Seçkin Çakmak

Seçkin Çakmak


Yeni bir gezegen arıyoruz!

Yeni bir gezegen arıyoruz!

Biz değil tabii ki…

Bizim insanımız şu sıralar daha çok yaşanabilir bir ülke aramakta!

Ama NASA ise evrenin sırlarını keşfetmeye devam ediyor. Harıl harıl yaşanabilecek (berbat edilecek) yeni bir gezegen var mı diye arayış içindeler. Bilindiği üzere NASA 24 Nisan 1990 tarihinde Hubble isminde ki bir uzay teleskobunu fırlatarak uzayda birçok keşif gerçekleştirdi. Öyle ki evrenimizin 13,8 Milyar yaşında olduğu tespit edildi. 32 yıllık emektar teleskop sayesinde 50 Bin astronomik nesnenin 1.5 Milyon görüntüsü çekilebildi. Dünya’dan 1 Milyon mil uzakta olan Hubble’ın en büyük özelliklerinden biri de uzayda tamir edilebilir, bakımı yapılabilir ve yeni ekipmanlar monte edilebilir bir şekilde üretilmesiydi. Görev esnasında 3 kez tamir gören ‘’NASA’nın Gözü’’ halen daha görevine devam edebiliyor.

Zaman ilerledikçe Amerikalı Astronom Edwin Hubble’ın ismini taşıyan teleskop miadını doldurmuş ve teknoloji gelişmesiyle birlikte Hubble teleskobunun yerini ise eski NASA yöneticisi James Edwin Webb’e ithafen ismi verilen Webb teleskobu almıştır. Webb Teleskobu 25 Aralık 2021 tarihinde başarılı bir şekilde uzaya fırlatılmış ve mart ayında ilk çektiği fotoğrafı kamuoyuyla paylaşılmıştı. Ancak bilimsel değeri olan çekimleri önümüzdeki aylarda yayınlanacak.

Webb Teleskobuyla yeni gezegen bulanabilir mi?

Elbette bu koskoca evrende 8 gezegeni (Dünya, Mars, Merkür, Uranüs, Satürn, Neptün, Venüs ve Jüpiter) bulduysak 9.uncu gezegeni de bulabiliriz. Gerçi bizim çocukluğumuzda gezegen sayısı 9’du ancak garibim Plüton; 2006 yılında gezegen kategorisinden oybirliği ile çıkarılmıştı. İngiliz bilim insanları ise yakın zamanda 117 ışık yılı uzaklığında bir yaşanabilir gezegen olduğunu ortaya çıkardılar. Yani düşünsene ışık hızına ulaşsak dahi 117 yılda gidebileceğimiz bir gezegen bizim için yaşanabilir de olsa çookk uzakta bir gezegen olmuş olacak. Tabii bu gibi buluşlar sayesinde geleceğe bir tuğla koyuluyor, küçümsememek ve ümitsizliğe kapılmamak lazım. 10 Milyar dolarlık maliyetiyle şimdiye kadar ki en pahalı ve iddialı girişim olan Webb, gizemli dünyaları araştırmak için yaklaşık 1.6 Milyon km uzağımızda çalışıyorken bir yandan da aynı insanlık mevcut dünyamızı kendimize dar eden icatlar üretiyor. Dünya savaşlarını çıkaran insanlık eminiz ki gezegen bulduğunda gezegen savaşlarını da tarihe yazdıracaktır.

10 Milyar dolar sadece başka bir dünya bulabilir miyiz diye bir teleskoba harcıyorken diğer tarafta ise her 5 saniyede bir çocuğun açlıktan yaşamını yitirdiği acınası bir dünya da yaşıyoruz. Kim bilir bu yeni gezegen arayışlarımız, bu acınası dünyadan kendimizi kurtarmak için olabilir mi? Yoksa kendi inşa ettiğimiz dünyadan kaçma noktasına mı geldik…

30 yıl boyunca hizmet vereceği düşünülen Webb teleskobuyla aynı zamanda evrende yalnız mıyız? Sorusunun cevabını da arıyoruz. Şu bir gerçek ki Samanyolu galaksisinde 400 Milyar yıldızın bulunduğu, Dünya’ya benzeyen 6 Milyar yıldızın var olduğu düşünülüyor. Dünya benzeri gezegen bulduğumuzda içinde yaşayan canlıları bulma ihtimalimizde var.

Veya biz arayış içerisindeyken onların bizi bulma ihtimali…

76 yaşında vefat eden ünlü İngiliz bilim insanı Stephen Hawking Discovery Channel’e verdiği bir röportajında ‘’Uzaylıların bizim dünyamıza ayak basması Kristof Kolomb’un Amerika’ya ayak basması gibi olabileceğini bunun yerli Amerikalılar için hiç iyi bir şey olmadığını’’ dile getirmiş ve başka bir gezegenden sinyal aldığımızda, cevap verirken temkinli olmamız gerektiği konusunda uyarılarda bulunmuştu.

Hani bizim meşhur atasözümüz var ya; “Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’’ diye yeni bir gezegen bulalım derken kendi gezegenimizden olmayalım…

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar