Murat Bayar

Murat Bayar


Beyaz Camın Röntgeni

Beyaz Camın Röntgeni

Formül: Popüler dijital oyunlar ve bol gişenin taklidi!

Beyaz cam, pandemi ikliminde tarihinin altın çağını yaşıyor. Bu dönemde, televizyonlar hayatında dizi seyretmemiş insanları, kazanırken, diziler de başarının anahtarını taklit ve sosyal medyada arıyor!

NİCE İNSANLAR GÖRDÜM SIRTINDA ELBİSE YOK, NİCE ELBİSELER GÖRDÜM İÇİNDE İNSAN YOK!

Seçilen bir avatarı, dijital ortamda giydirilen kostümler ve makyajla podyuma sürüyor, online ortamda, oylara talip oluyorsunuz. Dijital dünyanın bu çok popüler oyunuyla, beyaz camın dizilerinin ne ilgisi var?
Sen Çal Kapımı, adlı dizi film, senaryosunda, Kiralık Aşk, Erkenci Kuş gibi dizilerden fazlaca etkilenirken, oyunculukların da döküldüğü bir yapım. Buna karşın, hatırı sayılır bir başarı ivmesini yakalamış. Peki, ama nasıl?
Bu dizideki her bir karakterin nasıl giyinip, makyaj yapabileceği ile ilgili, arka planda ciddi bir emek var. Söz gelimi dominant, asi kızı, siyah ve deri kıyafetlerle, yine siyah makyajla besleyen “imaj maker/createur d’image”lar, aslında çok tutmuş dijital bir oyunun, ekrandaki temsilcisi durumda.

GERÇEK OLMAYAN YAŞANMIŞ HİKAYELER!

Masumiyet Müzesi’nde, Orhan Pamuk, kendi kendine eşya toplayan, biriktiren takıntılı kişiliğin kökenindeki ruhsal yaraya işaret eder!
Ankara’daki merkezinde, bizzat hastane yöneten ve hekimlik yapan, İstanbul’un her iki yakasında da şubeleri bulunan bir psikiyatri merkezinin sahibi, Dr. Gülseren Budayıcıoğlu’nun, hayalet yazarlar desteği ile kaleme aldığı kitaplarından uyarlanan, Masumiyet Apartmanı gibi, Kırmızı Oda’dan başka vizyona girmek için gün sayan, Camdaki Kız gibi eserleri, şimdilerde dizi film sektörünün gözdesi.
Biz, yine izleyicinin gönlünde başköşeye oturan, Masumlar Apartmanı’na dönelim. 
Temizlik takıntısı –OKB/Obsesif Kompulsif Bozukluk- ile akıllarda kalan ve pür, anlamına gelen Safiye, dört kardeşten en büyüğüdür. Ve yaptığı her temizlik için dört ya da 4’ün katlarını kullanır. Safiye karakterinin, diğer başrolleri domine eden, OKB’li tavırlarına, ölen annesiyle de, tartışmaları, yani, şizofreni de eklenir.
Burada çocukluk travmalarındaki pisliği, yetişkinlikte maddeleri temizleme takıntısının anahtarı, dört rakamıyla anlatılır.
Mahşerin 4 Atlısı’ndan farklı olarak, Savaş, hiç bitmeyen kendi içindeki kavgayla; Salgın, temizlikle; Ölüm, ölen annenin getirdikleriyle; Kıtlık ise iş dünyasıyla anlatılır.
Safiye ve kardeşlerinin her birinin, ciddi psikiyatrik sorunlarından oluşan yumağın, “normallerle” bir aradalığı, aynı ailede göremeyeceğiniz bir tablodur.
Yaşanmış denilen öyküde, aslında, hayali bir tımarhane ile “normallerin” kesişme noktası, ilişkileri, hatta evlilikleri irdelenir.
Masumlar Apartmanı, çok bağıran, Safiye karakterine karşın, başarılı oyunculukları, içeriği ve kurgusuyla, desteklenmesi gereken, organik bir yapım.

MELEZLER

Komün yaşamı, özgün bir dille anlatırken, bu kadar organiklik yeter, deyip, aksiyona dalan, Çukur, adlı dizi film yine internet oyunlarına dek düşmüş, John Wick, adlı film serisinden esinleniyor. Kan davası, kırsalda feodalite gibi toplumsal ve yerel bir konuyla başlayan, Ramo, gibi dizilerse, yine aynı seriden esinlenme işini abartıyor!
Yerli dizilerdeki tüm bu kalite sorunlarının ardında, 130 dakikaya ulaşan yerli dizi süreleri gösteriliyor.
Korkut Akın’ın, Yerli Dizi Yersiz Uzun, kitabında, yapımcıların daha fazla reklam hırsıyla, 130 dakikayı dayattığını, ancak bu sürede kaliteli bir ürünün çıkamayacağı irdeleniyor.
Ve daha iyi bir dizi için çözümün, sürenin değil, kamera arkası şartların düzelmesinden geçtiği vurgulanıyor.

UYARSIZ UYARLAMALAR!

Bir de uyarlama, tıp dizileri var. 
Bunlardan, Mucize Doktor aslında büyük bir başarıya da imza atıyor. G. Kore ve ardından ABD’de Good Doctor adıyla önemli bir başarı elde edemeyen dizi, Türkiye’nin elinde altın madenine dönüşmüş. Fransa’daki, MIPCOM TV içerik fuarında, ses getiren, Mucize Doktor dizisi 43 ülkeye satıldı. Belki de işin yurt dışı ayağı düşünülerek, bu dizilerin Türkiye’ye uyarlaması tarafı ne yazık ki, Hekimoğlu’nda (House) olduğu gibi ihmal ediliyor.
Her iki dizi de doktorlar, en küçük bir hatalarında enselerinde yargıyı buluyorlar. Oysaki, Türkiye’de son 50 yılda meslekleriyle ilgili olarak hekimlere açılan dava sayısı, bir düzineden daha az. 
Hekimoğlu’nda, orijinali taklit etmeye o kadar dalmışlar ki, polisler birden Türkiye’de olduklarını unutup, tutuklayabiliyor, hatta bir doktorun ilaç yazma yetkisini tek başını kaldırabiliyor!
Dr. House, tanı departmanı başkanı iken, Türkiye’de hastanelerde böyle bir bölüm bulunmuyor. Hal böyle olunca, Doç. Dr. Hekimoğlu’nun branşını da söylememek gerekiyor!
Dr. House’nin ekibi, FBI’dan aldığı yetkiyle, hastaların evlerinde arama yapabilirken, aynısını, Türkiye’de, Hekimoğlu, Dolapdere’nin geçmişteki kural tanımazlığına sığınarak yaptırır(!)

YA HADDİNİ BİL YA KENDİNİ!

Fransız, Dix pour cent, adlı diziden uyarlanan son uyarsızımız ise Menajerimi Ara. James Bond kızı için, Türkiye’deki, “ego” adlı menajerlik şirketinin önerdiği kızı yapımcılar yaşlı bulunca, şirket, benim kızım, James Bond kızı olmazsa, çekimleri yaptırmam, diyebiliyor. James Bond filminin maliyeti 200 milyon dolar (1,5 milyar TL), Türkiye’deki menajerlik şirketleri ise ortalama, 5 bin TL sermayeli. 
Ne demişler, hiçbir şey yapamıyorsan bile, nara atacaksın!

telif

Makale Yorumları

  • Sibel09-03-2021 05:21

    Bence, Masumiyet Apartmanı ile Masumlar Apartmanı, benzetmesi ilginçti Sen Çal Kapımı, Bu oyunu ben oynuyorum, diziyi de, yine oyunu oynayan arkadaşlarla izliyorum.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar