Tuğçe Özcan

Tuğçe Özcan


Campalle’den bildiriyorum

Campalle’den bildiriyorum

Eskiden ebeveynlik hakkında, her şeyin yolu yordamı öğretiliyor da, anne baba olmanın bir ehliyeti yok, her önüne gelen çocuk sahibi olabiliyor diye geçirirdim içimden. Düşünsenize araba kullanmak için ehliyetinizin olması gerekiyor, ya da avukatlık yapabilmek için diplomaya ihtiyaç duyuyorsunuz. Ancak dünyaya bir can getirirken, gelecek nesillere bir birey yetiştirirken hiçbir bilgi birikimi aranmıyor kimsede. Bebek bakımı ve çocuk yetiştirmeye dair bilinenler ya nesilden nesile kulaktan dolma şekilde aktarılıyor, ya da zavallı çocuklar deneme tahtası haline getirilerek farklı modellerde çözümler deneniyor.

Şimdi buraya kadar yazdıklarımı eski moda basmakalıp bir sistem olarak değerlendirebilirsiniz. Çünkü artık yeni nesil anne ve babalar ebeveynliğe dair ihtiyaç duydukları tüm bilgileri, doğanın ortasında her dakikası planlanmış bir kampta ilk ağızdan öğreniyor. İlk yardım, doğum, emzirme, beslenme, bebeğin ilk yılı, anne ve babanın kişisel dünyalarına dair herşey masaya yatırılıyor.

EBEVEYNLİĞİN BİR NEVi OXFORD’U

 Şimdi salgın sinsi bir düşman gibi kapıda kol gezerken, ne kampıymış bu dediğinizi duyar gibiyim. Ancak tüm anne baba adayları cuma akşamından giriş yaptıkları otelde PCR testleri sonuçları çıkana kadar, hiç kimseyle bir araya gelmiyor.

Cumartesi sabahı laboratuvar sonuçlarının çıkmasıyla tüm anne baba adayları ve eğitmenler güvenli bir şekilde bir araya geliyor. Kamp boyunca öyle doyurucu bir eğitim içeriği var ki, ebeveynlik süresince aklınıza gelebilecek olan her sorunun cevabı bu kampta ilk ağızdan yanıt buluyor. Böyle sıkıcı bir eğitim gibi düşünmenizi de istemem, çünkü içinde bol bol oyun, doğa yürüyüşü ve spor aktivitesi de yer alıyor. Bu dolu program değme aşçıların elinden çıkan yemeklerle gerçek bir şölene dönüşüyor.

Hamilelik döneminin en keyifli hafta sonunu yaşamış olduğum bu doğuma hazırlık kampında, ben de final oturumu ile annelerle bir araya geliyorum. Yani önce katılımcıydım, sonradan da ekibinde yer aldım. Bu oturumda anneliğin öğretilen değil, içimizde hissettiğimiz ve çoğu zaman dile getirmeye çekindiğimiz gerçek yüzünü konuşuyoruz. Mahalle baskısı olmadan, yargılanma korkusu olmadan özgürce hissettiklerimizi, yaşadıklarımızı, kaygı ve endişelerimizi anlatıyoruz. Ve görüyoruz ki hiçbir zaman tek bir doğru yok. Doğru her zaman ortamına kişisine ve şartlarına göre şekilleniyor.

BİLGİ HER DEVİRDE GÜÇTÜR

Öksüren çocuğa müdahale edilmemesi gerektiğini biliyor muydunuz? Çünkü öksüren çocuğun solunumun da herhangi bir sıkıntı yoktur, dolayısıyla müdahale etmeye gerek de yoktur. Öksürerek kendini rahatlatmasına izin vermek gerekir. Oysa bizim babaanne dedelerimizden gördüğümüz davranış öksüren çocuğun her zaman sırtına pat pat vurma şeklindedir. Bunun yanlış olduğunu kampta öğrenmiştim.

Emziren bir annenin uzun süre sağım ya da besleme yapmaması, kendisinin ateşini çıkartarak ciddi bir Mastit tehlikesine sokabilir.

Bebeğinizin kordon kanını doğum sırasında saklatarak ileride bir çok hastalığın tedavisi için kullanabilirsiniz.

Bu ve bunun gibi sayısız önemli bilgi, kampta ebeveynlere hazırlanan müfteratı oluşturuyor. Ve geriye büyük bir heyecanla aileye katılacak yeni üyeyi beklemek düşüyor...

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar