Tuğçe Özcan

Tuğçe Özcan


Ayçiçek yağı istilası altında kadınlar günü kutlaması

Ayçiçek yağı istilası altında kadınlar günü kutlaması

Köşe yazarlığı gündemle evrilen tuhaf bir şey.

“Türk Kadınının Botoks Karnesi” ya da “Ezberleri Bozan Güzellik Akımları” minvalinde yazı yazmak, bu hafta da bu yazara kısmet olmadı. Genç ve pürüzsüz bir cilt için vereceğim tüyolar, ayçiçek yağı yağmalama görüntülerinin ardında zihnimin girdaplarında kayboldu.

Neredeyse 12 saatte bir benzine zam gelirken, kadınlara Botoks hakkında bilgiler vermek çok da anlamlı olmamaya başladı. İyi yemek ve mutfak kültürü, market rafları yağmalanırken sosyal bir hobi olmaktan çıktı.

Ben bir kadınım. Bir yazarım, bir anneyim. Çalışan ve üreten biriyim. Yazılarımda, paylaşımlarımda, hayat karşı takındığım tavırda, seçtiğim kelimelerde ve zihnimde dolaşmalarına izin verdiğim düşüncelerde her zaman hayata karşı pozitif bir duruş seçerim.

Şimdi o pozitif duruşu elektrik faturalarına ve ayçiçek yağı yağmalamalarına rağmen mümkün kılmak için çok ciddi bir inanç gerekiyor.

Hayır o inanç bizde var, ama şu anda “Nereye Gidiyoruz” sorusunun altı öyle kalın kalemlerle çizilmiş ki zihnimizde, ne kadar büyük yazılırsa yazılsın başka bir motto mümkün değil dikkat çekmiyor.

Dışa bağımlılık, savaş, pandemi, ekonomik krizler, hastalıklar, yokluk, kıtlık, doğal afetler ve hayat pahalılığı insanoğlunu Nuh Tufanı’ndan bu yana hiç böylesine hipnotize etmemişti. Sağduyu ve empati yeteneğini neredeyse tamamen yitiren, ve ta atalardan “komşusu açken tok uyunmaz” inanışına sıkı sıkıya bağlı olan insanımız zam istilasından marketlerde tek bir mal bırakmadı. Görüntüler kanımızı öyle dondurdu ki, milyon dolarlık prodüksiyonlara imza atmış gerilim filmleri solda sıfır kaldı.

E biz az çok birbirimizi tanıdık değil mi sevgili Muhalif okuru?

Ben en zor ve karanlık zamanda bile, tutunabilecek bir gün ışığı ararım. Şimdi zihnimde dönen felaket senaryoları arasında yazılarıma ve çalışmalarıma odaklanmak için meditasyon yapıyorum.

Belli ki bizi kurtaracak olan şey çalışmak ve üretmek.

Alanınız, mesleğiniz, yaptığınız iş ne olursa olsun hiçbir emeği küçümsemeden üretmeye devam etmek.

Kadınlar Günü bu sene çok daha anlamlı benim için…

Hiç olmadığı kadar üretken, inançlı ve çalışkan olmak zorundayız. Hiç olmadığı kadar ses çıkarmak, harekete geçmek ve başkaldırmak zorundayız.

Korkma, yağ olmasa da doyacak karnımız…

Zorlu olsa da düze çıkacak hayatlarımız.

Bütün işleri bitirdikten sonra içilen kahve gibi, akşam işten eve dönünce topuklu ayakkabıdan çıkan ayakların halının yumuşak tüylerine basarak rahatlaması gibi hayatlarımız da eski konforlu ve refah günlerine dönecek elbette.

Sen yeter ki inancını kaybetme.

Yeniden seyahat yazılarına, yeniden yaşam koçluğuna evrilecek köşe yazılarım :)

Sen o güne kadar, üretmeye devam et olur mu?

Cinsiyetçi ayrımları sevmem, bu nedenle kadınlar günü kutlamamı da erkeklerle paylaşıyorum.

Tüm kadınların ve kadınların hayatına ilham vermiş, destek olmuş, alkış tutmuş, yüreklendirmiş, güç vermiş adamların gününü kutluyorum…

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar