Nursun Erel

Nursun Erel


At izi, it izine neden karıştı?

At izi, it izine neden karıştı?

Başlığı görüp de “kaba saba söylemler sana yakışır mı? dediğinizi duydum ama açık konuşayım, yerin dibine filan geçmedim, çünkü söz benim değil bir kere,  atalarımızdan miras,  üstelik elçiye zeval olmaz, Damat Beyin sözü geldi, cuk diye depremin göbeğine oturdu.

Geçen gün, “Türkiye Tek Yürek” programında şov eşliğinde deprem için toplanan bağışlara tanık olmadık mı? Aman meğer devletimiz, bir cömert bir cömertmiş ki başta kamu bankalarından gelenler olmak üzere toplanan bağışlar bir gecede tam 146 milyon, 115 milyar 528 bin TLyi buluverdi, SMS yolu ile de 9 milyon 10 bin TL toplandı da, programı izlerken hayretler içinde kalmadık mı?

-Merkez Bankasındaaaaaan 30 milyaaaaaar
-Ziraaaatteeeeeeen yirmiiiii
-Vakıfbaaaank 12 veriyoooor
-Halk bankasııııııı yedi milyaaaar

-Yahu, bankaların bağış yapmaları kanuna göre belli limitlere tabi değil miydi? Bankalar Yasasının “Bir bankanın bir yıl içinde yapabileceği bağış tutarı öz kaynaklarının binde 4’ünü geçemez. Geçmesi durumunda beş yüz bin TL’den az olmamak üzere aykırılık tutarı kadar idari para cezası uygulanır.” Maddesi yürürlükte değil mi?

Derken gece süresince telefonlar çalıştı:

-Aloooo? N’oldu  Nursun? Yoksa bağışlara mı takıldın sen de?
-Evet bankalar şimdi kaç lira ceza ödeyecekler?
-Ya sorma, ben de ona kafa yoruyordum ki, Şenol Babuşçu (*)üşenmemiş hesap kitap yapmış, işte ödeyecekleri cezalar:

Aldı mı beni bir düşünce? “Olur mu yahu,- iyilik edelim- derken bu bankalar bunca cezayı ödeyerek kötülük mü bulacaklar?” dedim kendi kendime, hatta Ziraatin Genel Müdürüne ulaşabilsem soracaktım:

-Beyefendi siz 20 milyarlık bağışı bir çırpıda yaptınız da tahsil edemediğiniz alacaklar ne olacak? Ya size borcu olanlar, -devletin malı deniz, yemeyen d…z- diyerek sizden fellik fellik kaçıyorsa? İşte “yukarılardan” gelen bir telefonla 800 milyon dolarlık krediyi doğru dürüst teminat almadan verip de bir türlü geri alamadığınız Demirören’e ne demeli? “Param yok” diyerek defalarca erteleme istemedi mi? Hatta alacaklarınızı tahsil için bir takım gayrimenkullerine el koymadınız mı? O gayrimenkullere değer kazandırmak için olmadık yollara başvurmadınız mı? (**) Ama o alacaklınız tuttu 20 milyon lirayıbir kalemde çıkarıp veriverdi, yazık adamcağıza, acaba “kefen param” diye gizli saklı bir kenara koyduğu parası mıydı bu para acaba?

Neyse ki bütün bunlar yaşanırken istim arkadan geldi, Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi (KHK) ile yasa değiştirildi ve bankalar cezadan kurtarıldı. Gerçi kanunlar gibi KHK’ler de geriye işlemez ama ne gam, geceki vaadler belki de hesaplara henüz geçmemişti.

Peki, “devlet bütçesi dururken bu bağış şovuna ne gerek vardı?”Diye konuşmalar olunca aklıma değerli devlet adamı, eski Maliye Bakanlığı Müsteşarı Ertuğrul Kumcuoğlu geldi, ona da aynı konuyu sordum, bankalar yasasında bu madde varken kamu bankaları bu bağışları yapabilir miydi? Diye, anında yanıtladı:

“1-Bu rejimin ne ilk ne son kanun tanımazlığı… Yapamaz, çünkü yapılan tasarruf, olağanüstü halin belirlediği sınırın dışında.
2-Bunlar ancak kanunla yapılabilir. Kanun, kanun hükmünde kararname ile değiştirilemez. Ama kimi kime şikayet edeceksin?

Hukuk ancak hakimle kaimdir, ülkede hakim yok ki hukuk olsun…”

—-Mahfi Eğilmez—-

Ya Merkez Bankası? Böyle bir bağış yapmasının “anlam ve önemi” üzerinde neden eski başkanlar dahil Merkez Bankası yetkilileri neden “sessiz kalıyor?” Diye düşünürken, değerli Mahfi Eğilmez’in “Kendime yazılar” (***) sayfasına bir bakayım dedim… Orada Merkez Bankasının kuruluşu, işlevi, tabi olduğu esaslar üzerinde bilgi aktardıktan sonra kendisine bu konuda sorulan soruları yanıtlamış, buyrun:

SORU: Merkez Bankası bağış yapabilir mi? Yapılan şeyin adı "bağış" mıdır? 

Para basmayla yetkili bir kuruluşun bağış yapmasındaki mantık nedir?

EĞİLMEZ: Kanununda öyle bir hüküm yok. Esasen sizin de dediğiniz gibi para basma yetkisi olan bir kurumun bağış yapmasının hiçbir anlamı yok. Hazineye karını aktarır o da bu parayı deprem için kullandırır. Bunu bağışmış gibi göstermek niye onu anlamış değilim.

SORU: Kamu kuruluşlarının bağış yapması ve bağış toplaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

EĞİLMEZ: Son derecede yanlış. Kimi zaten parayı Hazineden alıyor kimi de karını Hazineye veriyor. Bu parayı deprem için bağışlayınca Hazine bunlara ilave para vermek zorunda kalacak.

SORU: Şu an ödenen vergilerin çoğunluğu bu deprem için ayrılsa ya da bütçe yetmediği yerde ek bütçe yapılsa. TCMB'ı yine karını hazineye aktarsa olmaz mıydı? 

EĞİLMEZ: MB'nin karını Hazineye aktarması yeterlidir. Gerisine Hazine karar verir. Bu, tamamen bir gösteriş…


—Bankalar mühre miydi?—

Fakat Mahfi Eğilmez’in sayfasında okuyucular arasındaki tartışmalar da bir o kadar ilginç, işte bir kaçı:
-Peki hocam kar nerden gelecek?
-Mühre olarak kullanıldı devlet kurumlarının bağışları, tek açıklama bu bence
-Peki milletin parasını bağışladı, millete bağışladı demek doğru mudur?
-Show Business
-Şahap bey kendi cebinden ödemediyse tam bir bağış şovu. Nisan'da zaten hazineye aktaracakları 2022 kârını "bağış yaptık" diye sunuyorlar. Rezillik ötesi bir iş... 


—-Erdoğan seçilirse—-

Daha sonra da en vurucu soru yöneltiliyor Eğilmez’e
SORU: Sizce seçimden sonra Erdoğan hükumeti faizleri yükseltir mi? çünkü seçimden sonra daha fazla tutamazlar doları yeterince rezerv yok ihracatçılar da şikayetçi zaten.
EĞİLMEZ: Seçimi kimin kazanacağını bilemeyiz. Ama varsayalım ki sizin dediğiniz gibi Erdoğan kazandı o zaman ne yapılacağını hiç bilemeyiz. Çünkü plan ve program var gibi gösterilse de aslında yok.
Demek ki, damat boşuna “at izi it izine karıştı” diyerek çekip gitmemiş öyle değil mi? Aslında o izleri birbirine sokanlardan biri de bal gibi damattı, sanırım “bu işlerin hesabı bir gün sorulur” diye sıvıştı!
Üstelik, deprem öncesinde, deprem sırasında ve sonrasında hiçbir iş doğru düzgün yürütülemediği gibi en geç 18 Haziran’da yapılması beklenen seçimde de 20 yıldır ülkeyi “anlık kararlarla, plansız programsız” yönetenler devam ederse “vay başımıza gelenler” diyeceğiz.
A, pardon, siz de mi merak ettiniz mi  yorumlardaki “mühre neymiş?” Diye? Ben de hem Türk Dil Kurumu sözlüklerine baktım, hem bu eskimiş sözcüğün pek çok kullanımını inceledim. Avcılar asıl büyük avı yakalamak için “Mühre kuşu” denen figürleri kullanırlarmış… Yani kamu bankaları bu amaçla ortaya sürülmüş olabilirmiş.
Yorumu size bırakıyorum.

https://kidega.com/yazar/senol-babuscu-161045/

https://www.odatv4.com/guncel/demiroren-in-eski-golf-sahalari-villa-olacak-252903

https://www.mahfiegilmez.com/

telif


Nursun Erel Kimdir?

Nursun Erel, SBF Basın Yayın Yüksek Okulu Mezunudur, meslek yaşamına Anadolu Ajansında başlamış, sonraki yıllarda Tercüman, Cumhuriyet, Milliyet Gazeteleri, NOKTA Dergisi, The New Anatolian Gazetesi̇, KANAL D Haber Merkezi ve Show Tv’de görev yapmış, TRT radyolarında düzenli yorumları yayınlanmıştır. Erel, 40 yıla ulaşan gazetecilik kariyerinde, siyasi muhabirlik, dış politika muhabirliği, haber müdürlüğü, editörlük, temsilcilik gibi sorumluluklar üstlenmiş, özel röportajlar gerçekleştirmiş, köşe yazarlığı yapmıştır… Pek çok araştırma haberi ile devlet mekanizmasındaki aksaklıklara, Kürt sorununa, önemli yolsuzluk olaylarına ışık tutan Erel’in yayınlanmış 3 kitabı bulunmaktadır...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar