Sadık Çelik

Sadık Çelik


Sadık Abi’den Gaye Erkan’a Ekonomi Dersi: Merkez Bankası Başkanlığı’nın Kısa ve Hüzünlü Anatomisi

Sadık Abi’den Gaye Erkan’a Ekonomi Dersi: Merkez Bankası Başkanlığı’nın Kısa ve Hüzünlü Anatomisi

Bugün, 6 Şubat, Kahramanmaraş'ı ve tüm ülkenin kalbini derinden sarsan depremin yıl dönümü. Aradan geçen zaman, yaşanan felaketin acısını hafifletmeye yetmedi; kayıplarımızın yası ve yaşananların hatırası hâlâ canlı. Bu felaket, bir kez daha bize doğanın gücü karşısında ne kadar savunmasız olduğumuzu, ancak birlik ve beraberlik içinde, dayanışmayla ayakta kalabileceğimizi hatırlattı.

Bu anma ve yas tutma gününde, ülkenin bir diğer önemli meselesini, ekonomi yönetimini ve Merkez Bankası konusunu ele alacağız.

Ülkenin mali kıblegâhının ilk kadın başkanı Hafize Gaye Erkan, başkanlık görevini ancak 7 ay 23 gün sürdürebildi. Onun kısa hikayesi, hem iktidar koridorlarında bir kadın olarak varolmanın ne demek olduğuna, hem de Saray’ın ekonomiyi ve siyaseti nasıl yönettiğine dair canlı bir örnek oldu.

Sahip olduğu parlak CV üzerinden ve aynı zamanda kadın olması hasebiyle medyanın ilgisini çekerek ve hayli pohpohlanarak Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın ilk kadın başkanı sıfatıyla tarihe geçeceği Gaye Erkan’ın aklına gelmiş midir, bilinmez. Ancak görev süresi boyunca aklına gelmeyen şeylerin başına gelmiş olduğu bir gerçek.

Bu dönemde ortaya atılan iddialar ve yaşanan olaylar, sadece bir bankanın yönetimine dair değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet rolleri, güç dinamikleri ve medyanın etkisi gibi çok daha geniş temaları da gündeme getirdi.

Hafize Gaye Erkan'ın babası Erol Erkan, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nda kendi krallığını kurmuş, odasını tahsis etmiş ve koridorlarda personeli fırçalayan bir figür olarak tasvir edildi. Bu durum, "Acaba bu yetki ve cesareti nereden alıyor?" sorusunu akıllara getirdi. Ve işte tam bu noktada sahneye bir iddia girdi: Erol Erkan, yıllardır Türk siyasetinde adından söz ettiren, gücü ve etkisiyle bilinen Mehmet Ağar'ın teyzesinin oğluymuş… İddia böyle. 

Bu, siyasi ve toplumsal bağlantıların, kişisel yetki alanlarını nasıl genişletebileceğinin canlı bir örneği gibi duruyor. Gaye Erkan bu iddiaları tabii ki yalanlıyor.

Ancak tüm bunlar yine de, bankadaki oda tahsislerinden çok daha derin bir hikayenin yüzeydeki köpüğü gibi durmuyor mu sizce de?

Ayrıca biliyoruz ki; Erol Erkan’ın sergilediği iddia edilen davranışlar, Türkiye'nin siyasi ve sosyal yaşamındaki güç dinamiklerine dair kapsamlı bir analizle son derece uyuşabilir… Türkiye gerçekleri içinde olağan bir durum…

Hafize Gaye Erkan hakkında öne sürülen her bir iddia ve yaşanan olaylar ise Türkiye'nin sosyo-politik yapısında derinlemesine yer etmiş dinamiklerin yansımaları olarak okunabilir.

Belki de Sonun Başlangıcı…

Aralık ayında Ahmet Hakan’ın Hafize Gaye Erkan ile yaptığı o röportaj, belki de Erkan'ın Merkez Bankası Başkanlığı koltuğundaki son günlerinin öndeyişiydi.

Zira ekonomik analizlerin ve politika tartışmalarının sıkı takipçisi olan kamuoyu, birdenbire kendini bir "Sadık Abi" hikayesinin içinde buldu. Erkan'ın, fiyatların nabzını apartman görevlisinden tutma stratejisi, ekonomi yönetimine dair kitaplarda yer bulamayacak türden bir metodolojiydi, kuşkusuz.

Aslında bu samimi itiraf, finans dünyasının kuru ve soğuk atmosferine biraz olsun insan sıcaklığı getirmiş olabilir.

Ancak aynı zamanda, "Piyasaların çalkantılı sularında bir Merkez Bankası Başkanı neden Sadık Abi ile yüzüyor?" sorusunu da akıllara getirdi.

Yüksek kiralardan duyulan sıkıntı ve “Bir insanın 10 evi olmamalı, 10 insanın bir evi olmalı,” şeklindeki sosyal adalet çıkışı bazı kesimlerde, bir Merkez Bankası Başkanı’nın ağzından çıkmış olması bakımından biraz fazla “gerçekçi” bulundu.

Sonuç olarak, Erkan'ın röportajı, ekonomi politikalarının soğuk duvarlarında bir çatlak açtı ve kamuoyunun dikkatini, enflasyon rakamlarından çok, insanların günlük yaşam mücadelesine çevirdi.

Bu çatlak, belki de onun istifasına giden yolda ilk adım oldu. Ekonomi yönetiminin bu kadar "insani" bir yüzü, ironik bir şekilde, Erkan’ı, ekonomiyi yönetme görevinden uzaklaştıran sebeplerden biri haline geldi.

Asıl Konuşulması Gerekenler…

Hafize Gaye Erkan, ”Büyük bir itibar suikastı kampanyası düzenlendi" sözleriyle sahneyi terk ederken, ardında -5 yılda 6. başkan olarak- tabii ki AK Parti’nin önemli isimlerinden eski Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın yeğeni olan Fatih Karahan'a devrettiği bir koltuk bıraktı.

Ancak asıl mesele, bu koltuğun hikayesinden çok, onun üzerinde oturanın hikayesiydi.

Perdenin arkasında, asıl konuşulması gereken şeyler göz ardı edildi. Yani, bir Merkez Bankası Başkanı olarak onun görev süresi boyunca yaptıkları - veya yapamadıkları…

Erkan'ın görev süresi boyunca gösterdiği performans, ne yazık ki, pek de parlak değildi. Vadettiklerini hayata geçiremedi, kendisinden beklenenleri yerine getiremedi. Piyasaların soğuk tepkisine maruz kaldı ve daha önce görev yaptığı kurumlardan edindiği tecrübeyi kullanarak uluslararası bağlantıları aracılığıyla kaynak (100 milyar dolar) getireceği umudu, maalesef ki gerçekleşmedi. Erkan’a biçilen “hazine avcısı” rolü başarıya ulaşamadı. Zira yabancı yatırımcı sadece Hafize Gaye Erkan’ın ilişkilerine değil, ülkedeki hukuka, adalete, insan haklarına da bakar. Kendini güvence altında hissetmediği, iplerin tek bir kişinin elinde olduğu yere, kimin bağlantısı olursa olsun, yaklaşmaz.

Bu durum, merkez bankası başkanlığının fon yöneticiliğinden çok daha karmaşık bir disiplin olduğunu acı bir şekilde ortaya koydu. Türkiye’nin gözbebeği bir kuruma başkanlık etme kapasitesine sahip, çok iyi yetişmiş bir dünya bürokrat varken, yönetimin hiçbir kamu deneyimi olmayan bir isme teslim edilmesi, elbette ki doğru değildi.

Aslında beklenen fonları getiremeyeceği anlaşıldığında Gaye Erkan muhtemelen gözden çıkarılmıştı. Sadece hata yapması beklendi. Hatta belki de bunun için kışkırtıldı.

Onu göndermek tek bir bahaneye bakıyordu. Bir anda ellerine birden fazla bahane geçti. 

Bu süreçte, Fatih Karahan aslında perde arkasında zaten Merkez Bankası'nın gerçek yöneticisi gibiydi. Şimdi ise resmi olarak da bu görev ona verildi.

Mehmet Şimşek’in, Gaye Erkan’ın istifasının bütünüyle şahsi bir karar olduğuna yönelik yaptığı açıklamalar ve Mehmet Ağar ile ilişkilendirilen çeşitli iddialar, Ahmet Hakan’a verdiği röportajda söyledikleri, hatta kendini dev aynasında gördüğüne, siyasete göz kırptığına dair “suçlamalar” da bu sürecin yalnızca yüzeydeki görünen kısmıydı…

Esas hikaye ise Saray’ın siyaseti ve ekonomiyi nasıl yönettiğinde kilitleniyor.

Merkez Bankası Başkanlığı Yapmak Zordur Bu Ülkede

Bu coğrafyada Merkez Bankası Başkanlığı yapmak, Sisifos’un efsanesini yaşamak gibidir; sonsuz bir çaba ve tekrarlanan bir mücadele.

Ne kadar yükseklere çıkmaya çalışılsa da, ekonomik ve siyasi baskıların ağırlığı altında, başladığınız noktaya geri dönmekten başka çare yoktur.

Bu ülkede, Erdoğan'ın ekonomi politikaları çerçevesinde dengeli bir rota çizmeye çalışmak, bir yandan dümende dururken diğer yandan da gözlerinizi kör eden bir fırtınada yol bulmaya çalışmak demektir.

Nas politikalarının çıkmaza girmesinden, genel seçimlerde yüzde 35’lere düşen oylardan ders alınmış olacak ki Mehmet Şimşek ile bir U dönüşü yapıldı ve rasyonel politikalar tekrar devreye sokuldu. Böyle bir ortamda Merkez Bankası Başkanı olmak, politik dengelerin sallantılı köprüsünde yürümek gibidir.

Yerel seçim rüzgarları eşliğinde, “iflas eden” ekonomi için çıkış yolu aranırken, Gaye Erkan'ın hikayesi, liyakatle ilgili her çığlık atanı susturabilecek bir CV'ye sahip olmasına rağmen, sarayın dışından biri olmanın zorluklarını gözler önüne seriyor.

Ve nihayetinde, Gaye Erkan sahneden çekiliyor. “Koruyan, saklayan, muhafaza eden” HAFİZE Gaye Erkan, konumunu muhafaza edemiyor.

Tabii gelirken onun için serilen kırmızı halıyı giderken görmek mümkün olmuyor. Ne basın ne de piyasalar, Gaye Erkan’ın istifasını ve vedasını pek kale almış gibi görünmüyor…

Zaten burada kredibilitesi yüksek olan kişi Mehmet Şimşek ki o da şimdilik yerini koruyor. (1 Nisan sabahı ne olacak, bilmiyoruz tabii…)

Peki, şimdi ne olacak?

Eğer kurlar şu anda zıplamıyorsa, bu, dünyada en yüksek faizler ve bunun sonucu olarak kabul edilebilecek enflasyonla ödenen bedelin bir sonucudur.

Bu, hala yeterli değilmiş gibi, varlık fonlarına ne var ne yoksa aktarılmış, Merkez Bankası rezervleri körfezin paralarıyla, swaplarla, rehinlerle ve hatta yeni "duyun-u umumiye"lerle ülkenin değerli madenlerinin işletme hakları karşılığında şişirilmeye çalışılmıştır.

Ancak, para politikası duruşunda bir U dönüşü olmadığı sürece, kimin kaptanlık koltuğunda oturduğunun bir önemi yoktur. Nasıl olsa bedel ödeyen bir halk var ve her zaman da olacak…

Zira kurumsal bağımsızlığın zayıf olduğu yerlerde, Merkez Bankası Başkanı'nın kim olduğu değil, siyasi iradenin ne dediği önemlidir.

telif

Makale Yorumları

  • Soner09-02-2024 16:11

    Her zamanki gibi sorunlara kaleme alan sadık bey'e teşekkür ediyoruz yazılarının devamını bekliyoruz

  • Müge07-02-2024 18:16

    Kaleminize sağlık

  • Onur07-02-2024 15:07

    Günümüz ekonomik gelişmelerine değinilmiş güzel bir yazı olmuş. Kaleminize Sağlık Sadık Bey.

  • Hüseyin kabak07-02-2024 11:44

    Depremin acısı yüreğimizi dağladı halada bu acı devam ediyor umarım depremzedeler en güzelliklere kavuşurlar.günumüzün en can alıcı sıra ekonomi buna hepimiz alıştık biri geliyor biri gidiyor olan devletimize ve vatandaşa oluyor kahrını bizler çektik ve çekeceğiz vatandaşımıza gene sabır düştü yüreğinize sağlık sabık abi

  • Sevket aydemir07-02-2024 10:43

    Ekonoyi biliyoruz bizim isimiz cay simit vatandas edebiyati yaparak geldiler bizde verdik bayragi ellerine. Entepeye dimecekler di ocagimiza incir agaci diktiler. Oda yetmedi kendi siyasi menfaatleri icin cocuklarimizin bizim hepimizin karagun akcelerini buhar ettiler elimizde yolun betonu koprunun demiri kaldi. Ekonomi mi dunya bizi kiskaniyor etiketinin uzerinde isitip isitip yapistiriyoruz.

  • Döndü Aydoğdu07-02-2024 10:31

    Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar. Müsabakayı izler gibiyiz ses soluk çıkmıyor. Boğazına basılmış kurbanlık koyuna döndük. Meded diliyoruz olmuyor gelende giden gibi ağa bağlı merkezden yönetilen akıma fakir fukarayi gozetin demek güneşi balçıkla sivamaya benziyor. Enseyi karartmak yok. Vardır halcaresi diyor yazisindan dolayı sadikbeye tesekur ediyorum

  • merve07-02-2024 09:28

    Depremzedelerden biri olarak 1 yıl geçmesine rağmen izlerini hala taşıyoruz acılarımızı yaşıyoruz. Bu kadar önemli bir konuya yazılarınızda yer veriyor olmanız çok özel, kaleminize sağlık.

  • Zeynep Kursun07-02-2024 09:00

    Ekonomi uzerine yazılmış yine harika bir yazı.

  • Erdoğan köse06-02-2024 22:00

    Sen hiç fort münübüs biliyormusunAdamın biri fort marka münübüs alır Sonraki gün yolcu taşımaya başlar Minübüs tıklım tıklım tutar kasabanın yolunu gittikçe hızlanır minübüs yolculardan biri kaptan biraz yavaş bir yere çarpıcaz der .Şöför .Sen fort minübüsü biliyonmu yolcu hayır der o zaman susucan der devam eder hızlanmaya bir yolcu daha seslenir oğlum biraz yavaş Şöför yine sorar sen fort münübüs biliyonmu amca ne bilsin hayır der susucan o zaman der şöför Bukez bir kadın seslenir hamileyim lütfen yavaş çocuğumu düşürücam Şoför yine sorar sen fort münübüsü biliyonmu kadın nerde bilsin yok der Şöför son sürat kasabaya doğru gider Arkadan kızgın bir ses tonuyla bir genç seslenir yavaş kardeşim öldürücen Bizi!!!Şöför yine sorar sen fort minübüsü biliyonmu Genç biliyom lan n'olacak şöför O zaman çabuk söyle bunun fireni nerde İşte bir işin başına riyakatsız işi bilmeyenleri getirirsek kaza kaçınılmaz oluyor ülkemin ve merkez bankasının başına gelenler gibi bindik bir alamete gidiyoz kıyamete Kısadan hisse anlayana davul zurna saz anlamayana sivri sinek vızzzzz

  • Beyza06-02-2024 21:23

    Sadık Bey her zaman ki ustalığını konuşturmuş. Hayat tecrübeleriyle harmanlayıp gündem olan konularla ilgili bilgi dolu bir yazı çıkarıyor ortaya. Merakla bekliyoruz sonraki yazısını. Kalemine sağlık..

  • Ekrem06-02-2024 20:09

    Bu anlamlı güzel yazı için teşekkürler.

  • Fatma06-02-2024 19:07

    Heyecanla beklediğim yazı yayınlandı 1 sene geçti üzerinden ama acılar daha dünkü gibi aynı hissettiriyor gidenleri toprak incitmesin geride kalanlar için de tek dileğim acılarının üzerine biraz da olsa su serptirecek bir yaptırım uygulansın ortada bir suç var ama suçlu yok gibi davranılıyor içler acısı bir durum bütün ülkenin kalbi acıdı ama kimse bir şey yapmadı toplanan paralar nerde hala çadırda yaşayan depremzedeler için harcanmadıysa nereye gitti yaptığımız yardımlar daha akılda bir çok soru kalplerde 6 şubatın acısı teşekkürler yazınız için yüreğinize sağlık

  • Timur yılmaz06-02-2024 18:42

    Neo klasik ekonomi, epistemolojik kopuş, heteredoks yaklasım, gözlerdeki ışıktı. Sonra ondanda beteri gazetede hükümete faiz üzerinden yükkenince gel sen otur dediler tüm dünya aptal şahapbey akıllı faiz düşürdük. Şapdık şeker olduk baktılar batıyoruz yatırımda gelmiyor gaye hanım uluslar arası arenada cv si cok iyi işyapardı terazi dengede olsaydı. tilkiyi mümin sanıp kümesin başına atadıysanız sonuçlarına katlanacaksınız. Dahacok ışıltılı gözler bizleri bekliyor. Bi gaflete gelip uyanalım, sahrada su arama dediğinizi duyar gibi oluyor vazgeciyorum. Hüseyinin yorumunu yerinde buluyorum elinizi taşın altina koymazamanınız geldi...

  • Fatih06-02-2024 18:07

    Merhaba Sadık bey .Öncelikle Türkiye'nin yaşamış olduğu bu konuya deginmeniz beni mutlu etti .Yazınızı dikkatle okudum.Tespitleriniz bende karşılık gördü.Konuya siyasi olarak değil tamamen ekonomik göstergelerin yansımasi olarak bakmak istiyorum ama maalesef siyasetinde bir uzantısı olması nedeniyle kelimelerimde tıkanıyorum.Durum değerlendirmenizi keyifle okudum.Diger yazınızdada bilgi birikiminizle çözüm ne olmalı sizceyi bekliyorum.Mevcut durumda açıkçası nasıl bir para politikası izlendigini anlamamaktayım.Tesekkur ediyorum.

  • MÜSLÜM06-02-2024 17:53

    Sadık Abi her zaman ki gibi çok güzel yazı yazmışsın.Merkez bankası başkanı kurtarıcı olarak geldi sessiz sedasız gitti ekonomi kötü devam ettiği sürece çok başkan değişir kalemine sağlık Kaynak Linki = https://www.muhalif.com.tr/makale/sadik-abiden-gaye-erkana-ekonomi-dersi-merkez-bankasi-baskanliginin-kisa-ve-huzunlu-anatomisi-3051

  • İsa06-02-2024 15:32

    Büyük bir şatafat ile geldi sessiz sedasız gidiyor kendinden öncekiler gibi…Yine bu güzel yazı için teşekkürler?

  • Elif06-02-2024 15:30

    Günümüzün en büyük sorunu ne yazık ki ekonomi.Sadık Bey akıcı diliyle, gerçekleri çok güzel kaleme almış.Sizinle gurur duyuyoruz ve yeni yayınlanacak yazılarınızı büyük bir heyecanla bekliyoruz.

  • Ayşe06-02-2024 15:21

    Sadık bey kaleminizin mürekkebi ağlıyor . İnsanı değerleri olmayan var olma sebebi olan yüce Atasını anlamamış bir millete ne anlatsanız boş Allahtan sizin gibi ufku geniş farkındalığın nirvanasina çıkmış bir insanlar varda pes etmiyoruz. Sizi mecliste görmek isterim meydan biraz ķalite görsün siyasete inancımız gelsin oyumuzu mutlu verelim iyiki varsınız umut ışığı olmak size yakışır çoğalmayız dileğimle...

  • hasan06-02-2024 15:05

    öncelikle Altı Şubat depreminde hayatını kaybedenlere Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun Bir diğer konu da merkez bankası işini yapan kalır işini yapamayanlar gider bu bütün devletlerde aynıdır

  • Arif keklik06-02-2024 14:12

    Yazık gerçekten yazık ülkenin merkez bankasını mafya ya emanet etmişler Demekki siyasi güç değil mafya zihniyeti yönetiyor bu ülkeyi..

  • Berfin06-02-2024 14:10

    Harika değinilmiş her noktaya,emeği geçen herkesin eline sağlık

  • Engin06-02-2024 13:41

    Valla kurban mı edildi başkasına yer mi açtı bilinmez ama kendi sonunu biraz da kendisi hazırladı . Özellikle ağzından Manhattan 'ın İstanbul'dan ucuz olduğu ev bulamıyorum anamın evinde kalıyorum söylemine ailesi özellikle babası hakkındaki dedikodular da eklenince ; köy zaten kovmaya meraklı şuçu hiç üzerine almayan birileri var , sıradaki Günah keçisi de Gaye hanım pardon Hafize hanım oldu .faiz de nas ta kendisiyle birlikte tarih oldu arttıracak bir faiz de kalmayınca kendi ipini bir nevi kendisi çekmiş oldu. Sıradaki...

  • Mustafa Erdem06-02-2024 13:24

    Sadık bey herzaman ki gibi engin bilgi ve tecrübenizle çok güzel dile getirmişsiniz.

  • nergis06-02-2024 13:24

    Birileri getiriliyor birileri gönderiliyor. Bu senaryoları o kadar çok gördük ki. Hala da görmeye devam ediyoruz.Ekonomiyi yeni gelenler ya da gelecek olanlarla düzeltmek mümkün değil. Yerel seçim öncesi göz boyama senaryoları ...

  • Hüseyin Çağlayan06-02-2024 13:19

    Harika bir yazı olmuş güzel dost elinize yüreğinize sağlık kitabın ortasından çarede biziz çaresizde her toplum kendi layigi ile yönetilir yeniden köy enstitüleri üreteceğiz büyüteceğiz paylaşacağız.

  • Hüseyin yılmaz06-02-2024 12:55

    *Bir araç düşünün ki frenleri tutmayan direksiyonu bozulmuş ve süratle yokuş aşağıya iniyor çarpması patlaması kaçınılmaz koşullar böyleyken Hafize hanım'dan da mucizeler beklemek olanaksız ve akıl dışı hele ki liyakatsizlik en tepeden en dibe kadar ulaşmışken sadık bey sıcak başlıkları yılların kendisine vermiş olduğu bilgelik ve deneyimle açıklamıştır sadık bey için artık tek yol meclis ve vekilliktir bu istikamette yol almalı ve tarihin kendisine vermiş olduğu sorumluluğun gereğini yerine getirmeli ...*

  • Emrah Can06-02-2024 12:38

    Sadık bey her zaman ki gibi ülkemizdeki gündem olan gelişmelerdeki yorumlarınız çok gerçek üzülerek beyan etmek istiyorum ki geleceğimiz özellikle gençlerimizin gelecekleri hem maddi hem manevi anlamda ciddi derecede tehlikede önüne gelen cahiller başa geçtikçe gençlerimiz olsun büyüklerimiz olsun tek kurtulmanın çaresini yurtdışında arıyor ne düzeleceğiz herkesin tek kafasındaki soru ne zaman kaç sene içinde düzeleceğiz ne yapacağımızı şaşkın halde bekliyoruz düşünün saçma bir seçimlerde bile akıl almaz paralar harçanılıyor ne yapacağız

  • Enver sümer06-02-2024 12:34

    Merkez bankanın başkanı Gaye erkanı görevinden göndermek bir başkasını yerine koymakla ekonomi düzeleceği sasvatalarını hep o filmi daha öncede görmüştük Demek çare değilmiş öyleyse Tek çare sarayı işgal eden zatın gitmesiyle mümkün olacaktır Günah keçisi aramaya çalışmasın bizzat müsebbibi kendisidir Sadık bey güzel yazın için teşekkür eder yüreğine, kalemine sağlıklar diliyorum

  • Serdar06-02-2024 12:05

    Açık ve net anlatımla insanları bilgilendiren bir yazı olmuş

  • Hakan06-02-2024 11:40

    Bir Ülke de Adalet ve İnsan Hakları Olduğunda ve her bir Vatandaşa Adil olunduğu sürece makamların ve bu makamların kimler tarafından yürütüldüğünün bir önemi olmaz Devlet sistemi oturttuğu Zaman kişiler asla Kurumları ve bu Kurumların görevlerini zedeleyemez, Adalet ve İnsan Hakları yok edilince işte bam teli odur ki içinde bulunduğumuz çıkmaz soluksuz kaçış tüneline döner. Sevgilerimle

  • Yücel06-02-2024 11:37

    Bakalım yeni merkez başkanı kaç ay dayanacak.

  • GÜLYA06-02-2024 11:28

    Malzemeden çalanların ,denetlemeyenlerin , izin verenlerin, ......lerin vicdan yükünü bizler düzenimiz bozulmadı, sevdiklerimize sarılabiliyoruz diye yüklendik. Elimizden gelen desteği yapıp , vicdanımızı aklamaya çalışıyoruz.'' Çok üzgünüz '' ve '' unutamadık '' diyemiyoruz biz dersek bizzat yaşayanlar ne desin diyoruz , bende kendimde deme hakkını görmeyenlerdenim , en acısı da bazı şeyleri 4000 liralık bardak kadar konuşmuyor oluşumuz... ama bizler 1 yıl önce bu millet kenetlenirse neler yapabiliri de çok güzel gördük ve gösterdik.... Hepimize umut oldu yapabildiklerimiz ve bu umut için en önemli kalemin güçlü ekonomi olduğunu da gördük .... Ekonomi için böyle bir günde yazılmış çok güzel bir yazı .....

  • EROL TURK06-02-2024 11:17

    Cumhurbaşkanı Bir Günah Keçisi arıyordu Gaye hanımı getirdi kendisinin Aslında yapmak istediği şeyleri gayene ama yaptırdı Şimdi de görevinden arz edildi sırada Mehmet Şimşek var Bence ikisi de Günah Keçisi ilan edilecek çünkü ekonomistim diyen kişi ekonominin eğesinden dahi habersiz başka bir şey beklenmez Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete özdeyişi tam bu günler için söylenmiş bir söz

  • Fatih06-02-2024 11:16

    SADIK BEY yine çok güzel dile getirmişsiniz bu ülkenin sizingibi degerli insanlara ihtiyacı var eli

  • Ezgi06-02-2024 11:11

    Sadık Bey'in kaleminden yine çok güzel bir yazı. Ülkemizin en önemli sorunlarından birisi de ne yazık ki ekonomik çıkmazlar ve arayışlar. Gelecek yazılarınızı merakla ve heyecanla bekliyoruz.

  • Ceren06-02-2024 11:04

    Günümüzün en büyük sorunu ne yazık ki ekonomi.Sadık Bey akıcı diliyle, gerçekleri çok güzel kaleme almış.Sizinle gurur duyuyoruz ve yeni yayınlanacak yazılarınızı büyük bir heyecanla bekliyoruz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar