Ayla Ganioğlu

Ayla Ganioğlu


Beyaz gömlek kaybetti!

Beyaz gömlek kaybetti!

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyası, yıllar boyunca, kolları kıvrılmış beyaz gömlek ve sade mutfak ile hatırlanacak. Kampanya boyunca, beyaz gömleğe o kadar ağır yük yüklendi ki, çalışma odasındaki  “alevi” başlıklı tarihi konuşmasında da aynı görüntü vardı.  

Babacan’la ve iki büyükşehir belediye başkanıyla çalışma masasındaki konuşmaları sırasında da  aynı kolları kıvrılmış beyaz gömlek tercih edildi.

“Halk adamı” imajı kadar, temiz, çalışan ve çalışmaya hazır bir insan görüntüsü verildi.  

Amaç, halkın, Kılıçdaroğlu’nu kendisinden biri gibi görüp benimsemesi ve destek vermesiydi.

Karşısında ise tam tersi bir imaj vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın karşısına hiç ceketsiz çıkmadı. Son profil fotoğrafında, siyah gözlük ve mont ile göründü.  Bununla “güçlü”  imajı çizildi.

Ekonomik kriz ve depremin yarattığı sorunlara rağmen, halkın yüzde 25’i CHP’yi,  yüzde 35’i AKP’yi, yüzde 47’si Kılıçdaroğlu’nu, yüzde 52’si Erdoğan’ı tercih etti.

Halk, kendisi gibi olan ya da görüneni değil, güçlü görüneni tercih etti. “Halk adamı” olanı değil, “güçlü, tek adam” imajı vermeyi tercih edeni seçti.

Diğer bir ifadeyle halk kendisi gibi görünenin, bedava konut ve işyeri vaadini gerçekleştireceğine de, on beş bin lira bayramda para vereceğine de, AKP’nin yapmadığı diğer vaatlerini gerçekleştireceğine de güvenemedi.

Bu vaatler daha çok İç ve Doğu Anadolu, Karadeniz Bölgelerini ilgilendirmesine rağmen, bu bölgelerde AKP ve Erdoğan tercih edildi. 

Beyaz gömlek, 2002 seçiminde Cem Uzan’la gündeme geldi ve sonrasında moda oldu. 

Geçmişte “halk adamı” gibi olmak, halktan biri gibi olmak seçmeni etkiliyordu ya da öyle olduğu düşünülüyordu.

Ama geçen yıllar boyunca halkta ciddi bir değişim oldu. On yıldan uzun bir süredir, televizyonlarda en fazla rating alan diziler, Türk ve Osmanlı tarihine ilişkin olanlar. Bu diziler, zaten geleneksel olarak, güçlüden yana olmaya yönelik eğilimi daha da güçlendirdi. Bunlar, AKP tarafından bir anlamda “güçlü ve tek adam” imajını pekiştirici olarak kullanıldı.

Bu dizilerle halk, artık 80 öncesinin “halk adamı” gibi görünen figürlerine değil, güçlü görünenden yana olmaya bir şekilde şartlandırıldı diyebiliriz. 

İnsanlar, kendileri gibi olan birinin, televizyonlarda gördükleri zengin evlerini ve mutfaklarını veremeyeceğini düşündü.

İnsanlar, beyaz gömlek ve sade mutfağı bir zayıflık olarak algıladı. Ne kadar kendi işine yarayacak olsa da, Kılıçdaroğlu’nun hemen her gün yaptığı vaatlerini gerçekleştireceğine inanmadı. Kendisi gibi yaşayan değil, vaatlerini gerçekleştirebilecek güçte birini görmek istedi.

Demokrasi, hak, hukuk adaleti öncelikli gören bölgeler ise Kılıçdaroğlu’nu tercih etti.

 Bu imajdaki hatayı fark etmiş olan Kılıçdaroğlu, ikinci tur öncesinde “cumhurbaşkanı” imajı vermeye çalıştı. Arkasında Türk bayrağı ile masa başında, ceketli, kararlı ve güçlü görünmeye çalıştı. Ama akılda kalan, sade mutfak ve beyaz gömlekli zayıf görüntü oldu.

Görüntü her şey değil tabii ki ama “güçlü” imajı veren biriyle yarışırken, daha güçlü imaj veren bir kampanya çok daha farklı olabilirdi.

Halk, kendisi gibi olanı değil, muhalefetin suçlamalarını dikkate almadan, kıyafeti, evi ve görüntüsü ile özenebileceği birini tercih etti.

Bu hatalar yapılmasa, terörle ilgili suçlamalar, yabancı elçilerle mesaj verildiği gibi suçlamalara ilk tur öncesinde, ikinci tur öncesinde olduğu gibi yüksek sesle karşı durulabilseydi, sonuç farklı olabilirdi miydi?

Seçim sonrasında böyle konuşmak kolay denilebilir.  Ama ilk izlediğim andan itibaren, bu görüntülerdeki yanlışlığı fark etmeme rağmen, herkes övmeye başlayınca susmayı tercih edenlerdenim.  

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar