İnanç Uysal

İnanç Uysal


Ha ortodoks, ha heterodoks

Ha ortodoks, ha heterodoks

Aslında kimse tam olarak ne olduğunu anlamıyor. Ben de kimseye dahil olduğuma göre ben de anlamıyorum ama tahminlerim var elbette.

Bu yeni ekonomik model işine seçimlere bir buçuk sene kala girmek gerçekten akla hiç uymuyor. İdarenin samimiyetine inanmak istiyorum ama bu noktaya gelirken yaşadığımız süreç şüphe uyandırıyor açıkçası. Yani olay biraz şöyle bir şey gibi:

-Efendim sona geldik deniz bitti yani, devam edersek gemi karaya oturacak.

-Ne demek sona geldik, saçmalamayın her son bir başlangıç değil midir? Deniz bittiyse de bitmemiş gibi devam edeceğiz.

-Ama efendim o zaman karaya otururuz.

-Hayır karaya oturmayız, karaya çıkarız. Yani bunu biz istiyor oluruz, hem o çıktığımız kara da çok kıymetli, bir nevi kızıl elma, tarihimiz boyunca fethetmek istediğimiz ve sonunda bize nasip olan bir kara. Anladınız mı?

-Evet efendim.

-Ayrıca karaya çıkmak da oturmak da neticede deyim, yani ikisi de zaten gerçek anlamda kullanılmıyor, bu saatten sonra size Türkçe mi öğreteyim?

-Şimdi tez elden çıkacağımız karanın ne kadar verimli, stratejik bir yer olduğunu anlatalım tayfalara, bu yolda yaşayacakları sıkıntıların olabileceğini ama bunun kutlu bir sefer olduğunu da anlatalım muhakkak.

-Peki efendim sonunda olayın ve karanın anlattığımız gibi olmadığını anladıklarında ne olacak?

-O zaman da yıllarca denizlerde çektikleri sıkıntıları anlatırız. Hem insan bu, içinde bulunduğu şartlara o kadar kolay uyum sağlar ki, bir süre sonra normalin bu olduğunu düşünecektir. Bizim o bir süre işini halletmemiz çok önemli

-Anlaşıldı…

İnşallah bu hikayedeki gibi bir şey yaşamıyoruzdur, ama en azından zamanlaması bana başka bir açıklamayı mantıklı hissettirmiyor.

Yeni modele geçişi savunmaya çalışan siyasilerin ve kanaat önderlerinin açıklamalarından da aslında aynı şüpheli durum ortaya çıkıyor. Genel “tavır tutarsa harika tutmazsa halk gerekeni yapar". Hatta “dua edin de tutsun ve tutmazsa üzülürüm” seviyelerinde değerlendirmeleri de en üst seviyeden duyuyoruz.

İşte bu ortamda bir de heterodoks ekonomi politikalarıyla tanışıyoruz. Biraz teoloji koksa da buradaki kullanımının doğal olarak teolojiyle ya da nas la falan alakası yok. Heterodoks ekonomi modeli genel olarak Ortodoks olmayan her ekonomik hamle için kullanılabilir bir ifade. Üzerinde biraz araştırma yapınca bu modelin aslında bir model olmadığı ve bir itiraz biçimi olduğu görülüyor. Daha çok fiyat ve ücret sabitlemeleri yöntemi ile çalışan bu modelin bizde bu şekilde uygulanmadığı kesin. Ama dünyada hakim olan ekonomi modeline ve hatta biraz da geçerli kabul edilen ekonomi bilimine itiraz eden bir yapısının olduğu kesin. Böyle bir itirazın güçlenmek için mi yoksa yeterince güçlendikten sonra mı işe yarama ihtimalinin olduğu da bence aslında yeterince kesin.

Bu tarz eleştirilere karşı ise hükümet tarafından sahaya sürülen kanaat önderlerinin en çok kullandıkları argüman “sizin çözüm öneriniz ne?” argümanı. Şu an hükümetin yaptığı gibi çok değişik öneriler getirilsin istiyorlar sanırım. Yeniden bir modelleme beklentisi yaratıyorlar.

Oysa dünyada yapılmışları var. Mesela 1918’den sonra aldığı maaşı yakarak ısınmak zorunda kalan ve 1950’de bir kez daha yıkılan Almanya örneği orada duruyor. Gayet de ortodoks politikalarla fakat, ahlak, adalet, sistem ve çalışkanlık sayesinde yeniden bir dünya devi olmayı başarmış Almanya...

Burada mesele ortodoks ya da heterodoks kelimelerinde değil, ahlak, adalet, sistem ve çalışkanlık kelimelerinde gizli.

Üretim ekonomisine talimatla değil ancak sistem kurarak, alt yapısını hazırlayarak geçmenin mümkün olduğunu elbette herkes biliyor. Ardından ahlakla israfı durdurup fırsatçılık yapmamak gerektiğini, adaletle öngörülebilirliği sağlayarak liyakati üstün tutup, gelir dağılımı konusunu halletmek gerektiğini ve çalışkanlıkla havadan para kazanma hevesinden vazgeçmek gerektiğini de herkes biliyor.

Mesele herkesin bildiğini uygulamak.

 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar