Tuğçe Özcan

Tuğçe Özcan


Ömür törpüsü adamlar ve özellikleri

Ömür törpüsü adamlar ve özellikleri

Geçen haftaki yakın çevremde infial yaratan yazımdan sonra sıra geldi bu sefer de erkeklerde sevilmeyen, tasvip edilmeyen hatta kişiyi itici yapma noktasına getiren gereksiz tavır ve hareketlere. Kadınlarla ilgili olan yazımı gerçekten konuyla hiç ilgisi olmayan ve yaklaşık 2 senedir İnstagram like’ları dışında hiçbir iletişimimizin olmadığı bir arkadaşım tüm maddeleri üzerine alınmış. Sitemkar bir mesaj göndermiş ama bir yandan da bana ilham verdiği için mutlu olmuş.

Aslına bakarsanız kesinlikle birini kast ederek yazmamıştım, bendeki tamamen yıllara dayanan bir gözlemin birikimi. Ama insanın tüm olumsuz eleştirileri üzerine alacak kadar kendini biliyor olmasına da şaşırmadım desem yalan olur.

Bu hafta sıra erkeklerde…

Siz de bu yazanlardan en az birini mutlaka hayatınızda ya da en yakınlarınızda görmüş – duymuş ve şahit olmuşunuzdur. O zaman girişi fazla uzatmadan gelişmeye geçelim ve kadınlar için adeta ömür törpüleyen, nedeni bilinmeyen erkek davranışlarına sahip olanları anlatalım.

Bazı işlerin sadece kadınlara ait olduğunu düşünenler

Bu konuda yaş ve jenerasyon farkının tutarsızlığı beni benden alsa da, yine de konu gündemin ilk sırasına oturacak kadar önemli. Nedense temizlik, ütü, bulaşık yıkama, mutfak işleri gibi bir takım görevler sürekli kadınların üzerine yapışmış durumda. Jenerasyon tutarsızlığı demişken, örneğin benim 60’lı yaşlarında olan amcam için hiçbir zaman hiçbir işte kadın – erkek farkı olmuyorken, 25 yaşında olan kardeşimin arkadaşı kesinlikle bu tip şeylere asla elini sürmüyor.

Diyorum ya, jenerasyon ile ilgisi yok aslında. Bu yetişme ile ilgili. Benim yetiştiğim evde erkekler de sofra kurar, kaldırır, ekmek keser, salata yapar ve ev işlerine yardım ederdi. Ben de oğlumu şimdiden böyle yetiştiriyorum.

Oturduğu yerde bir bardak suyunu almaktan aciz olan erkekleri, ya da gündelik hayattaki bazı görevlerin ‘’feminen’’ olduğunu düşünenleri asla anlamıyorum.

Yanındaki kadının parlamasından rahatsız olanlar

Aslında çok marjinal bir başlık olabilir, ama inanın durum hepinize çok tanıdık. Bu erkekler kadının her zaman bir adım geride durmasını ister. Kendinden daha zeki olmasını, daha büyük işler yapmasını, daha çok para kazanmasını, daha iyi okullarda okumasını, kendini çok daha iyi ifade etmesini istemez. Yükseltmek için desteklemez, ama baltalamak için yer arar. Çünkü kendisinde karşı tarafın bu özellikleri ile gurur duyacak özgüven yoktur.

Sahiplenmeyi abartanlar

Şimdi sahiplenmek aslında kadın erkek ilişkileri açısından güzel bir özellik. Ama bunun dozunu kaçırıp kadınları evlat edinmiş gibi davrananlar, tıpkı ebeveyni gibi attığı her adımda izni ve onayı olmasını isteyenler var.

Hayır işin kötüsü, bu durumu kabullenen kadınlar da var.

Bakın haber vermek, görüş almak ya da plan yapmak demiyorum, bunlar tabi lazım. Kimse kafasına göre başına buyruk yaşayamaz ama baya baya her şey için izin isteyen eş hikayeleri duydu bu kulaklar. Bu ne demek? Sen tek başına karar veremezsin, çünkü ben senden üstünüm ve senin adına kararı ben veririm demek. Yine altında özgüven yoksunu bir ruh hali var tabi.

Kıskançlık da bir yere kadar dedirtenler

Kıskanılmak sanırım lise yıllarındayken bize hoş geliyordu. Birbirimize anlatıp anlatıp kıkır kıkır gülerdik. Ama o zamanın üzerinden çok sular aktıysa da, bazı erkekler de kafa hiç değişmedi. Gerekli olgun yaşa ulaşmış, kendini doğru ifade eden, nerede ne yapması gerektiğini bilen, aklı selim bir kadına gereksiz kıskançlıklar başlığı altında kısıtlamalar yapmak da bir çeşit mobbing.

Yine bu kıskaçlıkların altında yatan sebepler bizi ilk maddeye götürüyor: yanındaki kadının parlamasından rahatsız olan erkekler.

Yapışık İkizler

Bir evlilik ya da beraberlikte her zaman çiftlerin de ayrı zaman geçirmesi kesinlikle lüks değil, bir ihtiyaç. Yani her yere yapışık ikiz gibi birlikte gitmeye, her ortamı beraber deneyimlemeye gerek yok. Karşı tarafı özlemek için alan açmak lazım. Şimdi düşünüp tahmin edebiliyorum erkek erkeğe dışarı çıkmak ne güzeldir mesela. Tamam kızlarla da güzeldir de, erkek erkeğe o rakı masasında muhabbet herhalde bir farklı olur. Nerden mi biliyorum çünkü kız kıza meyhaneye gitmek de çok keyifli. Sadece meyhaneye gitmek değil bence kız kıza / ya da sevgilimizin olmadığı arkadaş grubumuzla öğle yemeğine gitmek,  kısa bir seyahate çıkmak ya da herkesin keyifle katılacağı bir etkinlikte bir araya gelmek de güzeldir.

Nedense erkekler kendi aralarında çok güzel organize olur ama karşı tarafın özel alan taleplerine hiç fırsat vermezler.

Cimriler

Bu başlığı yazmak çok keyifli. Bir kere hiçbir cimri, cimri olduğunu asla kabul etmez. Sanıyorlar ki, dışarıda yemek yiyip hesabı ödediğin zaman cimri olmuyorsun.

Cimri ne demek? Olup da esirgeyen, vermeyen, kendinde olduğu halde karşı tarafa sunmaya eli gitmeyen demek.

Güzel söz söylemeye dili aşınan, jest yapmayı külfet gören, eğlenmek yerine pineklemeyi seçen, parası varken yine de keyfini süremeyen de cimridir. Evrendeki enerjiyi kullanmayan, her şeyi kıt gören de cimridir. Cimri olan sevgisinde de cimridir.

Bak şimdi konu yine geldi hoop enerji meselesine. Dünya düzeni böyle, her şey bir enerjinin üstüne kurulu. Zıt kutuplar birbirini çeker meselesi sadece bir deyim bana göre. Hayatta benzer olan, benzeri çekiyor. Sen kendini neye layık görürsen, o inanca sıkı sıkı sarıldığında mutlaka o gelip seni buluyor.

Yok ya, tam içimi dökmek istediğim en can alıcı yerde yazı bitiyor. Haftaya meditasyondan, düşünce gücüne, enerji alanımızdan hayallerimizi gerçeğe dönüştürecek kuantum sıçramalarını yazacağım. Ama o zamana dek listemde yazmayı atladığım bir madde olduğunu düşünüyorsanız, aşağıdaki yorum kısmına ekleyebilirsiniz.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar