Dr. Yakup Dıvrak

Dr. Yakup Dıvrak


Savaş mı dediniz?

Savaş mı dediniz?

Siz hangi savaştan bahsediyorsunuz? Savaşlar hiç bitmiyor ki... Savaşlar hep vardı ve de var olacak. Önemli olan bunları minimize etmek.

***

Kime sorsanız savaşa karşı. Peki, neden her zaman ve Dünya`nın dört bir yanında savaşlar var? İnsanoğlu bunları önlemeye muktedir değil mi?

İnsanların çoğunluğu savaşa karşı olduğuna göre, kimler çıkarıyor bu savaşları? Kimin çıkarı var? Kimin ya da kimlerin işine yarıyor bu savaşlar? Kimlerin çocukları ölüyor bu meydanlarda?

***

Terörizm konusunda geçerli olan söylem burada da geçerli: Haklı bir savaş olamaz, yurt savunmasının dışında. Tıpkı, her türlü terörün haksız olduğu gibi. Senin teröristin, benim teröristim ol(a)mayacağı gibi senin savaşın, benim savaşım da olmaz, olamaz.

İyi terör, kötü terör; iyi savaş, kötü savaş olabilir mi? Olamaz.

***

Dünya`daki aktüel savaşların en aktüeline ve en büyüğüne gelecek olursak, rahatça söyleyebilim ki Rus-Ukrayna savaşı tam bir VEKALET SAVAŞIdır. Siz, Ukraynada Rus ve Ukrayna ordularının vuruştuğunu mu düüşünüyorsunuz?

 Orada vuruşanlar Rus ve Ukrayna halklarının çocuklarıdır; ama, eldeki silahlar Rus ve ABD silahlarıdır. ABD cephede askeriyle değil silahlarıyla ve stratejisiyle savaşıyor. Tabii ki Avrupa Birliği`nin desteğiyle...

***

ABD bu savaşla birkaç kuş birden vurdu: Dağılmakta olan, MAKRO`un deyimiyle ``beyin ölümü gerçekleşmiş`` olan NATO blokunu birleştirip pekiştirdi. NATO`nun giderlerine çok az katkıda bulunan AB ülkelerini bu katkıyı büyütmeye zorladı. Almanya, bir çırpıda bu yılın bütçesinde 100 milyar Avro ayırdı ordusu için. AB ülkelerindeki Rusya düşmanlığını körükleyerek zirve yaptırdı ABD...

Bilinen bir gerçek var: SSCB 1960lı yılların başında, Küba`ya atom başlıklar yerleştirince, ABD bunun bir savaş nedeni olacağını bir ültimatomla açıklamıştı. Dünya 3ncü Dünya Savaşı`nın, bir atom savaşının kaısından dönmüştü kıl payı...

Peki, ABD ve AB Rusya`yı batıdan ve güneyden kuşatarak ablukaya alınca ne olacak?

Hani Varşova paktı dağıtılınca NATO da dağıtılacaktı, ne oldu? Hani, NATO doğuya doğru genişlemeyecekti, ne oldu?

Elbette ki Rusya´nın Ukrayna`da sürdürdüğü savaş onaylanamaz. Kınıyoruz. Ama, 2. Dünya Savaşında 26,8 milyon askerini ve yurttaşını kaybeden Rusya´nın acısını ve reflekslerini de unutmamak gerekir...

***

Aynanın öteki yüzüne bakacak olursak başka şeyler de görünüyor. Bu süreç sonunda, AB ülkelerinin ABD`den bağımsız olmaya çalıştiklari da görünebiliyor  örneğin. Almanya`nın 21. Yüzyılda yavaş yavaş ABD`nden uzaklaşarak Rusya`ya yanaştığını da görebiliyoruz... 19 yüzyıldaki Rus-Alman dostluğu yerini 21. Yüzyılda Alman-ABD dostluğuna bırakmıştı. Acaba tarih tekerrür mü ediyor? Ufukta Rus-Alman, daha doğrusu Avrupa Birliği-Rus dostluğu mu görünüyor? Siz, eski Şansölye Gerhard SCHRÖDER`in tek başına karar verip Gasprom`a danışmanlık yaptığını mı düşünenlerdensiniz? Ben değilim... Bu yazdıklarımı, sinek pislemedik bir yere not alın. 15-20 yıl sonra tekrar konşuruz...

***

Bilenler bilir, 60 bin kişilik bir Alman-Fransız Ortak Ordusu (Deutsch-Französischer Korb) var. AB ülkeleri bunu giderek büyütmek ve AB`nin eksik olan askeri gücünü oluşturarak Dünya`da 4ncü aktör olmak istiyorlar. ABD, Rusya ve Çin`nin başrol oynadıkları sahnede 4ncü aktör olarak yerlerini almak istiyorlar. Rus-Ukrayna savaşından kareketle, 5 000 kişilik bir AB Müdahale Gücü kurdular bile son günlerde. Siz AB Ordusu anlayın... ben çok kutuplu Dünya`dan yanayım. Isterim ki bunlara Hindistan da katılsın. Böylesi bir Dünya`da hiç bir ülke tek başına borusunu öttüremez. O zaman, yok Batı`nin güvencesi, yok Avrupa`nın güvencesi söz konusu olamaz. Oturur, hep birlikte GLOBAL GÜVENCEYİ tartışırlar zorunlu olarak...

***

Ne demiş ömrünün büyük bir bölümünü savaş meydanlarında geçirmek zorunda kalan o büyük komutan Mustafa Kemal? ``Savaş zorunluluk olmadıkça bir cinayettir.`` O zorunluk da olsa olsa sadece yurt savunmasıdır bence.

Geriye ATATÜRK`ün bu muazzam söylemi kalıyor bana göre:

``Yurtta barış, Dünyada barış.``

telif


Dr. Yakup Dıvrak Kimdir?

1950 Zile - Tokat doğumlu. İlkokulu ve orta okulu Zile`de (Julius SEZAR’ın Veni-Vidi-Vici dediği şehirde); liseyi Zile, Ankara ve Malatya`da okudu. Öğretmen Vekili olarak çalışırken, Tokat İlköğretmen Okulu`nu dışardan bitirerek kadrolu öğretmen oldu. Zile`de ilkokul öğretmenliği yaparken, 1973 yılında istifa ederek, eşiyle birlikte, yüksek öğrenim için Almanya`nın Heidelberg kentine gitti. Yüksek öğrenimi esnasında çok çeşitli işlerde çalışarak okudu. Uzun süre Heidelberg Üniversitesi`nde doktora çalışması yaptı ve bu üniversitede, Heidelberg Yüksek Öğretmen Okulu`nda, Rheinland-Pfalz Eyaleti Eğitim Bakanlığı`nda araştırmacı, asistan, koordinatör ve danışman olarak çalıştı. 2010 yılından bu yana, dönüşümlü olarak hem Almanya`da (Heidelberg`de ve Berlin'de) hem de Türkiye`de (Ankara`da ve İstanbul`da) yaşayan Yakup DIVRAK emeklidir ve halen eğitim danışmanlığı yapmaktadır. Evli ve iki çocuk (Kız: Mahir Deniz ve Erkek: Mustafa Serol) babası olan Dr. Yakup Dıvrak CHP, SPD ve GEVV (Bilim ve Eğitim Sendikası) üyesidir.

Makale Yorumları

  • Mehmet ali23-03-2022 18:58

    ABD Rusyayida Ukraynayida tuzağa düşürdü. Almanyaninda güzel hayallerini söndürdü.

  • Huseyin Ivgen23-03-2022 13:49

    Savasi ve sebeblerini,sonuclarini guncel anlatmissin Yakup Can,kalemine saglik.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar