Nursun Erel

Nursun Erel


Hüda-Par ve Kürt Sorunu… Özür ve Tazminat

Hüda-Par ve Kürt Sorunu… Özür ve Tazminat

Hür Dava Partisinin (Hüda Par) “Hizbullah örgütü ile bağlantısı filan yokmuş” diyen AKP tarafından adeta “sevinçle” karşılanıp Cumhur İttifakına kabul edilişi ortaklar tarafından nasıl değerlendirildi acaba? Özellikle de MHP kanadı Hüda Par’ı içine sindirebildi mi? Doğrusu bunu çok merak ediyorum.

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin özellikle HDP’ye dönük sert söylemleri dikkate alındığında sormakta haksız mıyım? Şu sözler bizzat MHP lideri tarafından söylenmedi mi:

-“Türkiye'de Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Var diyen, olduğunu ısrarla dayatıp iddia eden kim varsa kalbi Türk milletiyle bir atmayan namertlerdir.” (*)

Bana öyle geliyor ki, seçim arefesinde iktidar ve muhalefet partileri ciddi değerlendirmeler yapmak, kendi özgün planlarını açıkça dile getirmek yerine sadece kamuoyunun nabzına göre hareket ediyor, parti programı gibi uzun metinleri okumak yerine büyük olasılıkla sosyal medyadaki paylaşımlara göre tutum belirliyorlar. 

Öyle ya, eğer Hüda Par programını okumuş olsalar acaba ne diyeceklerdi? 

Devleti 21 yıldır yöneten AKP, acaba Hüda Par’ın anlatımıyla:

- “Şeyh Said Kıyamı, Dersim ve Ağrı Ayaklanmalarında öldürülen yüzbinlerde kişiden özür dileyip, ailelerine tazminat ödemeyi kabul edecek miydi?

-Şeyh Said başta olmak üzere Kürtlerin büyük bir saygı ile andıkları Kürt âlimlerine zulmedildiği resmen kabul edilip, yakınlarından ve bütün halktan özür dilenecek miydi?

-Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi şahsiyetlerin mezar yerleri açıklanıp, İstiklal Mahkemeleri ile ilgili arşivler kamuoyuna açılacak mıydı?

—Irkçılık kokan andımız—

Hüda Par laikliği büyük sorun olarak dile getirdiği programında, Kürt sorununun çözümü için şu adımların atılmasını da istiyor:

“İlköğretim öğrencilerine okutulan, ırkçılık kokan ‘Andımız’ ve benzeri metinler kaldırılmalıdır. Muhtelif yerlerde yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ gibi yazılar silinmeli, ‘Bir Türk dünyaya bedeldir.’ şeklindeki ırkçı söylemlere son verilmelidir.

Zulüm ve ayrımcılık uygulamış olan tarihi şahsiyetlerin isimlerini taşıyan okul, kışla, cadde, sokak ve benzeri yerlerin isimleri derhal değiştirilmelidir.

Başta vatandaşlık tanımı olmak üzere, anayasa ve sistemin bütün resmi literatürüne hâkim olan Türklük esaslı dışlayıcı ve ayrımcı söylem terk edilmelidir.

Koruculuk sistemi derhal lağvedilmeli, sayısı binleri bulan kayıpların akıbeti açıklanmalı, faili meçhul cinayetlere ilişkin soruşturmalar ciddiyetle yürütülmeli ve sorumlular bulunup cezalandırılmalıdır. Köy yakma ve zorunlu göç olaylarının hesabı sorulmalıdır. Ergenekon, JİTEM ve benzeri yapılanmaların bölgede yaptığı hukuksuzluklar derinlemesine soruşturulmalıdır.”

—Kürdistan var mı?—

Hüda-Par’ın parti programında ortaya konulan diğer bir yaklaşım ise, Türkiye-Irak-Suriye ve İran arasında bölünmüş durumdaki Kürtlerle ilgili:

“Yüzyıllardır anayurtlarında yaşadıkları halde suni sınırlarla dört parçaya ayrılan, aralarına tel örgüler ve mayınlar döşenen Müslüman Kürtlerin de eskiden olduğu gibi bir halk ve bir millet olarak görülüp suni sınırların kaldırıldığı, ekonomik, kültürel, sosyal dayanışma, siyasal yardımlaşma ve sılayı rahim hukukunun yerine getirilmesi için gerekli adımların atılması gerekir. Bir halk ve yakın akraba olan Müslüman Kürtlerin birbirleri ile yabancılaştırılması ve ötekileştirilmesi büyük bir zulümdür. Siyasi ve idari şekiller ne şeklide olursa olsun kardeş ve akraba olan  Müslüman Kürt halkı arasındaki her türlü sınır ve bölünme kaldırılmalı, insani ilişkilerin rayına oturtulması için gerekli her türlü tedbir alınmalıdır.”

Oysa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir süre önce HDP’li Sezai Temelli’nin Kürdistan’ı dile getirmesi üzerine,”Şimdi bu adam Kürt bile değil. Kürdistan diyor. Şimdi ben söylüyorum. Kürdistan diye bir yer benim ülkemde var mı? Güneydoğu var, Orta Anadolu var. Ege var Marmara var. Ama Kürdistan yok. Ey Sezai sen Kürdistan istiyorsan Irak'ın kuzeyinde var oraya defol orada yaşa.” Dememiş miydi? (**) 

Bu satırları okudunuz gördüm… Peki şimdi sizin aklınızdan da aynı atasözü geçmiyor mu?

-Bu ne perhiz? Bu ne lahana turşusu?

(*) https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/bahceli-turkiyede-kurt-sorunu-diye-bir-sorun-yoktur-6662119/

(**) https://www.sabah.com.tr/video/turkiye/baskan-erdogan-sezai-temelliye-defol-git-iraktaki-kurdistanda-yasa

https://bennursunerel.blogspot.com/

telif


Nursun Erel Kimdir?

Nursun Erel, SBF Basın Yayın Yüksek Okulu Mezunudur, meslek yaşamına Anadolu Ajansında başlamış, sonraki yıllarda Tercüman, Cumhuriyet, Milliyet Gazeteleri, NOKTA Dergisi, The New Anatolian Gazetesi̇, KANAL D Haber Merkezi ve Show Tv’de görev yapmış, TRT radyolarında düzenli yorumları yayınlanmıştır. Erel, 40 yıla ulaşan gazetecilik kariyerinde, siyasi muhabirlik, dış politika muhabirliği, haber müdürlüğü, editörlük, temsilcilik gibi sorumluluklar üstlenmiş, özel röportajlar gerçekleştirmiş, köşe yazarlığı yapmıştır… Pek çok araştırma haberi ile devlet mekanizmasındaki aksaklıklara, Kürt sorununa, önemli yolsuzluk olaylarına ışık tutan Erel’in yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar