Yalçın Karatepe

Yalçın Karatepe


ABD’de bir kelebek kanat çırpınca bizde dolar uçuyor!

ABD’de bir kelebek kanat çırpınca bizde dolar uçuyor!

ABD’de bir kelebek kanat çırpınca Türkiye ekonomisinde fırtınalar kopuyor

Bu hafta başından itibaren TL’de değer kaybı görülmeye başlanmıştı. Bu kayıplar perşembe günü itibariyle hızlandı ve dolar 7,44 seviyelerine kadar yükseldi. 
Kurlardaki bu artış “piyasaları” biraz şaşırmış gibi görünüyor ama ben piyasaların neden şaşırdığını anlayamadım.

Faizlerin hızla yükselmesi ile birlikte kurlarda görülen geri çekilmenin çok güçlü ekonomik dayanağı yoktu. Evet, nominal olarak verilen TL faizleri oldukça yüksek ama tek başına faizlerin yüksek olmasının yeterli olmadığını biliyoruz.
Özellikle iktidar tarafından yapılan “reformlar yapılacak” söylemi, maalesef ekonomi yönetimi değişiminin üzerinden beş ay geçmiş olmasına rağmen, henüz karşılığı olan bir söylem olmamıştır. Kurlardaki geri çekilme, bir anlamda, iktidarın reform söylemini de rafa kaldırmış gibi görünüyor. Çünkü kurlardaki bu geri çekilme iktidar üzerindeki siyasi baskıyı da azaltmış gibi algılandı.
Ama algı ile olgu aynı şey değildir. Türkiye’nin hem ekonomi hem de hukuk başta olmak üzere diğer alanlarda önemli değişikliğe gitme ihtiyacı açık bir biçimde ortada duruyor. Fakat bu ihtiyaca rağmen iktidar blokunun bunu karşılama olasılığı da düşük görünüyor.

Bir taraftan Türkiye’de işler eski tas eski hamam sürdürülmeye çalışılırken, diğer taraftan, başta ABD olmak üzere, dünya piyasalarında önemli gelişmeler yaşanıyor. Çok uzun bir süredir yerlerde sürünen ABD Hazine tahvil faizleri artmaya başladı. Hem de çok hızlı bir biçimde. Perşembe akşamı %1,6 seviyesine kadar yükselmiş olan bu faiz, dolar cinsi enstrümanlara olan ilgiyi de artırdı. Buna bağlı olarak tüm gelişmekte olan ülke para birimlerinde değer kayıpları yaşandı. Fakat TL’nin değer kaybı diğer tüm ülkelerin para birimlerinin değer kaybından çok daha hızlı oldu. Bu hafta TL’nin dolar karşısındaki kaybı %4,9 olurken, buna en yakın kayıp %2,6 ile Brezilya Real’inde yaşandı. TL’deki kayıp bunun yaklaşık iki katı kadar olmuştur.

Bu da bize gösteriyor ki, aslında, Türkiye’nin tüm sorunları olduğu gibi ortada duruyor ve bunların çözülmesi için herhangi bir adım da atılmıyor. Bütün çözüm Merkez Bankası'nın uyguladığı yüksek politika faizi üzerine kurgulanmış gibi görünüyor. Ama bunun yeterli olmadığı da açık. 
Görünen o ki, Merkez Bankası'nın Mart ayı toplantısında politika faizini artırması yönünde bir baskı oluşacaktır. Yapıp yapmayacağını göreceğiz. Ancak sadece faiz üzerinden bir çözüme gitmenin mümkün olmadığı açıkça ortadadır.  Çünkü Türkiye ekonomisinin sorunları sıcak para girişi ile çözülemez. Ayrıca giren sıcak para miktarında da ciddi bir yavaşlamanın olduğu görülüyor. 

Her ne kadar Hazine ve Maliye Bakanı Lütfü Elvan, hazırladıkları reform paketinin mart ayının ikinci yarısında Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacağını söylese de, mevcut durumda yaşananları göz önüne aldığımızda, açıklanacağı söylenen paketin içeriğinin tatmin edici olması pek mümkün görünmüyor. Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik Meclise gönderilen fezlekeler, bu konuda iktidar tarafından yapılan açıklamalar, siyasi gerilimin tırmanacağının bir göstergesidir. 
Hal böyle olunca, dünya piyasalarında yaşanan bir ufak hareket bile Türkiye’de, başta döviz olmak üzere, önemli hareketlere yol açıyor. 

telif

Makale Yorumları

  • İsak Nino Debehar26-02-2021 21:36

    Yorumunuz bence çok yerinde. Umarım ki reformlar yapılır ve ekonomimiz yükselişe geçer

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar