Seçkin Çakmak

Seçkin Çakmak


Kızılelma MİUS

Kızılelma MİUS

Kızıl Elma’nın anlamı nedir? Tarihimizde sıkça karşımıza çıkan bu terimin anlamı ‘’Türklerde ulaşılması istenen en büyük başarı ve hedef olarak ifade edilmiştir. Rivayet edilir ki; Kanuni Sultan Süleyman belirli zamanlarda yeniçerileri ziyaret eder onlarla hasbihal ettikten sonra ‘’Kızıl Elma’da görüşürüz.’’ diyerek yanlarından ayrılırdı. Oğuz Türklerinden itibaren gelen bu ideali Osmanlı’da yaşatmıştır. Son yıllarda popülaritesini artıran Kızıl Elma terimi Bayraktar Kardeşlerin kısaltılmışı olan BAYKAR Makina tarafından da kullanılmakta. Kurucusu rahmetli Özdemir Bayraktar’ın başlattığı, evlatları Haluk, Selçuk ve Ahmet Bayraktar’ın ‘’Köklerden Göklere’’ sloganıyla ‘’Türkiye’nin ilk Milli S/İHA’larını geliştiren teknoloji şirketi’’ haline getirdiği kurum şu an için büyük bir üretim yoğunluğu içinde. Bu üretimlerden biri de Türkiye’nin merakla göklerde süzülmesini beklediği insansız savaş uçağı; KIZIL ELMA

Islık çalan oku bilirsiniz değil mi? Milattan Önce (MÖ) 209-174 yılları arasında hüküm süren Büyük Hun İmparatorluğu’nun Türk hükümdarı Mete Han tarafından icat edilen bir savaş aleti olan Islıklı ok (Çavuş oku) hem öldürme hem de hedef bildiriminde kullanılmıştır. Metehan bu oku hangi hedefe atıyorsa askerleri özellikle o hedefe yönelerek etkisiz hale getiriyordu. Bu özel ses çıkaran ok muazzam bir işlev görmekteydi. Öyle ki bir savaşta binlerce okun ses çıkarmasıyla Çin askerleri ve atları ürkmüş savaşta psikolojik olarak demoralize olmuşlardır. Islıklı ok icadının üzerinden yüzyıllar geçti. Teknoloji gelişti ve birçok askeri icat ortaya çıktı. Bu icatlardan biri de Silahlı İnsansız Hava Araçlarıdır. Takvimler 22 Ağustos 1849’u gösterdiğinde Avusturya İmparatorluğu 200 silahlı pilotsuz uçan balonu Venediklilerin üzerine göndermiş birçoğu başarılı olmuş ancak rüzgârın azizliği neticesinde az sayıda balonlar yön değiştirerek Avusturyalı askerilerin üzerinde patlamıştır. Böylelikle ilk silahlı insansız hava aracı insanoğlu tarafından kullanılmış oldu. Sonrasıyla 1940 yıllarından itibaren başlayan silahlı insansız hava araçlarının gelişimi sonucu 1970 yıllarından itibaren savaş meydanlarında kullanılmaya başlanmıştır. Amerika; insansız hava araçlarını Vietnam savaşında kısmi olarak kullanmış ayrıca İsrail’de 1982 yılında ki Suriye ile arasında ki savaşında bu teknolojiden istifade etmiştir. Bu savaşta İsrail ilk başta yem olarak insansız hava araçlarını göndermiş hava savunma sistemi aktive edilince İsrailliler hava savunma füzelerini tespit ederek jetleriyle etkisiz hale getirmiştir. Sonrasın da Suriye’nin 86 uçağı ilk defa bir savaşta kullanılan İsrailli F-16’lar tarafından düşürülmüştür.

Zamanla insansız hava araçları askeri amaç haricinde kullanılmaya ve yaygınlaşmaya başladı. Aynı güneş gözlüklerinin ilk olarak havacı askerlerin gözlerini korumak amacıyla icat edilip sonrasında hayatımızın bir parçası haline gelmesi gibi insansız hava araçları çoluk çocuğun elinde oyuncak oldu desek abartmayız. Dünün uçurtma uçuran çocuklarının yerini dron uçuran çocuklar aldı. Dronların ticari amaçla da kullanıldığını es geçmeyelim. Türkiye’de ünlü bir yemek sipariş firması geçen ağustos ayında ilk defa bir yemek siparişini dronla teslim etti. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından haziran ayında açıklanan verilere göre Türkiye’de kayıtlı 50 Bin civarında dron var. Ancak üretim konusunda ise kendini Dünya çapında ispatlayabilmiş tek üreticimiz var; Bayraktar Kardeşler (BAYKAR)

Işığı önüne al ve yürü. Gölgen arkadan ister gelsin ister gelmesin. Demiş ya Bayrak şairimiz Arif Nihat ASYA, Bayraktar ailesi de küçük bir atölyeden tek başlarına yürüttükleri Milli teknoloji mücadelesinde dünyanın en meşhur ve popüler silahlı insansız hava araçları markası haline gelmiştir. Aynı söğütte çadırda kurulan ve cihanşümul bir devlet haline gelen Osmanlılar gibi. Bugün dünyanın en önde gelen medya kuruluşları bu başarıya kayıtsız kalamamışlardır. Ukrayna’da Bayraktar şarkısının söylenmesini geçtik, çocuklarına isim verildiğini biliyor musunuz?

Lider ülkeler olarak Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) teknolojisinde yer alan Amerika, İsrail ve Çin’e rakip haline gelen Türkiye’nin geçmişte İsrail’den Heron ve Amerika’dan Predatör alabilmek için üst düzey temaslarda bulunduğunu biliyor muydunuz? Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet ÖZEL’in 2012 yılının mayıs ayında Amerika’ya giderek 10 adet predatör için bizzat görüşmeler gerçekleştirmiş ancak dost ve müttefik ülke Amerika tarafından bu talep reddedilmiştir. Ne kadar manidar değil mi? Parasıyla bile dost ve müttefiklerimizden terörle mücadele amaçlı bir askeri araç bile alamamışız. Yine bugün parasını ödediğimiz halde F-35 jetlerini alamadığımız gibi!

El, elin eşeğini türkü çağırarak arar. Sözünü atalarımız boşuna buyurmamışlar. Ne olursa olsun bu engellemelere karşın Türkiye’de terörle mücadele için azmettiği kendi göbeğini kendi kesme hamlesinde başarılı olmuştur. Bayraktar, Akıncı, Kargu, Aksungur ve Anka markalarıyla ‘’bende varım!’’ diyebilmiştir. Alman bir mühendisin zamanında su zenginliğimize dikkat çekerek söylediği ‘’Su akar Türk bakar’’ sözü ‘’Türk zorluklara rağmen yapar’’ sözüne dönüşmüştür.

Libya ve Karabağ fatihi Selçuk BAYRAKTAR bu ülkenin yetiştirdiği ufuk açan özel insanlardan biri. Kendi ifadesiyle ‘’Hayatımı Vakfettim!’’ diyerek kararlı ve dirayetli bir şekilde çalışmalarına devam edeceğini ifade etmiştir. İstese bu yetenekleriyle başka ülkelerde kırmızı halılarla karşılanır ve tüm imkanlar ayağına serilirken bizde birileri Selçuk BAYRAKTAR ismini siyasi fikirlerine meze yapma cüretini göstermeye çalışıyor. Bu hasetçilerin damat diyerek başarılı bir teknoloji liderini siyaset minderine çekmeye çalışması tam bir hadsizlik örneği! Meyve veren ağaç taşlanır anlarız ama elinden gelseler Nuri DEMİRAĞ ve Vecihi HÜRKUŞ’a yapılanlardan daha fazlasını yapacaklar. Neden? Yoksa 5-10 teröristi saklandığı pusudan çıkarabilmek için kilometrelerce alanı 1 tabur askerle gezmek yerine havadan nokta atışlarıyla terörist avladıklarından olmasın. Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni devirmeye çalışan General Hafter’i engellemesi veya Karabağ’da Ermeni hedeflerini darmadağın etmesi kinlerinin bir sebebi olabilir mi? Bu sorunun cevabını ancak kendileriyle yüzleştiklerinde verebilirler. Biz kendi duruşumuzu belirleyelim. Kimin yanındayız!

MİUS (Muharip İnsansız Uçuş Sistemi) Kızıl Elma mucizesinin 2023 yılında ilk uçuş deneyimini gerçekleştirmesi planlanıyor. Yüksek manevra kabiliyet, düşük görünürlük ve kısa pistli gemilerden kalkış özelliği bulunacak olan Kızıl Elma’nın Türkiye’nin ilk uçak gemisi olma özelliği bulunan TC-G Anadolu’yla kullanılabilecek olması sahada dinamiklerin değişmesini sağlayacaktır. 5 saat havada kalma ve 1.5 ton mühimmat taşıma özelliği olacak olan Kızıl Elma’nın ilk motor entegrasyon testi başarıyla tamamlandı. Kızıl Elma’nın gelişmiş yapay zekayla donatılan insansız muharip uçak olması geleceğe yönelik Türkiye’nin elini güçlendirecektir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin dosta güven, düşmana korku veren caydırıcılığını muhafaza etmesini sağlayacaktır. Hali hazırda Mavi Vatan ve Doğu Akdeniz’de ki çıkarlarımızın tehdit altında olduğunu apaçık bir şekilde gözlemleyebiliyoruz.

Aselsan mühendislerinin şüpheli ölümlerini biliyorsunuz değil mi? Veya Isparta’da ki uçak kazasında yitirdiğimiz bilim insanlarımızı! Kaza mı? Suikast mı? Devletin istihbarat kurumları tespitini yapmıştır. Ancak bu ülkeye çağ atlatacak insanlarımızı korumak, kollamak ve mücadelelerinde onların yanında olmak Milli bir sorumluluktur. Kırmızı çizgimiz olmalıdır! Harp dehası Cengiz Han’ın dediği gibi; ‘’Sakın bir çiviyi küçümseme! Bir çivi bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu ise tüm ülkeyi kurtarır.’’

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar