Mustafa Tiğrek

Mustafa Tiğrek


Yol; yapılırken siyaset, çökerken vatan millet!

Yol; yapılırken siyaset, çökerken vatan millet!

Eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, deprem hakkındaki paylaşımını silmiş. 

"Adıyaman yalnız değil. Adıyaman’ın arkasında Reis var. Adıyaman Reis’in sevdalı olduğu bir şehirdir. Ölenleri geri getiremeyiz. Üzüntümüz sonsuz. Lakin Adıyaman’ımızı yeniden onaracak Reis’imiz var bizim teyzeminoğlu…" yazmış. Sonra silmiş. Niye ki?

Ben Adıyamanlı olsam, bu kış kıyamette enkazın altında kalmamış, zar zor dışarı çıkmışsam; çorba, çadır, AFAD, Kızılay, kurtarma ekipleri, hastanenden ziyade, Reisimizin Adıyaman’ı yeniden onaracağına olan inancım, beni ayakta tutar. Reisin, Adıyaman’a sevdalı oluşu yeter bana.

Ha… diyeceksiniz ki Reis bir tek Adıyaman’a mı sevdalı? Değil tabii. Ama Mehmet Metiner Adıyaman’ın AKP’lisi olduğu için o Adıyaman için söylüyor. Maraş’ın, Urfa’nın, Diyarbakır’ın, Hatay’ın… AKP’lileri de kendi illerinde “Reis bize sevdalı. Sonra gelip onaracak bizi.” diye açıklama yapabilirler. Reisin sevdası her ile yeter.

AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürü Orhan Tatar açıklama yaptı: “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla bakanlarımız şu an bölgeye intikal etmiş durumdalar.” dedi. Talimat sadece Adıyaman için değil. Bütün bölgeyi kapsıyor. Bu bile Reisin sevdasının Adıyaman’la sınırlı olmadığını gösterir.

Zaten Reis sadece Adıyaman’a sevdalı olsa, bir tek Adıyaman’a yol yapardı. Öyle yapmamış. Yolları yurdun dört bir tarafına sermiş. 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu “Bize gelen büyükelçiler ve yabancı mevkidaşlarımız yollarımızı kullandıklarında, 'Keşke bizim ülkemizde de bu yollar, tüneller olsa' diye övgüler yağdırıyor" demişti.

***
İşte o yollar, köprüler, viyadükler bu depremde hasar gördü, çöktü. Bazı yollar ulaşıma kapandı.

“Aman ha… Acımız var! Yol çöktü falanın sırası değil. Şimdi bir olalım, siyaset yapmayalım”

Tamam sırası şimdi değil de ne zaman? “Onun da sırası değil!”

Yolları; yaparken siyaset, çökerken vatan millet. Peki.

***

Depremmiş bu. Üstelik şiddetli bir deprem. NASA yapsa dayanmazmış…

Doğru, depreme yol dayanmaz! Ama bizim yollar rüzgâra da yağmura da dayanmıyor.

Düzce ile Zonguldak arasında yol çökerken, Karadeniz’i İstanbul’a bağlayan yol çökerken, Düzce'de Batı Karadeniz bağlantı yolu çökerken, Karadeniz Sahil Yolu yine çökerken, Sinop-Samsun karayolunda istinat duvarı çökerken, Bartın'da yıkılan köprünün yerine yapılan yol çökerken … deprem yoktu.

Bunlar, internet üzerinden kısa bir gezintiyle rastladığım örneklerden birkaçı.

Cumhuriyet'ten Zeki Tezer; “Duble yollar bir bir çöktü, maliyet dörde katlandı” başlıklı haberinde, yolların durumunu şöyle anlatmış: “AKP hükümetlerinin övündüğü duble yolların yüzde 80’i ancak birkaç yıl dayanan malzemeyle yapılınca ömürleri birkaç yıldan fazla olmadı. Yolların sürekli yenilenmesi lazım.”

Buradan anlaşılıyor ki depremde çöken yollar; depremde çökmese birkaç yıl içinde zaten kendiliğinden çökecek.

***
Bakan Karaismailoğlu, başka bir konuşmasında “Dünyanın en gelişmiş ülkeleri bile büyükelçilerini bize göndererek bu projeleri nasıl yaptığımızı bizlere soruyorlar'' demişti.

Arık sormazlar her halde.

Çöken Hatay – Reyhanlı yolu veya çöken herhangi başka bir yolun fotoğrafları adeta yol kesitinin teknik resmi. Fotoğraflara bakan herhangi biri “Bu projelerin nasıl…” yapıldığını görür.

Millet Bahçesi'nin sararan çimlerinin yeşile boyandığı iddiası vardı. Çöken yol fotoğrafları, bu haberi hatırlatıyor. Düzleştirilmiş zemine asfaltla siyah bir çizgi çizilmiş gibi.

***

Ömer Çelik “Cumhur İttifakı olarak hepimiz sahadayız. Hem AK Parti Genel Merkezi hem MHP Genel Merkezi milletvekillerimizi, MKYK üyelerimizi ilgili bölgelere gönderdik. Cumhur İttifakı'nın teşkilatları sahadadır. Hepimiz belli illere dağıldık, her ilde bakanlarımız var. Cumhur İttifakı'ndan genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, MKYK üyeleri, teşkilatlarımız var. Bu şekilde iller paylaşılmış durumda” dedi.

Süleyman Soylu, Kahramanmaraş'ta enkaz altında kalan bir vatandaşla konuştu.

Tarım ve Orman Bakanı Hatay'da açıklama yaptı. Bakanlık olarak hemen bir eylem planı oluşturulduğunun haberini verdi.

Bakan Murat Kurum, Gaziantep'te deprem bölgelerini inceledi.

Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Osmaniye'yi inceledi

Her şeyin kontrol altında olduğunu Nurettin Nebati Urfa’dan bildirdi.

Bütün bunlar, Ömer Çelik’in “Cumhur ittifakı olarak hepimiz sahadayız” ifadelerini destekliyor. Ama neden devletin değil de Cumhur ittifakının sahada olduğun açıklamıyor.

***

24 Ocak 2020 Elâzığ ve Malatya depreminin üzerinden henüz 10 gün geçmiştir. Erdoğan, Kırıkkale'de belediye önünde vatandaşlara hitap ederken Malatya ve Elâzığ depremlerinden sonra nasıl huzura erdiğini şöyle anlatıyordu:

"Ah kardeşlerim ah. Şu Elâzığ ve Malatya depreminde eğer o şehir hastanelerimiz olmasaydı biz orada ne felaket yaşardık biliyor musunuz? Ama oraya gittiğimde, o modern şehir hastanelerimizde ben enkazların altından çıkarılıp getirilen kardeşlerimizi görünce huzura erdim. Çünkü hepsi huzurluydu. Ameliyathanelerde gerekli operasyonlar yapılmış ve kardeşlerimiz gayet temiz, hijyenik şartlara haiz odalarında yakınlarıyla, refakatçisiyle yatıyordu. İşte modern Türkiye bu. Biz Malatya'da, Elâzığ’da, her yerde bunu yaptık."

Devlet nerde diye soruyorsanız, işte: Şehir Hastanelerinde yolunuzu gözlüyor. Ameliyathaneleri, gayet temiz hijyenik odanızı hazırlıyor. Enkaz altından çıkıp, hastaneye ulaşabilirseniz huzur, garanti! Hem de refakatçinizle birlikte.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar