Emel Seçen

Emel Seçen


Herkesin bir Tatiana'sı olmalı

Herkesin bir Tatiana'sı olmalı

Tatiana da kim demeyin? Bu aralar değil bir kitabı okudukça hatırlayacağınız bir gerçeklikte, önce bir önsöz olarak çıkmakta gibi görünse de aslında kendisi bütünün ta kendisi.

Tatiana Djordjevic, dünyaca ünlü hepinizin yıllardır La Casa De Papel’de ki, Berlin karakteri ile tanıdığınız İspanyol aktör, Pedro Alonso O’choro’nun yol, hayat, düşün arkadaşı çok şeker bir hanım.

Evet, evet bugün peş peşe söyleşi için İstanbul, CVK Park Bosphours’da ki sabah söyleşinde ilk olarak beraberdik. Tabii sonunda izdiham olmasa belki elimizde olan ilk kitabını imzalatma imkânımız olacaktı ama ben kendisine sıram geldiğinde yönelttiğim soru ve kendisi ile karşılıklı kalpten selamlama ile bunu zaten yapmış oldum. Esas mühim olan bu enerjiyi hissediyor olmak, benim için önce o bir insan. Benim ülkemde, içsel sıkıntılı bir süreçte ortaya çıkıveren serüvenini bizimle paylaşıyor. Kendi içini uzun uzun anlatmaya çalışırken bir gün wsapp üzerinden arkadaşları çok uzun yazdığını söylüyor kısa yazımlarından kendisine bir sayfa oluşturuyor aslında bu kitap o taslakların bütünü. İkinci kez İstanbul’da ve buradaki insanları çok sıcak, samimi buluyor. Kahvaltımıza bayılıyor, “Benim kahvaltı anlayışım bu, kahvaltı, Türk kahvaltısı olmalı, her şey taze, gülen yüzler ama bir hafta kalırsam sanırım pantolonlara sığamayacağım” diyor Ama ekliyor “Biz burayı seviyoruz, uzun vadede hayata karışmak, birinin evine gitmek, burada kalmak için planlarımız var Tatiana ile” diyor. Tatiana ise dört kez gelmiş, söyleşi Taksim Gümüşsuyu’da, güzel bir konaklama yerinde ama onlar Beyoğlu’nun içinde, daha hayata kaynaşmış, salaş mekânı tercih etmişler.

HER BAŞARILI ERKEĞİN ARDINDA BİR KADIN VARDIR

Doğru, bu ya anneniz, ya eşinizdir. Eş derken, resmiyete dökülmemiş sevgilide buna dâhil. Yolları Paris’te kesişen ve istediği halde bir türlü gidemediği, hep engellerle karşılaştığı yolculuğunda kendini bulan ünlü aktör, son derece mütevazı, egom yüksek dese de mütevazı. Konuşurken yolları Paris’te kesiştikten sonra kendi nefesini dinlemeyi, kendini bulmayan beceren Pedro Alonso O’choro’ konuşurken bir saniye olsun, Tatiana’yı dilinden eksik etmediği gibi onun oturduğu noktaya da bakarak göz temasında bulunarak, destek alıyor. Tatiana, perde arkasında gıpta ile onu izliyor, yaratımın, sevginin ve birlikteliğin gücü. Sakın kıskanmayın, örnek alın ve yapın. Sorular sırasında herkes kim bu Tatiana, diyor ama aramıyor, görmüyor, çünkü bakmasını bilmiyor. Bunu Pedro Alonso O’choro’da diyor zaten:

 “O özgün bir kadın, baktığında anlam bulmak, algıda ki yoğunluk herkeste olabilen bir şey değil. Marketten alınmakla da olmuyor”

Tatiana , regresyon uzmanı ama insan üzerinde çok farklı çalışmaları var. Bende kitabı okuyunca daha çok şeyler öğreneceğime eminim. Ama hepsinden öte birbirini bulmuş, bu güzel iki insanın, ortaya koydukları enerji zaten almasını bileni etkiliyor. Pedro Alonsı O’choro’nun ifade ettiği gibi tesadüf diye bir şey yoktur, sadece olması gereken ve işaretler vardır. Egoalarımız, içimizdeki kin, nefret duyguları bunu engeller ama yılmadan devam etmeliyiz.

Pedro Alonso göz alıcı illüstrasyonların eşlik ettiği dikkat çekici kitabında, hipnoz yoluyla yapılan bir regresyon seansıyla başka bir yaşama ve başka bir bedene yaptığı yolculuğu anlatıyor. Alonso, geçmişine yaptığı bu spiritüel yolculukta, imparatorluk günlerinde doğuda göreve giden Romalı asker Filipo olarak reenkarne oluyor.

Kendi yaşamıma baktığımda onunla benzeş birçok şeyi yaşadığımı fark ediyor ve paylaşıyorum da, babasını kaybetmiş bir insanın, içsel, iş ve hayatında yıkımlar sonrası yedi yıllık bir serüven sonrası kitap ve kendini bulma, dinginliğinin şimdilerde başarı ve huzurunu anlatıyor.

Bende aynı ızdıraplar sonrası denirse eğer, bir kitap ortaya koydum aynı seyahatleri yaptım, yanımda bir Tatiana’ da yoktu. Tatiana, önemli, çok önemli bir faktör. Belki de yaşam Pedro Alonso’nun dediği gibi kendi payıma da buradan ne almam gerektiğini söylüyor. Çünkü sordum kendisine “Siz geçmişte bir Roma’lı askerdiniz ama bir öğretmen ile karşılaştınız. O öğretmen size devrimi, isyanı, en çok da az ve öz sessizce söyler gibi söyledi, üzerinizde tahakküm kurmadan. Eğer sır, yaşadığımız tüm acılardan özgür kılmak ise hangisi daha çok yaşamda acı çekti? Roma’da yaşadığı dönemde ki karakter mi? Ünlü bir aktör olan karakter mi?”

Kendince bir ritüel yaptı ve öyle cevapladı, Vaav diyerek:

-Alonso:  Seans sırasında öyle ağladım ki. Acılarımız , enerjilerimizin ortak olması bizim hep yüreğimizin sesini dinlememiz gerektiği. O karakteri tanıyınca içimizde bir ses, elimizde fenerle zor olan yolu bize durmadan söylüyor, biliyoruz acı çekeceğiz ama yürüyeceğiz çünkü bunu göstermemiz yani dokunmamız lazım. O yüzden işaretler önemli ve en mühimi dürüstlük. Tüm acılar hafifleyecek.

Kitabın önsözünü yazan Tatiana, “Pedro ile iki yıl önce tanışığımda, en bildik tanımı ile karma kavramının genel kabul gördüğü Hinduzim ve Budizm dinlerinde yer almış şekli ile insan, zincirlendiği Samsara (Ardışık doğum akışı) tanımı içinde sürekli bir yaşam ve ölüm döngüsü içinde evrilir. Birikmiş karmaya göre deneyimlediği her yeniden doğuşun sorumluluğunu üstlenir. Kendini Samsara’dan kurtarabilir ve mutlak ebedi benlik, hareketsiz varlık birliğine dönebilir. Nirvana olarak tanımladığımız kaynak ile birleşim, belirli enkarnasyondan sonra kendini arındırdığı arzunun yalnızca bir matris ve yanılsama olduğuna ikna olur. Tibet Ölüler Kitabı’da prensip aynıdır ama tek farkla.

“Ölümü tatmış olanlar ancak özdeki ışığı fark ettiklerinde, ona katılmayı öğrendiklerinde ebedi özgürlüklerine kavuşurlar. Helenistik gelenekler olmak üzere özellikle M.Ö.5yy da Orpheus’a ait ayinlerde gizli bilgi olarak kabul edilen gizemlilerin inisiyeleri tarafından da görülür. Platon da kendi mitolojsinde (Timaios) bu kavramdan bahseder. Pedro ile iki yıl önce tanıştığımda tüm bunlardan habersizdi ama kendini geliştirmeye açıktı. Bir Şubat gecesi, Giverny’de, birlikte eski bir yaşantıya doğru yolculuğa çıktık. Seans bittiğinde ikimizde eski ama bize oldukça modern gelen hikayeden heyecan duyduk, insanlık ve onun siyasi entrikalar içinde gösterdiği davranışların üzerinde düşünmeye başladık. Bu hikaye aslında ana karakter üzerinden herkesin kendi yaşadığı zorlukları ve aklındaki soru işaretlerini belli bir derecede tamamlayabiliyor. Pedro, geçmişte Flipo, sadık bir şekilde hizmet ettiği prestijli bir otoritenin emrinde sağduyulu bir asker, kaderinde parlak bir askeri geleceği olan ama bir dönüm noktasına gelir. Kararlar almalı ve mücadele etmelidir. Kendi gerçeğini bulmak için nasıl bir yol ve fedakarlık yapacaktı.  Bu bir içsel devrimdi. Çocuklar yaşama güdüsüne sahiptir çünkü kendileri için yaşarlar ancak yaşadıkları travmalar ve toplum tarafından baskı, bu kalıplara entegre edilmeleri ile şekillenir. Var olmanın suçluluğu ile derin doğamızla uyumlu olmanın üzüntüsü içinde büyür, bu güdüyü bastırırız. Tek tanrılı dinlerin bahsettiği, Aramicede, kata, İbranicede, hatta’t yani günah, doğru yoldan sapmak. Yaşamayı öğrenmek kendi merkezinde olmayı öğrenmesidir. Merkezde olmak, iyi bir enerji frekansında, iyi niyetli, doğru düşüncede, doğru dille, eylemde olma halidir. Bu kitap, salsında ideolojik bir devrimden çok siyasi olana dikkat çeker. Katı, yolsuzluktan nasırlaşmış eski otoritenin parçası olan Flipo, körü körüne itaati tercih etmez çünkü toplumdaki her birey konumunu belirleme, eksi ve artıları ile adil olanı değerlendirme, bilincine seslenme ve cesur davranma sorumluluğuna sahip olmalıdır. Bugün ekosistem zalimce tavır yüzünden doğamız zehir ve çöp yığınları içinde ölçüsüzlük her yerde. Kitap içinde Flipo ve Yilak aslında kaderimizin kendi elimizde olduğunu ifade ediyor. Kendimize, doğaya saygı duymaya dair ortak hayalimizi yaratmak için vaktimiz var”diyor.

Alonso’nun hayat arkadaşı ile Peru, Latin Amerika ve şimdilerde yeni projeleri ve tanıştıkları andan itibaren dönüşümleri, birlikte yapmakta mutlu oldukları anlardan resimlerde mevcut. Başlarda aralarında gayet resmi bir ilişkiden bu seans ve farkındalık sonrası muhteşem üretim çıkıyor, tescili de şu anda ülkemizde hem de üzerinde emek verip, tasarladıkları projeleri ile olmaları.

Pedro Alonso O’choro, bu yolculuğa çıkmadan önce setten eve gelip, yorgun adeta dedeler gibi geçen yaşamının aslında kendi sesini duyması ve özü yakalaması ile ilgili son derece kıymetli bilgileri paylaşıyor.

Epsilon yayınlarından çıkan “Filipo’nun Kitabı” için bugün saat 12.00’de İstinyePark’da imza alabilirsiniz.

Ben basın toplantısı sonrası herkesin merak ettiği gizli kahraman Tatiana’yı buldum, fotoğraf alırken sarıldı, sırtımı sevdi, hem fotoğraf çektirdim, hem kitabıma imza aldım. Benim için yeterli. Bu güzel insanları, ortak doğamıza sadece bireysel değil farkında olarak ve yaşarak topluma, dünyaya faydalı çalışmaları için kutluyorum.

Kitabın yolculuğu da hayırlı olsun.

Pedro Alonso O’choro’nun dediği gibi; bunun enerjisi bakalım bize ne getirecek?

Paylaşırız efendim.

Sevgiyle kalınız.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar