İnönü Alpat

İnönü Alpat


Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hâli?

Ne olacak bu Fenerbahçe’nin hâli?

Başlıktaki soru eksik aslında. Hiç şüphe yok ki asıl soru şudur: Ne olacak bu memleketin hali?
 
Hemen her kurumun yerle yeksan olduğu bir ülkede futbola yön veren kurumların bu çöküşten etkilenmediği inandırıcı mıdır?

Mafya-siyaset-para ilişkisinin on yıllardır gündemde olduğu bir ülkede, futbol camiasının kirlilikten azade olduğu söylenebilir mi?

Paranın egemenliğini ilan ettiği bir ülkede, futbolun ürettiği mali değeri, ki milyon dolarlar havada uçuşmaktadır, doğal seyrine bırakırlar mı?

Hemen her kurumun, her kuruluşun, her alanın, her kesimin politikleştiği, bunu partizanlık gibi okumak lazım, bir zaman diliminde futbola yön veren kurullar merkezi otoritenin, yani iktidarın, işaret buyurduğunun haricinde bir sonucun açığa çıkmasına izin verir mi?
 
Her geçen gün egemenlik ilişkisini daha görünür kılan bir iktidarın, futbolu egemenlik ilişkisi dışında tutması mümkün müdür?

Futbol müsabakalarının nasıl seyredeceği ve nasıl sonlanacağını verdiği/vermediği kararlarla doğrudan belirleme gücünü elinde tutan hakemlerin Futbol Federasyonu’ndaki, bunu ülke olarak da okuyabiliriz, hâkim rüzgârlardan etkilenmediği ileri sürülebilir mi?

Örneğin bağımsız yargıdan, tarafsız medyadan, özerk ve demokratik üniversiteden söz edilemeyen bir ülkede futbolda eşitlik ve hakkaniyetten söz edilebilir mi? Futbolu yöneten kurumun kendi ayakları üzerinde durduğu, etkilenmeye/baskıya kapalı olduğu ikna edici midir?
 
Bu sorular uzatılabilir. Sorulara verilen yanıtlar, takım planlanmasındaki doğrular ve yanlışlarından daha sahici bir yere işaret etmekte, iktidar ve güç sahiplerine yanaşanların, yanaşmaya çalışanların, en azından onlarla çatışmayanların yol aldığı, diğerlerinin dolgu malzemesi olmaya devam ettiği gerçeği her sezon sonu suratımıza bir tokat gibi inmektedir. 

Birileri güce yanaşıyor, diğerleri dolgu malzemesi oluyor. Birileri seviniyor, diğerleri üzüntülere gark oluyor. 

Her daim bu tartışmanın önemli taraflarından biri olan Fenerbahçe’nin dolgu malzemesi olmaya itiraz etmesi gerekiyor. Emin olunmalı ki, itirazın beyanatla sınırlı kalması taraftarın kahir ekseriyetini şampiyon olmamaktan daha fazla kahrediyor.

Sadece günümüzden söz edilmiyor haliyle. Farklı dini, siyasi, iktisadi yapılanmaların ve suç örgütlerinin yani mafyanın etkin olduğu dönemlerde yaşananların hafızalardaki tazeliğini koruduğu aşikârdır.

Ne olacak Fenerbahçe’nin hâli, sorusu, ne olacak memleketin hâli, sorusunun altlıklarından biridir. Fenerbahçe taraftarı temel sorunun içerdiği anlamın farkındadır. Bu nedenledir ki 3 Temmuz operasyonuna “ne şikesi memleket elden gidiyor” diyerek direnmiş, Fethullah Gülen cemaati ilk önce “sarı lacivert duvara toslamıştır”.
Unutulmasın, Fenerbahçeliler bu memleketin duvar ustalarıdır.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar