Dr. Nimet Elif Uluğ

Dr. Nimet Elif Uluğ


Havalıyım Havalısın Havalı!

Havalıyım Havalısın Havalı!

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, kişiliği, mesleği, eğitimi, aileleriyle rahat ve kendine güvenli kadınların fotoğraflar, mottolar, özdeyişler, videolarla sosyal medyadaki yayınları maalesef gösterişten, kibirden, başka bir duygu yaratmıyor bende, çok şımarıkça geliyor. 

Asıl bizler gibi kadınların hiçbir şeyin farkında olmayışına çok bozuluyorum. Yoksulluk, soykırım gibi bin bir dertle boğuşan kadınlarımız, hayatlarında bunların esamisi okunmayanlardan daha mı akılsız, daha mı beceriksiz? 

Bence değil… Suç sadece kaderde, kısmetinizde değil, başta içine doğmuş olduğunuz ailenizde. 

Ama tüm bu saçma sapan argümanların yerle bir edildiği bir ülke hayal ediyorum. Kadın ya da erkek olmanın insana ne bir şey kazandırdığı ne de bir şey kaybettirdiği. Sadece insan olmanın erdem olduğu bir ülke. 

Bin bir emekle kendini yaratmış kadınlarımıza sözüm şu; kamuoyunda paylaştığınız bu mesajları gören, sizin gibi olabilme şansını asla elde edemeyecek kadınların akıllarından sizler ile ilgili hiç de iyi duygular geçmiyor. 

Nerede işçi kadınlarımız, nerede çiftçi kadınlarımız, nerede sokakta çocuklarına bakmak için mendil satan kadınlarımız? 

Nerede onlar? Onların özdeyişleri, sloganları, mottoları güzel olmaz mı? 

Ya da zaten olmaz, olamaz mı? Onların sorunları en fazla erkeklerinden dayak yememek, boğazlanmamak, sokak ortasında bıçaklanmamak, bir çorba kaynatacak erzakı bulabilmek, sofraya ekmek koyabilmek falandır. 

İyi görünmüyorlar mı? Beğenmiyor musunuz onları? Onları görmek sizin iç dünyalarınızı mı sarsıyor? Ne farkımız var birbirimizden? Onlar şanssız, bizler şanslı. Kanal değiştirir gibi kolayca çıkaramazsınız ama hayatınızdan. 

Her birimizin ellerimizi, kolumuzu, başımızı, gövdemizi; taşın, kayanın altına koymamızın vakti geldi de geçiyor. Yok, öyle bir iki kuruma bağış yapıp, balo düzenlemekle, renkli magazin dergilerine fotoğraflar çektirmekle, sağda solda kahve içip, onu bunu çekiştirmekle olmuyor bu işler. En çok da Türkiye gibi bir ülkede bin bir badire atlatıp üniversite eğitimi alan, sonra da evinin mutfağından çıkmayan hemcinslerime kızgınım. Neden başkalarının hakkını çaldınız? Başka kadınların hayatlarını çaldınız! 

Bu kadar okuduysak, eğitimliysek, kendimizi kalkındırdıysak somut, elle tutulur, bizim gibi olmayanlara da yaşam şansı yaratacak, onların da ceplerini dolduracak projeler üretmek zorundayız. Eğer her gün bir kadın ülkede öldürülüyorsa, tecavüze uğruyorsa buna dur demek zorundayız. 

Düşünce dünyamızı acilen değiştirmek zorundayız. 

Zihniyet kodlarımızı değiştirmek zorundayız. 

Bu, Türkiye’nin adaletten, ekonomiden ve daha birçok sorunundan çok daha önemli çünkü yaşamın her anında karşımıza çıkıyor. Ötekisi yalnızca hava basmak oluyor. 

Dün bir ninemiz tecavüz edilerek öldürüldü. Bunu yapan yaşam formuyla, ki amipten daha değersiz gözümde, aynı oksijeni soluduğuma yanıyorum. Ama yandığım bir başka mesele hala kadın erkek ilişkileri, seks yaşamı gibi konuları tabulaştırmış bir toplum olarak geldiğimiz nokta. Bu utanç ötesi olay belki bir elin parmaklarını geçmez ama bir örnek bile nasıl olur aklım almıyor!

Birbirimize yan gözle bakmamayı, arkadaşlığı, aşkı, sevdayı, erkeklerin kadınlarla, kadınların erkeklerle arkadaş da olabileceği gerçeğini ne zaman öğreneceğiz? Biz eğitimli kadınlar bunun toplumda düzelmesi, düzenlenmesi için ne zaman harekete geçeceğiz? Ne zaman bu pisliklerden temizleneceğiz? Bütün bu kırımı, kıyımı yaşayan kadınlarımıza değmiyoruz bile. 

Türk kadınları; nüfusun yüzde 51’ini oluşturan Türk kadınları; eğitimli, eğitim fırsatı bulamamış, kentli, köylü, her meslekten, ev hanımı, yaşlı, genç kim olursak olalım acilen kıyıma ve kırıma uğrayan kadınlarımızın sesine kulak vermeli, acilen somut projelerle zorluktaki kadınlarımıza el vermeliyiz. Adı konulmuş, parası bulunmuş, yeri belli projelerle. Fırsatlar, yola çıkanın ayağına gelir. 

Sevgili hemcinslerim, altın kulelerinizden, mutfaklarınızdan, TV başlarından, yemek programlarından, kadının metalaştırıldığı alışveriş programlarından, çeyiz programlarından, evlilik masallarından uyanmazsak bu düzen sürüp gidecek. Kanunları değiştirmeden önce, o kanunları değiştirecek zihniyet kodlarını değiştirmek şart.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar