Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

Prof. Dr. Tevfik Dalgıç


Teksas’ta hava kirliliği son 13 yılda yüzde 25 düştü… Ve hatırlattıkları

Teksas’ta hava kirliliği son 13 yılda yüzde 25 düştü… Ve hatırlattıkları

Hava Kirliliği ve çevresel sorunlarla yıllardır ilgilendim. Hele son ortaya çıkan Teksas Hava Kirliliğindeki düşme ile olumlu haberler beni bir anda geçmiş yıllara götürdü. TÜBİTAK’ta çalıştığım yıllara. İşletmecilik Bilişim uzmanlığı yaptığım yılarda çevre ekonomisi konularında da kitaplar okumaya başlamıştım. Yani 1970’li yıllarda. Uzmanlık alanıma giren konuların yanı sıra Bilim ve Teknik dergisinin de Sorumlu Müdürlüğünü yapıyordum ve sarı basın kartımı oradan devam ettiriyordum. O yıllar Ankara’da müthiş bir hava kirliliği vardı. Çocuklarım çok küçüktü, hele kış ortasında solunum sorunları ortaya çıkıyordu. Bu konu giderek ilgimi çekmeye başlamıştı.

Özellikle Ankara hava kirliliğinin olası ekonomik etkilerini incelemeye başlamıştım. O yıllar TÜBİTAK’ta hava kirliliği konularının ölçümleri ile ilgili birimde çalışan değerli arkadaşım  Prof. Dr.Aysel Müezzinoğlu’ndan büyük yardım gördüğümü hatırlıyorum.

O yıllar ayda bir kere TRT televizyonunda yayınlanan ve sunuculuğunu rahmetli Julide Gülizar’ın sunduğu “Bir Konu, Bir Konuk” isimli programda Ankara Hava Kirliliğinin ekonomik etkileri konusunu ele aldık. Yayını izleyen arkadaşlarımdan bazıları” bu tür afaki konularla boşuna vakit geçirmenin anlamsızlığını” anlatırken, konuya ilgi duyanlar ise “iyi bir program oldu, konu ilginçti” gibi yorum yapıp cesaretlendirici sözler söylediler.

Sanırım 1974-75 yılları arasında bir tarihte Yunanstan’ın başkenti Atina’da Birleşmiş Milletler Çevre Programı-ÜNEP-tarafından düzenlenen “Akdenizin Çevre Kirliliği”konulu bir konferans düzenlenmişti. O sırada Ankara-Atina arasındaki uçuşlar yapılmıyordu. Bir tek Air France Paris’e giderken Atina’ya da uğruyordu. TÜBİTAK’tan izin alıp, o sırada Birleşmiş Mİlletler Ankara Bürosunda görevli okul arkadaşım rahmetli Timur Göksel’in yardımıyla konferansa katılmam sağlandı. İstanbul-Paris uçağına binip, Atina’da indim. Konferans başladı, Ege Üniversitesi Deniz Bilimleri Merkezinden gelecek bilim adamı arkadaşları beklerken, konferansta bir önerge verilerek Eğer Denizinin kirlilik düzelerini ölçecek bir araştırma merkezinin Yunanistan’da kurulması teklifi ortaya atıldı. Ben hemen söz alıp konunun henüz Yunanistan’da bir alt yapısının olmadığını, oysa Ege Üniversitesinde başarılı bir Deniz Bilimleri Bölümü olduğunu anlattım ve kaynak kaybına meydan verilmemesi gerektiğini söyledim.

Konferansa ikinci gün katılan Egeli  arkadaşlar hemen konuya hakim oldular. Bir anlamda Yunanlıların işini bozmuş gibi olduk. Hava Kirliliği konusunu TÜBİTAK’tan ayrılıp akademik yaşama geçtiğimde de izlemeye ve bu konudaki yayınları okumaya devam ettim. Hatta Cumhuriyet Gazetesinde iki gün yayımlanan “Planlı Dönemde Teknoloji” başlıklı yazı dizisinde bu konuya da biraz değindim.

Bu arada CHP tarafından çıkarılan “Özgür İnsan”dergisinde Türkiye’de bir Çevre Müsteşarlığı kurulmasını öneren bir de yazım yayımlandı. Yazıda bu tür bir teşkilatlanmanın ülkede çevreye olan duyarlığı artıracağını belirterek bunun CHP’nin programına alınmasını önerdim.

Bir süre sonra CHP iktidara geldi ve Çevre Müsteşarlığı kuruldu.

Nereden nereye? Teksas Hava kirliliğindeki yüzde 25 lik düşme oranı ile ilgili haber beni bir anda geçmişe götürdü. Şimdilerde Amerika’nın en büyük eyaleti olan Teksas’ta Hava Kirliliğindeki düşmeyi kimin sağladığı tartışılıyor. Cumhuriyetçiler eski vali Rick Perry’nin  uyguladığı işletmelerin sistemlerini yenileyip çevre kirliliğini azaltıcı önlemler almalarına yardımcı olduğu ve bu konuda 995 milyon dolarlık teşvik ve destek bütçesinin bunu sağladığını söylüyorlar. Demokratlar ise bu gelişmeyi kabul etmekle zorlanıyorlar. 

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar