları üzülmesin, sana kızmasın, sorun çıkmasın, seni güçsüz görmesin yada başardığın bir olayı, kazandığın parayı, işini, aşkını , hayallerini kıskanmasın diye sen kendi hissettiklerini saklarken kendin olmayı, kendine dürüst olmayı, duygularını tam anlamıyla yaşamayı bırakıyorsun. Bu kendinden vazgeçmenin başka bir alışkanlık modelidir.  Kendine söylenen yalanlar gibidir. İnsanlara kendini farklı gösterirken aslında bunun adı yalan söylemek değil midir? Aslında bu güvensizlik yaratmaz mı? Sen güvenilmeyen şüpheyle yaklaşılan bir insan mı olmak istiyorsun?  Tabi ki her şeyini  herkese anlatmak zorunda mısın? Hayır. Ama paylaştığın bir olayı, özellikle farklı anlatıyorsan neden bunu yapıyorsun diye kendine sorman gerek. Buna ihtiyaç duymana neden olan şey ne? Bir şeyleri gizleme, farklı anlatma ihtiyacı duyuyorsan kendinde onaylamadığın, yanlış gördüğün, beğenmediğin şey ne?  Hayatında güven veren dürüst bir insan olmayı, hayatındaki insanlarında sana dürüst,açık olmasını güven vermesini  istemez misin?  

Sen dürüst olduğunda aslında başkalarına mı yoksa kendine mi dürüst olmuş olacaksın?

Neden önce kendine dürüst olmak önemli?  Bir kere çok kolay bir hayat. Güven verir. Birçok güzel yanı var burada bizim konuştuğumuz tarafı, kendi duygularının yaşadıklarının ne olduğunu net bir şekilde görebilirsen, neyi nasıl yöneteceğini ,değiştirebileceğini çok iyi bilirsin.

Kim bilir nerede, ne zaman, ne oldu da hangi durumlar karşısında bunu yapmaya başladın? Her hikayenin bir başlangıç anı vardır. Belki bunu hatırlayamazsın ama şimdi kendin için kendine sahip çıkarak ne yaşıyorsan dürüst bir şekilde yalanlar, bahaneler olmadan yaşamaya başlayabilirsin.

Artık yalanlar ve kendini kandırmaların bittiği dönemlerdeyiz. Bu yüzden ilk adım kendine dürüst olmak. Ne yaşarsan yaşa neyi neden yapıyorsan yap dürüst ol.

İlişkilerinde dürüst ol. Kendin ol. Neyi neden yaptığını neye neden izin verdiğini bil.

Örneğin kötü giden ilişkinde neden kendini orada tutuyorsun? dendiğinde kendine şunu yapma. Çünkü seviyorum. Sevgi ,sana kötü davranan, kötü hissettiren bir duygu olabilir mi? Kimden öğrendin bunu?

Dürüstçe şunu diyebilirsin. Çünkü gidecek yerim yok,o benim güvencem, boşanmak, ayrılmak tek kalmak istemiyorum. Bu yüzden buna katlanıyorum ya da izin veriyorum.  Ooo süper demek ki artık suçlayacak bir insan yok. Konu sensin. İşte bunu kabul ettiğinde ve başkalarını suçlamayı bıraktığında en azından bundan sonra hangi aşamaya geçmen gerektiğini bileceksin.

Aynı şey işin içinde geçerli. Dürüstçe neden orada olduğunu kabul et. Off para için ya da evime yakın demek yerine başka bir işe başlamak, yeni sorumluluklar şu an bana zor geliyor, yeniden kendini göster, anlat, daha çok çalış burası bildiğim yer evet çok sorun var ama beni tanıyorlar vs.vs.  demek gerçekleri söylemek daha özgürleştirici olacak. Artık işinle ilgili de yöneticim zor, mobbing var gibi söylenme, şikayet etme eylemlerini bırakabilirsin.  Konu sensin. Senin izin verişlerin konu senin alışkanlık alanlarından çıkmak istememen.

Sorun çıkmasın, huzur bozulmasın, kavga olmasın, para gitmesin, yalnız kalmayım diye kendinden, aslında bütün bunların sonunda bedensel sağlığından hayatından vazgeçme nedenlerini gör. Sessizliğinin susmanın içine atmanın görmezden gelmenin sonuçlarının ne kadar ağır olduğunu kendinden göremiyorsan ülke ekonomimize ve  ülkemizde yaşananlara bak.  Susmaların ve sessizliğin, izin vermelerin, korku yönetiminde yaşamanın bedeli çok ağırdır. ( Araya bunu koymasaydım içimde kalırdı, ben içimde tutamam muhakkak bir yerden söylemek istediğimi bir şekilde söylerim)

Kendine söylediğin yalanlar, saptırmalar, bahaneler sonlanıp, özgürce kendin olabildiğin, yalanların bittiği, dürüstçe yaşadığın hayata geçiş yaptığında değişimlerin daha hızlı olacak. Kapılar açılmaya başlayacak. Bundan sonra ne olursa olsun kendime dürüst olacağım diyebilirsin. Böylece çözüm alanına geçişin anahtarını eline alırsın.

Sonuçta konu hep sensin senin duruşun, senin davranışların senin seçimlerin bunu anlamalısın.

Sen, kendine bütün bunları yaşatıyorsun. Şimdi hayatındaki sorunlu alanlara bak ve de ki.

Ben izin veriyorum...Ben kabul ediyorum. Ben veriyorum. Ben susuyorum, ses çıkarmıyorum.

Ben dur , hayır diyemiyorum... Ben kendimden, kendi sorumluluğumu almaktan kaçıyorum

Ben aslında yapamadıklarım için kendimi suçluyorum, kızıyorum ama başkalarını suçlu olarak gösteriyorum çünkü bu işime geliyor. Çevremden bunu öğrendim devam etmek kolayıma geliyor.

Benim bu hayatı dürüstçe yaşamaya , gereğini yapmaya kendimi seçmeye, yeni başlangıçlara, kendimi mutlu etmeye cesaretim yok. Korkularım çok. Her şey önüme gelsin.Biri benim için yapsın. Garanti versin istiyorum. Bu yüzden param olursa, evim olursa diye bahanelerle kendimi bekletiyorum.

Bunları söylerken ne hissediyorsun? Zorlandın mı? Yaptıkça özgürleşeceksin.

Bu ve bunun gibi önce ne yaşıyorsan, ne hissediyorsan hayatında ne oluyorsa kendinle bir yüzleş. Başkalarının ne yaptığından elini, düşünceni, enerjini çek. Kendine dön. Ne yapmak istemediğine neden yapmadığına bak. Konuş kendinle. Yaşadığın endişeleri nasıl değiştirebilirsin nasıl iyileştirebilirsin sor kendine. Çözüm yollarına odaklan. Güvende olduğunu bil.

Sakın yapamıyorum deme. Kendine acıma,üzülme kadersizim gibi komik oyunlara girme artık. Çünkü gerçekten istersen, istediğin her şeyi yapabileceğini biliyorsun. Şu an yapmak istemiyorum diyebilirsin. Maalesef ki hayat bu sefer seni  zorlayacak. Çünkü enerjisel olarak, hayatın değişimi içinde sahte, yalan olan hayatlar bitti. Şimdi herkes eteğindeki taşları dökecek, kendi gerçeğini yaşamak için kendiyle bütünleşecek.Değişimin içinde olacak.

Bütün bunları şimdi özgür iradenle, yönetim sende olarak kolaylıkla yapabilirsin.Bunu kendine bir armağan gibi gör. Hayatını kolaylaştır. Kendine özgürce yaşadığın bir hayat armağan et.

Şimdi sana sorum şu.

Sen gerçekten ne istiyorsun? Bunun için hangi adımları atacaksın?

Aralık ayına geçtik, senenin son ayındayız. En sevdiğim, bayıldığım, aşık olduğum bir ay. Sebebi çok ama  en önemlisi koskoca bir sene iyisiyle, kötüsüyle, yaptıklarımızla, yapamadıklarımızla bitiyor. Hayatlarımızda yeni bir senenin sayfasını açmadan önce,  kendimize dürüst olarak hayatımızla yüzleşmek, eksikleri tamamlamak, temizlenmek ve hedeflerimiz doğrultusunda ilerlemek için  hazırlanalım.

Aralık ayı hepimize sağlık, şans, bolluk, bereket, aşk, sevgi ve dürüstçe kendimiz olduğumuz armağanlar getirsin.

Işık ve sevgiyle kalın, çok eğlenin.

Hak ettiğiniz hayatı kendinize yaşattığınız bir ay olsun.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar