Mustafa Tiğrek

Mustafa Tiğrek


Ersan Şen elini çabuk tutsaydı altılı masa beşli masa olmazdı

Ersan Şen elini çabuk tutsaydı altılı masa beşli masa olmazdı

24 Haziran 2018 seçimleri için Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi (SP) ve Demokrat Parti (DP) milletvekili seçilmelerine ittifak halinde girme konusunda anlaştı. Millet ittifakı böyle doğdu.

İttifak arayışlarında CHP, İYİP, HDP üçlü ittifakı zor görünüyordu. CHP’nin HDP ile ittifakı bir alternatifti. Ama İYİP ile ittifakı tercih etti. İlk düğmenin, yanlış iliklenmesiydi bu. 

Sonuna gelmeden, ilk düğmeyi yanlış iliklediğinizi bilemezsiniz. Ama eninde sonunda, sonuna gelirsiniz.

İttifak, en başta HDP ile kurulsaydı, baraj sorunu olan İYİP yine ittifaka yanaşır, HDP ile birlikte aynı karede görülmeyi hazmedebilirdi. Böylece daha kucaklayıcı, daha geniş tabanlı bir ittifak olurdu. Ama İYİP’le kuruldu. Bu günlere böyle gelindi.

Mesele, Akşener’in bugünkü tavrı değildir. Dün ilk düğmenin yanlış iliklenmesidir.

***

İttifak arayışları devam ederken Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek; Kemal Kılıçdaroğlu’na CHP, İYİ Parti ve Vatan Partisi arasında ittifak kurulması önerisinde bulunduğunu, Kılıçdaroğlu’nun bu öneriye “Ben buna varım, ikna edelim” cevabını verdiğini söylemişti.

Neyse ki Kılıçdaroğlu, o gömleği yanlış iliklememiş.

***

Altılı masa, “kazanacak aday” bulamadığı için krize girdi. Akşener, masayı tekmeledi.


Kılıçdaroğlu’nu Akşener istemiyor, olmaz. İmamoğlu veya Yavaş’ı Kılıçdaroğlu istemiyor, olmaz. Muharrem İnce bir kere denedi; kazanamadı, olmaz. Perinçek’i ben istemem, olmaz. Beni kimse istemez, olmaz.

Halbuki dört yıllık diplomam var ve ilk adaylığım olacak. Yani koşullarım uygun. Ama beni istemezler, olmaz.

Ersan Şen olurmuş aslında. 

Düşünsenize bir türlü “seçilecek aday” bulamıyorsunuz… süreç tıkanmış. Canınız sıkkın. Televizyon kanalları arasında dolanırken O’na rastlıyorsunuz…

Hatta önce dalgınlığınıza geliyor birkaç kanal daha geçiyorsunuz. Sonra farkına varıp geri dönüyorsunuz… 

Evet O!... İşte; “Seçilecek aday!” Gökte ararken canlı yayında buluyorsunuz. Prof. Dr. Ersan Şen Cumhurbaşkanı adayı olduğunu açıklıyor. Akşener hemen reklam arasında ulaşıp, “Gelin görüşelim!” diyor.

Yıl 2045, bir gazete haberi: G7 zirvesine ev sahipliği yapan Cumhurbaşkanı Sayın Ersan Şen, kapanış konuşmasını yaptı. 22 yıldır Cumhurbaşkanı olan Şen, bir gazetecinin sorusu üzerine “En fazla 3 dönem daha varım. Yoruldum. Sonra emekliye ayrılacağım” dedi.

İşte, Ersan Şen’in dünya liderlik serüveni; canlı yayın programının reklam arasında gelen bir telefonla başla… mış olabilirdi. Olmadı tabii.

Ama Ersan Şen elini biraz çabuk tutsaydı bugünün beşli masası halen altılı olurdu. 

Şimdi Beşli Masaya Ersan Şen’i kim önerecek? “Kazanacak aday” bulundu ama Altılı Masa yok.

***

Masadaki 6 kişiden 5’i Kılıçdaroğlu dedi. 6 kişiden biri 2 kişi önerdi. Yani her adayına, yarım kişi düşüyordu. Yarım Akşener, Ekrem İmamoğlu; diğer yarım Akşener, Mansur Yavaş dedi. 

İmamoğlu ve Yavaş; masada yarımşar Akşener’le temsil edilmekten hoşlanmamış olabilir. Her ikisi de Akşener’in çağrısını bu yüzden reddetmiş olabilir.

Ama Ersan Şen olsaydı, olabilirdi. Akşener’i on saniyede ikna eden Şen; Kılıçdaroğlu’nu, taş çatlasa on dakikada ikna ederdi, diye düşünüyorum.

***

Muharrem İnce, 2021 yılında Memleket Partisi Genel Başkanı olarak Bursa'da yaptığı bir konuşmada "CHP tabanından özür diliyorum. 41 yıl sonra seçimde yüzde 30 barajını aştırdım. Aştırdığım için özür dilerim. 8 puan fazla almaktı benim suçum" demişti.

Düşüncelerimi, o zamanki bir yazımda anlatmıştım: “Yok be annem, senin sucun yok” demiştim.

“41 yıl sonra aştırdığı yüzde 30 barajında” oyum yoktu, ama katkım vardı. En azından coşkusuna katılmıştım. Seçim öncesi Maltepe’deki son ve büyük mitinge ben de gitmiştim.

Ben, Muharrem İnce olduğu için gitmemiştim. Kim olsaydı gidecektim. Süreç öyleydi.

Muharrem İnce, kalabalıkları peşine takmamıştı. İnsanlar, birini önüne katmış itekliyordu. Muharrem İnce’ye denk gelmişti.

Memleket Partisinin anketlere yansıyan oy oranı yüzde 30 barajını aşmasında, kendi payı olmadığını gösteriyor. Yani bence Muharrem İnce’nin, kendini suçlu hissetmesine gerek yok.

2015’de MHP taraf değiştirip, AKP’ye yanaşınca dengeler değişmişti. Çünkü MHP’nin tabanı vardı.

İYİP’in durumu aynı değil. Bugün anketlere yansıyan yüzde 15 civarındaki oranlar İYİP’in tabanı değil, seçmeni. AKP ve MHP’den kaçan, CHP’ye de yanaşmak istemeyen, başka da bir yer bulamayan insanların toplandıkları bir yer. 

Akşener veya İYİP masadan kalkınca seçmeni de onunla birlikte kalkacak diye bir garanti yok. IYIP, Cumhur ittifakına yanaşırsa, onlar da yanaşacak diye bir durum yok. Muharrem İnce Memleket Partisini kurarken, yüzde 30’un ne kadarını götürdüyse; Akşener de o kadarını götürür.

Yani, gelinen noktada Muhalefetin bir kaybı yok.

Aksine; düğmeler yeniden ilikleneceği için, yola daha doğru devam etme ihtimali yüksek.

telif

Makale Yorumları

  • Yağmur06-03-2023 14:02

    Yorumlamanızı çok doğru bulmadım ama emeğinize sağlık

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar