Ankara Muhalifi

Ankara Muhalifi


Zam… Zam… Zam!.. Parti Ak Yaşam Kara!..

Zam… Zam… Zam!.. Parti Ak Yaşam Kara!..

Elektriğe yüzde 15 zam…
Doğalgaza yüzde 12 zam…
LPG’ye 60 kuruş zam…
Öğrenci katkı payına yüzde 10 zam…
Benzin, mazot deseniz zaten otomatiğe bağlanmış...

Buna mukabil…
Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi yayınladı dün. İyi, hoş, diyeceğim ama aynı genelgede parantez içinde şu ibare var:
“Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı ve TBMM Başkanlığı Genel Sekreterliği hariç…”
İtibardan tasarruf olmaz yani!.. 
Sağanak yağmur gibi yağan zamlardan sonra halk zaten deliği kalmayan kemerini biraz daha sıkacak, devletin tüm kurumları tasarrufa gidecek ama Cumhurbaşkanlığı ve TBMM bu tasarruf tedbirlerinden muaf olacak…

Bunu izah etmek zor.  

Bakın, Cumhurbaşkanlığı 2020’de 2,8 milyar TL harcadı. Bu para yetmedi biliyor musunuz? Mal ve hizmet alımı için 800 milyon TL yedek ödenekten aktarıldı…

Hal böyleyken Emine Erdoğan Hanımefendi, “İsraftan kaçınalım” çağrısında bulundu tüm samimiyetiyle. Lakin, aynı önerinin devamında söylediği, “Porsiyonlarımızı küçültelim…” önerisi makul olsa da bu manzarada hedeflediği algıyı yaratması zor. Çünkü porsiyon sıkıntısı olmayan küçük ve mutlu azınlığın bu çağrıya kulak vermesini beklemek çık iyi niyetli olursanız mümkün. Büyük ve mutsuz çoğunluğun ise porsiyonları uzun süredir küçüğün küçüğü zaten. Porsiyonu bir kez daha küçülttüğü an önünde sadece boş tabak kalır alimallah!..

Peki, umumi manzara buyken iktidar nasıl oluyor da bu kadar peşi sıra zam yapabiliyor? Hiç mi çekinmiyor, halkın tepkisi ne olur, diye?
Bu sorunun cevabı, evet, çekinmiyor!..

Her ne kadar kamuoyu yoklamalarında oy oranı bir hayli düşmüş olsa da Cumhur İttifakı, uzun süredir iktidar olmanın avantajıyla dimdik ayakta. Erdoğan ile Bahçeli arasında dışarıya yansıyan en ufak bir pürüz yok. Birbirlerine sıkı sıkıya sarılmış vaziyetteler.

Öte yanda Millet İttifakı için aynı homojen yapıya sahipler ve partiler ile liderleri her koşulda beraberler denilemez. İttifakın büyük ortakları CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve İyi Parti lideri Meral Akşener’in tüm iyi niyetli yaklaşımlarına, çabalarına rağmen Cumhur İttifakı’nda aynı bağlılığı, sıkılığı göremiyoruz. 

Zaten, Millet İttifakı, “Bu iktidardan memnun olmayan, Cumhur İttifakı’nın karşısındaki memnuniyetsiz çoğunluğu” da kapsamıyor. Başta HDP olmak üzere Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun partileri ittifakta yok. Daha küçük ölçekli oy potansiyeline sahip iktidar karşıtı partileri saymıyorum bile. 

Bu durum, açık söylemek gerekirse Millet İttifakı’nı operasyonlara açık hale getiriyor…

Saadet Partisi’nin yaşadığı Oğuzhan Asiltürk krizini hatırlayın…

CHP’nin dışarıda tutulduğu “Geçim İttifakı” söylentilerini yabana atmayın…

Hepsinden önemlisi, İstanbul’u iktidardan alan seçimlerde etkisi açıkca görülen HDP’yi “Son tahlilde nasıl olsa bize destek olurlar” anlayışıyla çantada keklik görmeyin…
HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu’nun medyaya yansıyan, “Erdoğan adım atarsa HDP AKP ile tabii ki uzlaşır" sözlerinin mürekkebi daha kurumadı…

İşte muhalefetteki bu dağınık görüntü Erdoğan yönetiminin elini rahatlatan en büyük olgu. Bu manzara nedeniyle hiç çekinmeden bir gecede iğneden ipliğe zam yapabiliyor…
Tasarruf genelgesi yayınlarken bu nedenle kendini muaf tutabiliyor…

Bu manzarayı değiştirmek elbette ki mümkün…
Yeter ki Kılıçdaroğlu ve Akşener bazı kamuoyu yoklamalarında yüzde 60’ı geçen iktidardan memnuniyetsiz kitleyi tek bir ittifak çatısı halinde toparlayabilsin, muhalefeti ayırım gözetmeden birleştirebilsinler…

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar