Emel Seçen

Emel Seçen


Aradığı aşkı bulmuş, gibi…

Aradığı aşkı bulmuş, gibi…

Tam da her şeyden doyumlanmış, gibi.

Gibi gibi… Gibi gibi.

İnanılmaz bir haz, bir doyum, bir mutluluk!

Tam da istediğim yerde olmanın huzuru, neresi burası, Zorlu PSM, Borusan İstanbul Filermoni Orkestrası, 14 Nisan 2022 akşamı,

BORUSAN İSTANBUL FİLARMONİ ORKESTRASI
GERGELY MADARAS ŞEF
UFUK & BAHAR DÖRDÜNCÜ İKİ PİYANO

BİFO, bu sezonun son çeyreğine Gergely Madaras yönetiminde Ufuk ve Bahar Dördüncü piyano ikilisinin solist olacağı bir konserle başladı ve buna tanıklık etmiş olmanın, kelime ile tarifi zor bir huzuru içindeyim.

SANAT SANAT İÇİNDE SANAT MÜZİK İÇİNDE

Liège Kraliyet Filarmoni Orkestrası’nın 2019 tarihinden beri sanat yönetmeni olan, geçtiğimiz sezon City of Birmingham Senfoni, Budapeşte Festival, Tonhalle, RAI Senfoni ve Bournemouth Senfoni Orkestrası gibi topluluklarla verdiği başarılı konserlerin yanı sıra Ravel, R. Strauss, Berlioz ve Rimski-Korsakov’un eserleri de kaydetmiş şef Gergely Madaras, BİFO ile bu ilk birlikteliğinde,  Amerikalı besteci John Adams’ın Grand Pianola adlı yapıtında ki bu eser; John Adams’ın 1982 yılında bestelediği ve o yıl prömiyeri yapılan bu yapıtı, bestecinin aynı dönemde dersler verdiği San Fransisco Konservatuvarı’nın koridorlarında ve çalışma odalarında duyduğu seslerden ilham alarak yarattığı bir müzik. Ve  bu program dahilinde ülkemizin en başarılı ve sevilen piyanistlerinden Ufuk ve Bahar Dördüncü ikilisini yönetti, Gergely Madaras.

Bu son derece nitelikle konserde, Adams’ın yapıtında sahnede olacak üç değerli şan sanatçısı ise, soprano Ecem Arıcasoy, soprano Ceren Aydın ve mezzosoprano Dilan Şaka, eşlik etti. Açıkça ifade etmem gerekir ki müzik kulağım beni arada 1973’lerde başlayıp neredeyse on yıl sevgiyle beklenerek izlenen Küçük Ev dizisine götürüverdi. O akşam Amerika hudutları arasında ki yolculuk sonrası hemen baktım kimdi müziğin sahibi deyince karşıma, dizinin tema müziğinin bestecisi, David Rose çıktı. İşte müziğin evrenselliği ve büyüsü. Hiç müzik yasaklanır mı? Hele böyle olağanüstü eserleri dinlemek insana, insan yanını daha da çok hatırlatıyor.

Bir film içinde filmin olmaz ise olmazı müziğini tadar gibiydik. Hiç bitsin istemediğim gece, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile devam etti.

Ravel ile şiir gibi konseri iliklerimizden ötesine geçen bir tutku ile izledik. Resmen yeniden doğduk! Doğmaktan doruklara uçtuk!

Program:

MUSSORGSKY / RAVEL Bir Sergiden Tablolar Promenade (Gezinti) I. Cüce Promenade II. Eski Şato Promenade III. Tuileres: Oynayan Çocuklar Arasında Tartışma IV. Kağnı Promenade V. Yumurtalarından Çıkmamış Civcivlerin Balesi VI. Samuel Goldenberg ve Schmuÿle VII. Limoges Marketi VIII. Roma Mezarlığı ve Ölü ile Ölü Dilinde IX. Baba Yaga’nın Horoz Ayakları Altındaki Kulübesi X. Kiev’in Büyük Kapısı.

MUSSORGSKY/ RAVEL Bir Sergiden Tablolar Promenade (Gezinti) I. Cüce Promenade II. Eski Şato Promenade III. Tuileres: Oynayan Çocuklar Arasında Tartışma IV. Kağnı Promenade V. Yumurtalarından Çıkmamış Civcivlerin Balesi VI. Samuel Goldenberg ve Schmuÿle VII. Limoges Marketi VIII. Roma Mezarlığı ve Ölü ile Ölü Dilinde IX. Baba Yaga’nın Horoz Ayakları Altındaki Kulübesi X. Kiev’in Büyük Kapısı Romantik dönemin ünlü Rus bestecilerinden Modest Mussorgsky, Rus mimar ve ressam Viktor Hartmann ile çok iyi bir dostluk kurmuştur. Fakat, Viktor Hartmann’ın 39 yaşındaki ani ölümü, besteciyi derinden sarsmıştır. Hartmann’ın ölümünün üzerine 400’den fazla tablo sergilenmiş ve Mussorgsky, bu tablolardan bazılarını seçmiştir. Bu seçkiden yola çıkan besteci, 1874 yılında altı hafta gibi kısa bir sürede, piyano için “Viktor Hartmann’ın Anısına” altbaşlığını taşıyacak şekilde Bir Sergiden Tablolar başlıklı süitini bestelemiştir. Bu süit, oldukça ustalıklı teknik ve artistik düzey gerektiren bir yapıt olarak, günümüzde birçok piyanistin repertuvarında yer almaktadır. Yapıt, toplam on tablonun müzikal betimlemesini içerir ve bölümler arasında, dramatik karşıtlıklar, melodik ve armonik zenginlik, Mussorgsky’nin dehasına özgü şekilde yer alırlar. Nitekim yapıt için 20’den fazla sayıda orkestra uyarlaması yapılmış, müzikte yer alan oldukça geniş renk yelpazesini orkestra tınılarında arayan birçok müzisyen olmuştur. Bu orkestra düzenlemeleri arasında kuşkusuz en ünlü olanı, orkestralama tekniğindeki ustalığı ile tanınan, 20. yüzyılın Fransız bestecilerinden Maurice Ravel’e aittir. Öyle ki, Ravel’in orkestrasyonu günümüzde yapıtın aslen piyano için olan halinden bile daha çok tanınır. Yapıt, Promenade (Fransızca “gezinti”) başlıklı bölüm ile açılır. Bu bölümdeki tema, tablolar arasında yer yer yeniden duyulacaktır. Bu bölüm, sergiye gelen kişinin tablolar arasındaki yürüyüşünü simgeler. Tema, Rus halk ezgilerini anımsatır ve törensel bir havadadır. Bölüm biter bitmez, Cüce başlıklı ilk tabloya geçilir: Gizemli, korkutucu havadaki müzik, düzensiz yürüyen ve ani hareketleri olan bir cüceyi tasvir eder. Bu bölümün ardından, Promenade kesiti, sakin bir havada duyulur. İkinci tablo, Eski Şato başlıklıdır. Ortaçağ havasını hissettirmekle beraber, oldukça melankolik bir atmosferin söz konusu olduğu bölümde, bir trobadour’un (bir tür gezgin şarkıcı) şarkısını duyarız. Yeniden Promenade kesiti duyulur ve çok geçmeden Tuileries: Oynayan Çocuklar Arasında Tartışma başlıklı üçüncü tablonun çocuksu ve olumlu havadaki müziği başlar. Bu bölüme karşıtlık oluşturacak şekilde başlayan Kağnı başlıklı dördüncü tablonun müziği, kasvetli bir havadadır. Uzaklardan bir kağnının yavaşça önümüzden geçmekte, oldukça ağır tempoda fakat gürültüyle ilerlemektedir. Sonra kendi yoluna devam eden kağnı, yavaş yavaş uzaklaşır ve sonunda gözden kaybolur. Promenade kesiti bu sefer kırılgan ve içe dönük karakter ile duyulur. Yumurtalarından Çıkmamış Civcivlerin Balesi başlıklı beşinci tablo, oldukça şakacı ve uçarı bir havadadır. Ardından başlayan altıncı tablo Samuel Goldenberg ve Schumÿle başlığını taşır. Biri zengin, diğeri ise yoksul olan iki Yahudi’nin diyalogunu anlatan

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar