Dr. Yakup Dıvrak

Dr. Yakup Dıvrak


Tencere dibin kara seninki benden kara...

Tencere dibin kara seninki benden kara...

Almanlar, Almanya bu işi iyi biliyor doğrusu. Kolonyalist geçmişi olupta yokmuş gibi davranmayı, kazılardan alıp Almanya`ya getirdiği tarihi eserleri en iyi kendilerinin değerlendirerek koruduğunu kabul ettirmeyi, terör örgütleriyle bir şekilde iyi geçinip kendi ülkesinde fazla gürültü patırtı çıkmasını önlemeyi...

Ne diyelim, at binenin, kılıç kuşananın.…

***

Genelinde Dünya tarihine ve özelinde ise Alman tarihine göz atmakta yarar var.

Almanya genç bir ülke

Almanlar, Alman Birliği`ni geç sağlamış bir ulus

Ama, sanayi devrimini gerçekleştirmeye tam zamanında davranmışlar. Ve de çok başarılı olmuşlar.

Teknoloji konusunda biraz geç davranmışlar. Ama, aradaki farkı kapatıyorlar yavaş yavaş. Durumları fena değil.

 

***

Gerek sömürgeler konusunda, gerek sömürü konusunda, gerek yerli halkın kırımı konusunda genellikle ABD`nin Kızılderililerin soyunu neredeyse kuruttuğu ve halen tüm dünyayı sömürdüğü için, İngiltere`yi Güneş Batmadık İmparatorluk kurarak hem dilini ve kültürünü diğer ülkelere/milletlere dayattığı ve bu ülkeleri acımasızca sömürdüğü için, Fransa`yı Afrika`da ve İndoçin`de yaptıkları ve de Cezayir`deki insan kırımı için haklı olarak eleştiriyoruz, eleştireceğiz. Bu ülkelere elbette ki Hollanda`yı, Belçika`yı, İspanya`yı ve Portekizi de eklemek gerekir...

 

***

Ya Almanya? Almanya 30-40 yıl öncesine kadar, sanki bu alanda hiç bir şey yapmamış gibi davranıyordu... Hiç unutmam, unutamam Köln`de doktora yapmış, Almanca`ya çok iyi hakim ve Alman kültürüne vakıf bir profesör arkadaşımıza Almanları Afrika`da soykırım yaptığından (Herero ve Nama kıyımından) bahsettiğimde, ``Yapma Yakup, sen de durmadan Almanya`yı ve Almanları eleştiriyorsun. Belge isterim arkadaş!`` diye beni haşlamıştı. Yani konudan habersizdi. Gene Almanya`da okumuş, politika yapmış ve Türkiye`de hükümetlerde üst düzey yönetici olarak bulunmuş bir arkadaşımıza konuyu anlattığımda, ``Çok ilginç. Bu konuyu öğrenmek isterim. Bana kitap tavsiye edebilir misin?`` demişti... De, ben de gerekeni yapmıştım.

Almanların kolonyal geçmişi sadece Afrika ve Namibia ile sınırlı değil. Bunun öncesi var, Latin Amerika (Venezuela) ve İndoçin  de var...

Bir de bu sömürü ve soykırımın yanına o ülkelerden getirilip Almanya´da müzelerde sergilenen tarihi eserleri eklerseniz konunun vehameti ortaya çıkar.

Bu konunun Türkye ile ilişkili kısmı da var. Osmanlı İmparatorluğu`nun son döneminde Almanya bu ülkede çok etkindi. Gerek orduda, gerek sanayide ve gerekse de idari sistemde. O kadar etkindi ki, Osmanlı Ordusunun Genel Kurmay 2. Başkanı bir Alman general idi: Friedrich Bronsart von SCHELLENDORF. Gel de tam bu noktada Ermeni Techiri`ni Osmanlı İmparataorluğu`nun Alman kökenli Genel Kurmay 2. Başkanı ile ilişkilendirme...

***

Gelelim Türkiye`ye: 1969larda ne yazmıştı Prof. Dr. İdris KÜÇÜKÖMER? `` Türklerin ve Türkiye`nin tarihi henüz yazılmadı. Ama, bir gün yazılacak.`` Biran önce yazılsa da biz de okuyup irşad olsak. Öğrensek... Ey derlemeci ve kopyacı tarihçilerimiz, sosyal bilimcilerimiz nerdesiniz? Ne iş yaparsınız? Şöyle suya sabuna dokunsanız artık... Taş atıp kurbağaları ürkütseniz hiçte fena olmaz.

Örneğin Türklerin İslam dinini ne zaman, nerede ve nasıl besimsediğini şöyle detaylıca ve de belgeleriyle yazsanız da biz de öğrensek. İrşad olsak.

Örneğin Türklerin Anadolu`ya gelişini, burayı yurt edinişlerini yazsanız da aydınlansak.

Örneğin Çaldıran savaşı öncesi Alevilerin kılıçtan geçirilmesini, Kuyucu Murat Paşa`nın yaptırdığı Alevi kıyımını ele alıp inceleseniz. Halkımız bunları okuyup öğrense fena mı olur?

Örneğin 1913-1915 Ermeni Techiri`ni inceleyip yazsanız çok yararlı olur. Bu konuda okuduğum en iyi kitap, bir Alman bilim insanının doktora çalışması.

Bizim bilim insanları suya sabuna dokunmadan idare ediyorlar işi... Dr. oluyorlar, Prof. oluyorlar... Hele de Almanya`da doktora yapan sosyal bilimcilerimiz... Çevir kazı yanmasın. Türk-Alman ilişkilerini elen alan tarihçilerimiz, Prof. Dr. İlber ORTAYLI`nın 40 yıl önce yazdığı esere bile yaklaşamadılar henüz...

Almanya`nın ve Almanların yaptığı gibi biz de tarihimizle yüzleşsek. Bu konuda Almanya`nın ve sosyal demokrasinin ikonu Wılly BRABDT`ı saygıyla anıyorum... Polonya`nın başkenti Varşova`da Kahraman Asker Anıtı önünde diz çökerek bu alanda yapılabilecek en iyi jestlerden birisini yaparak başta Polonyalılar olmak üzere tüm dünyanın kalbini kazanmıştı.

Bu konuda, Türkiye`de de Bülent ECEVİT buna benzer bir jest yapabilirdi aslında. Çok yakışırdı bu naif ve zarif politikacıya... Fakat, diğer çoğu konuda olduğu gibi bu konuda da şansını ıskaladı Bülent ECEVİT. Her şeye rağmen bu kültürlü, temiz ve onurlu politikacıyı da saygıyla analım.

Bu konularda bir kaç deneme olmadı değil. Örneğin, Prof. Dr. İdris KÜÇÜKÖMER bu alanda düşüncelerini dile getirdi. ANT Dergisi`nde yazdı. Daha sonra kitaplaştırdı düşüncelerini. Başka aykırı kitaplar da yazdı...

Gene Herkül MİLLAS Türkiye`de ve Yunanistan`da ilkokullarda okutlan ders kitaplarını inceleyerek, bu iki komşu ülkede milliyetçiliğin (daha doğrusu ırkçılığın) nereden kaynaklandığını gözler önüne sermişti. Bilim ve Sanat Yayınları`ndan çıkan  ``Tencere Dibin Kara Seninki Benden Kara`` kitabı bu alanda örnek bir inceleme, şahane bir yapıt.

 

***

Kim bilir, belki de o gün bu gündür. Yer yarılır ve yerden bir arslan çıkar ve Türkiye`nin makus talihini yener. Ne dersiniz, ufukta böyle bir lider görünüyor mu?

telif


Dr. Yakup Dıvrak Kimdir?

1950 Zile - Tokat doğumlu. İlkokulu ve orta okulu Zile`de (Julius SEZAR’ın Veni-Vidi-Vici dediği şehirde); liseyi Zile, Ankara ve Malatya`da okudu. Öğretmen Vekili olarak çalışırken, Tokat İlköğretmen Okulu`nu dışardan bitirerek kadrolu öğretmen oldu. Zile`de ilkokul öğretmenliği yaparken, 1973 yılında istifa ederek, eşiyle birlikte, yüksek öğrenim için Almanya`nın Heidelberg kentine gitti. Yüksek öğrenimi esnasında çok çeşitli işlerde çalışarak okudu. Uzun süre Heidelberg Üniversitesi`nde doktora çalışması yaptı ve bu üniversitede, Heidelberg Yüksek Öğretmen Okulu`nda, Rheinland-Pfalz Eyaleti Eğitim Bakanlığı`nda araştırmacı, asistan, koordinatör ve danışman olarak çalıştı. 2010 yılından bu yana, dönüşümlü olarak hem Almanya`da (Heidelberg`de ve Berlin'de) hem de Türkiye`de (Ankara`da ve İstanbul`da) yaşayan Yakup DIVRAK emeklidir ve halen eğitim danışmanlığı yapmaktadır. Evli ve iki çocuk (Kız: Mahir Deniz ve Erkek: Mustafa Serol) babası olan Dr. Yakup Dıvrak CHP, SPD ve GEVV (Bilim ve Eğitim Sendikası) üyesidir.

Makale Yorumları

  • Mehmet ali15-12-2022 10:42

    Gücü yeten, yetene, kim güçlü o haklı!

  • Ziya Atik14-12-2022 11:01

    İyi bir gün dileğiyle GÜNAYDIN Sayın muhterem kaleminiz muazzam ellerinize sağlık. Anlamadığım ise yazınızda mehrum ecevit'e atif yapmışsınız yine mehrum willi Birant gibi güzel olan bir eylem yapabilir di diye! Yaptı yaptı ülkeye en büyük kötülüğü yapıp gitti sevimli iken turgut özal gibi sevimsiz olup gitti.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar