Emel Seçen

Emel Seçen


Mary me

Mary me

“MARY ME” ve “ AFTER LOVE”, gibi yapımcı, aynı zamanda yeni şarkıları ve filmi ile Jennifer Lopez( Kate Valdez), yeniden karşımızda. Ses sanatçısından oyuncu olur mu, demeyin. Oluyor, gerçekte içinde bulunduğu Show dünyasını o kadar güzel sahneye taşıyor ki, üstelik Latin sıcaklığı ile buram buram kendini izlettirebiliyor. Onda ki sır, ses, güzellikten öte samimiyeti.

Yaptığı her filmi izlettiren Jennifer Lopez, yeni performansı ile sahne dünyasında ki insanlar ile sıradan insanlar arasında olası yaşanabilecek aşkı, test ediyor. Öyle ki burada da her yerde aranan o içtenlik devreye giriyor. Açılışı 3,14166 yani Pİ Sayısı ile başlayan ve sosyal medya hesaplarındaki takipçi sayısı arasındaki tahterevallide geçiyor, tüm hikâye.

BU KEZ PERİ MASALI ERKEK TARAFINDA

Bobby Grosby’nin çizgi romanından uyarlanan ve senaristliğini Tami Sagher, Johm Rogers’in yaptığı filmde, bu kez külkedisi bir erkek!

Evet, evet doğru okudunuz. Anlı, şanlı marka olmuş bir Show yıldızı, kendisi gibi bir show yıldızı ile âşık olup evlenmeye, seyirci karşısında yeni şarkılarını söyleyerek karar verirler.

Mary Me, için tüm hazırlıklar bitmiş ve artık seyirci ile buluşmaya dakikalar kala, Jennifer Lopez nişanlısının, kendisini, asistanı ile aldattığını öğrenir ve sahnede kalakaldığı anda, tesadüf bir şekilde kızı için konsere gelmiş olan Matematik öğretmeni Owen Wilson(Charlie Gilbert) ile an doğar ve andan, anlar yaratmaya karar verir. Bu kendi hayatı için büyük bir sıçrama oluştururken çok sade bir yaşam içinde ki öğretmen içinde aynı olacaktır. Aşktan sonra After Love, kırıla kırıla dayanılamayacak hale gelen kalpler iyileşir mi? Buna varsan, gel, der. Karşılıklı masumiyet arayışı böylelikle başlar.

Show dünyasının gizemi içinde sürekli seyirciye, acaba doğru mu gerçek mi ikilemini yaratarak,  algı operasyonu yaratan medyaya karşı, bir yerde halktan, akıllı telefonu olmadan sadece öğretmekle yetinen, bundan da son derece mutlu olan öğretmen. Ve bu öğretmenin karşısında ise sahnede olmanın bedelini, gerçekliklerden her daim koparak ödemek zorunda kalan ama özünde saf yüreği ile olan sanatçının birbirlerinin keşfi sırasında, kaybedilenleri ve kendilerini bulma öyküsü.

14 Şubat, Sevgililer Gününe hazırlanmış gibi gözükse de Jennifer Lopez’in hem kendi yaşadıklarına bir izdüşümü sunması, diğer yanda hayatta tesadüf diye bir şey olmaması aslında hayatın matematiği içinde sanat ve sanatın tüm kollarının nasıl var olabildiğini de sunmakta.

Öyle ki o özlediğimiz, bize öğretiler bırakan Ölü Ozanlar Derneği / 3 Idiot gibi ve aslında bizim Köy Enstitülerimizin temelini oluşturan sistemin yani “Yaşayarak öğrenme” metodunu tam olarak sunmasa da, matematik gibi zor öğrenilen bir dersin, kalıplardan çıkarak, her bireyin anlayabilme kapasitesine göre anlamlandırma özelliğini sunması açısından da çok doyurucu olmasa da güzel sahneler var.

Velhasıl bizim Aysel Gürel’imiz gibi, bana evlenme teklif edilmiyorsa ben edebilirim, diyorsanız. Yıllarca sahte yüzlerden bıktım, gerçeklik ve doğru dürüst samimiyet arıyorum. Önce iyi hissettirip, sonra en kötü ızdırapları yaşatabilen, depresif ya da sık sık duygu durumu bozukluğu yaşayan ve bunu size yaşatan, karşı cinslerden yoruldum diyorsanız. Karşımda kendimi de görmek istiyorum, zaten aşk karşında ki ile seni, sana göstermez mi? Sen, sevdiğini düşündüğün kişiyi severken de kendini seversin ya da kendini sevdikçe başkasını da sevebilir. Ve hangi koşul olursa olsun, tamamlanma ve birbirimizi yücelteceğimiz, bana verilmiş sırları ne kadar kötülük yaşarsak yaşayalım, yaşadığımız andan sonra bile sadece ikimizin bileceği kadar güven duyup, kendimi teslim edebileceğim bir aşk, sevgi arıyorum, diyorsanız. Ve bunu zamanımdan, tam 1 saat 52 dakika ayırarak, müzik ve dansla harmanlayarak, yaşamak istiyorsanız, bu hafta sonu seçkisi sizlerle..

Hele hele; Paris’te gece yarısı, Genç çıraklar, Müzede bir gece, Marley ve Ben, Mucize, filmlerinden anımsayacağımız, İrlanda asıllı, Amerikalı senarist ve Oyuncu Owen Wilson’nın, böyle bir zamanlar hayran hayran baktığımız, Robert Redford gibi bizi eskilere götüren, babacan, naif, duyarlı, şefkatli yarattığı öğretmen karakteri ile daha da izlenir kılıyor. Artısı bir başka Latin ses sanatçısı Maluma’da olması.

Ben beğendim.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar