Mustafa Tiğrek

Mustafa Tiğrek


Almanlar TOGG’a da “Üff!” dedi

Almanlar TOGG’a da “Üff!” dedi

Artık TOGG’dan pek haber alamıyoruz. Mustafa Varank da yok. TOGG’un reklam yüzüydü. Yani neredeyse; bir TOGG alana bir Mustafa Varank veriyorlar, sanıyordunuz. Bence Varank’ın yokluğu, TOGG’un marka değerine zarar verir.

TOGG’un tanıtım kampanyasında Bakanlar Kurulunun tümü yani 16 bakan yer almasına rağmen, Mustafa Varank aralarından sıyrılıp yıldızlaştı. Onun kadar olmasa bile Nureddin Nebati’nin performansı da göz doldurdu.

Bakanların tümü TOGG’larıyla kameralara gülümsemişti. O bakanlar o TOGG’ları ne yaptılar acaba? Beraberinde mi götürdüler? O güzel bakanlar o güzel TOGG’lara mı binip gittiler?

Yeni bakanlar göreve resmen başlamalarına rağmen henüz TOGG’larıyla görüntü vermedi.

Yeni bakanlar, önceki bakanlardan devraldıkları TOGG’ları kullanabilirler. Zaten birkaç bakanın dışında, diğerleri ikinci kere TOGG’larıyla görünmedi. Mesela Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ı TOGG’uyla, bir kere gördük. “Bayan bakandan az kullanılmış TOGG” diye ilan verseydi, anında satardı. Yerine gelen bakan, kullanmaya devam edebilir.

Ama yeni Sanayii ve Teknoloji Bakanına mutlaka yeni TOGG verilmeli. Mustafa Varank kendi TOGG’unu çok kullandı. Tamam temiz kullandı, kendi elleriyle yıkadı. Ama çok yol yaptı. Yeni bakana verilmez o.

Mehmet Şimşek, Nebati’den kalan TOGG’u mu kullanacak… veya kendine yeni bir TOGG’mu talep edecek, henüz bilmiyoruz.

Nebati’nin TOGG’unun ne durumda olduğu önemli değil. Mehmet Şimşek’e mutlaka yenisi verilmeli. Nebatinin TOGG’uyla devam etmesi, ekonomide bir şeylerin değişmeyeceği izlenimi yaratır. Yeni TOGG; değişim anlamına gelir, piyasalara güven verir.

Bakanlık koltuğunu devreden Mustafa Varank TOGG ile değil Ford Tourneo marka araçla bakanlıktan ayrıldı. Bence talihsiz bir durumdur. Bu da TOGG’un marka değerine zarar vermiştir. Sadece bu yüzden TOGG alacağıma, Ford Tourneo almayı düşünebilirim.

Artık medyada TOGG’un önüne yatıp yeri yumruklayarak “Çiğne beni çiğne” diyen vatandaş veya aracın tekerleğini öpen muhabir haberlerine de rastlamıyoruz.

Varank’dan sonra, bilgi almak için elimizde sadece TOGG’un sosyal medya hesabı kalıyor. Zaten Alman gazetecilerin ziyaretini oradan öğrendim.

13 Haziran tarihli Twitter mesajı: “TOGG Basın Buluşmaları kapsamında Gemlik’teki Teknoloji Kampüsümüzde bu kez konuklarımız Alman basın mensuplarıydı. Üretim hatlarımızı gezerek CEO’muz Gürcan Karakaş’tan bilgi alan Alman basın mensupları test pistimizde T10X’i deneyimlediler.” diyordu

***

Alman gazetecilerin fabrika gezisi sonrası izlenimlerini bilemiyoruz. Ne kendi ülkelerinde neler yazdıkları, ne de bizim basında yansımaları gözüme ilişti.

Ancak gazetecilerin fabrika gezdiklerine dair haberler vardı ki burada gazeteciler, gazeteci değil, haber konusuydular.

Mesela Yeni Şafak’ın “TOGG'un hızı şaşırttı!” başlığıyla verdiği haberin konusu, Alman gazetecilerdi.

Haberde: “Togg’un çıkış ve üretim sürecini başından bu yana takip eden Alman gazeteciler, adım adım gezdikleri yerli ve milli otomobilin tesisinde gördükleri karşısında hayrete düştü. Bu kadar kısa süre içerisinde hızlı yol alındığını ifade eden Alman gazeteciler ‘Nasıl başardınız?’ sorusunu sordu.” ifadeleri yer alıyordu.

Gazetecilerin “Üff” dediği haberde yer almıyor. O, benim çıkarttığım sonuç.

Mesela bir keresinde Merkel “üff!” demişti.  Bunu bize Erdoğan söyledi. “Almanya'dan çok çok ilerdeyiz onu söyleyeyim, Merkel'e 8 milyon 400 bin üniversite gençliğimiz var deyince şöyle bir üff dedi" dedi.

Yani Almanların bize karşı duygularını “Üff!” diye ifade etmelerinin örneği var.

TOGG’un hızına şaşırıp, “Bunu nasıl yaptınız?” diye soran gazetecinin ünlemi sizce ne olabilir? “Vah” olur mu? Veya “hay aksi”, “vay canına”, “hay bin kunduz”, “karamba”... olabilir mi? Olmaz tabii.

“Nasıl başardınız!” sorusuna yakışan ünlem “Üff!” olur ancak. Yani “Almanlar TOGG’a da “Üff!” dedi” dersek, yanlış söylemiz olmayız. Anteplilerin “Ağzını büzüşünden Ömer diyeceği belliydi." deyimi böyle durumlar anlatır.

***

Geçenlerde Vapurla karşıya geçerken, Sarayburnu’na demirlemiş “Dünyanın ilk SİHA Gemisini” gördüm. Üzerindeki helikopterler, SİHA’lar görünüyordu.

“Dünyanın ilk SİHA Gemisi” ifadesi bende sanki; bütün dünya SİHA gemisi yapma yarışına girmiş ama ilk biz başarmışız, hissi uyandırıyor. Yoksa “Dünyanın ilk SİHA Gemisi” ifadesi saçma olurdu. 

Yani evet! Ben de ayakkabımın altına çamaşır mandalı yapıştırsam, “Altına çamaşır mandalı yapıştırılmış dünyanın ilk ayakkabısı” olur. Saçma, değil mi? Yani kesin SİHA gemimiz bir yarış neticesi “ilk”tir. İkincisi hangi ülkeye nasip olur, bilemiyorum.

“Dünyanın ilk SİHA Gemisi” Sarayburnu’nda demirliyken üzerine neden SİHA’lar inip, kalkmaz ki? Veya Dolmabahçe önlerinde demirlese; inen kalkan SİHA’ları boğazın her iki yakasına yığılan vatandaş izlese, gurur duysa fena mı olur? Neden yapılmadığını bilmiyorum.

Ama madem “Dünyanın İlk SİHA Gemisi”ne, SİHA’ların inip kalkması şart değil… O zaman üzerine TOGG da dizilebilirdi. Onlar da güvertede heybetli dururdu. Nasıl olsa inip kalkmayacaklardı.

Böylece Dünyanın İlk TOGG Gemisine de sahip olurduk.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar