Füsun Paşa

Füsun Paşa


Kendini dinlendirme zamanı

Kendini dinlendirme zamanı

Hayat içinde planlar yapılır, yapılacaklar listesi hazırlanır. Hedefler listelenir. Bütün bunlar yapılırken dinlenme çoğu insan için sadece gece uykusuna bırakılır.Uyuyunca geçecek gibi düşünülür. Sonra uykusuzluklar, gece uyanmaları, bir daha uyuyama sorunları derken hafta sonu iple çekilir. Senenin yorgunluğu ise 10 günlük tatil planlarına bırakılır. Bu mudur?

Okulda  40 dakika ders, 10 dakika teneffüs neden var? Peki sen gün içinde kendine tam anlamıyla dinlenme molası veriyor musun?

Bir işe odaklanma süreniz vardır.Her insanın farklı olsa da işini hakkıyla yapmanın belli bir süresi vardır.  Odaklanırsın, işini yaparsın ama sonra dinlenmen, zihnini boşaltman, bedenini  esnetmen, sana iyi gelecek bir şey yapman kendini rahatlatman gerekir. Enerjini dengelemen gerekir.

Peki sen gün içinde nasıl yaşadığının, kendinle nasıl bir ilişkin olduğunun ne kadar farkındasın?

Genelde insanlar dinlenme molasını, yoğun iş temposu  içinde bunu ya öğle yemek molalarına bırakır ya da rutine binen, akşam yemeği, kahve, çay  tv, kitap, uyku diye düşünür. Belki arkadaşlarla dışarıda bir buluşma.  Dinlendin mi? Enerjin ve sen yenilendi mi? Yoksa daha da mı yoruldun?

Zihninde biriken düşünceler, gün içinde yaşadığın bir çok duygu, gördüğün gözlemlediğin konuşmalar, yaptığın toplantılar,  okuduğun, izlediğin  haberler  ve daha bir çok yaşanan deneyim, sana hissettirdiği duygularla koca bir gün yaşıyorsun.

Her şeyin etki alanında kalarak, her gece uykuya gittiğinde kalabalık bir orduyla yattığın yatakta dinlenebilir misin? Gün içinde yaşadığın hissettiğin her şey o yatakta. Sabah enerjik, dinlenmiş, canlı, umut dolu yeni bir güne başlayabilir misin?

Ya da hayat yolundaki üstlendiğin roller, taşıdığın sorumluluklar, yapılması gerekenler, senden beklenenler, senin beklentilerinle, stres ve gerginliğe maruz kalarak yaşanan hayatlar içinde senede 10 günlük bir tatil mi seni dinlendirecek? Hadi dinlendin bunun etkisi ne kadar sürüyor? Seni ne kadar idare ediyor?

Mükemmelliyetçilik, kontrolcülük  duyguları içinde yaşayanları söylemiyorum bile. En yorucu olan duygular bunlardır.

Şimdi tüm bu okuduklarınızı cebinize alın ve şunu bilin ki bu şekilde yaşayan insanlar zihinleri yorgun, bedenleri yorgun bir şekilde her zaman dışarı odaklı yaşarlar. Birileri bir şey yapsın derler.  İyi haberler, mucizeler gelmesini beklerler. Birileri onlara iyi davransın, onları mutlu edecek bir şeyler olsun diye bekleyip dururlar. Mutluluk, iyi hissetmek hep başkalarına bağlıdır. Çünkü kendilerine nasıl iyi davranacaklarını, iyi hissettireceklerini bilmezler. Bazen de bilirler, ama yapmazlar. Bazen de  yapılanı beğenmezler.

Yani başkalarının davranışlarıyla ya yükselir ya aşağıya düşerler.

Dinlenmek önemlidir. Kendini dinlendirmek ! işte bunu kendinize öğretmeniz gerekir.

Çünkü gün içinde önce sen kendine iyi hissedeceğin şekilde davranırsan, ne zaman, ne kadar süre neyi yapman gerektiğinin farkındalığında yaşarsan, günün her anında enerjin her zaman yenilenmiş olur.

Zamanını sen planlamalısın. Gün içinde kendine dinlenme molaları yaratmalısın. Zihnini boşaltmalı, kendini sakinleştirmeli, dengelenmelisin.

Geçen haftaki yazımda yorgun musun demiştim? Hala yorgun musunuz? İçinizde hiç mi heyecan yok? Sinirli ve gergin misiniz? Şikayetlere sorun aramaya devam edenlerden misiniz? Acaba yorgunum demeyi seviyor olabilir misiniz?

 Geçen haftaki yazımda anlattıklarımdan birini seçip  uyguladınız mı?

Bütün bir gününüzü, yaptığınız her şeyi videoya çeksek ve sonra size izletsek, konuşmalarınızı, sözlerinizi size dinletsek acaba hayatınızda neleri değiştirme kararı alırdınız?

Ben bunu hep söylerim, danışanlarımdan birinin bir gece aklına gelmiş evdeki kameralardan oturmuş kendini izlemiş. Dışarıdan film izler gibi kendine bakmış.( Evinde kameralar var çünkü evde bakıcı ve çocuk var). Şimdi o anlatıyor biz dinleyelim.

Orada eve girişimi, oturuşumu aslında koltuğa yığılışımı, yüzümdeki kızgın ifadeyi gördüm. Çocuğum yanıma geldiğinde onu nasıl biraz kucağıma alıp hemen bırakmak için nasıl bahane aradığımı gördüm. Eşime ne kadar kızgın baktığımı, beden dilimin yanımdan uzaklaş der gibi olduğunu gördüm. Elimde telefonla, yemeği nasıl da saldırarak yediğimi ve daha bir çok şey gördüm. Gördüklerimden hiç hoşlanmadım. Ne zaman bu hale döndüm farkında bile değilim. Neden bu kadar sinirli, gerginim nasıl bu kadar kilo aldım, kendime ne yapmışım hiç anlam veremiyorum. Eve girişim, evden koşa koşa işe yetişmek için gergin çıkışım!!! ben ne izledim böyle diye düşündüm. Buna neden olan şeyler, aslında anlatacak bahanelerim çok ama eskiden olan neşemi,mutlu olan beni kaybettiğimi görmek beni çok üzdü.Sonra diğer günlere baktım, her gün aynı şekilde devam ediyor. Bakıcıyı kontrol için kameraları takmıştık  ama aslında kameralar bana beni gösterdi. Kendime acıdım diyebilirim.Ben eğlenmeyi unutmuşum. Kendimden vazgeçmişim bu çok acı geldi bana. Sonra bir karar verdim. Kendime zaman ayıracağım, kendime özen göstereceğim ve değişeceğim dedim

3 hafta  oldu ama ilk 1 haftadaki değişim bile inanılmazdı. 2 gün işten izin aldım. Annemi şehir dışından çağırdım yardım istedim. 2 hafta bende kaldı. O kadar iyi geldi ki. Hemen beyazlayan saçlarımı boyattım. El ayak bakımlarımı yaptırdım. Öz bakımla başladım. Sonra her gün için kendime bir disiplin oluşturdum.  Sabah daha yataktayken 7 nefes yaparak güne başlamak, gün içinde 7 bardak su içmek, akşam 21 nefes yaparak uykuya geçmek. Sabah yataktan kalkışım değişti. Huysuz düşüncelerim durdu diyebilirim. Bol bol hareket kattım hayatıma, devamlı oturmayı bıraktım.  Dolaplarımı düzenledim. Evde saçma sapan pijamayla dolaşmak yerine içinde kendimi iyi hissettiğim, rahat ama şık  kıyafetlerden kombin oluşturdum. İş kıyafetlerimi daha rahat edeceğim şekilde yeniden düzenledim. Kullanmadığım her şeyi verdim.  Günlük yapılacak işlerime zaman koydum. Bu kadar zamanda bu iş biter dedim.Gerçekten zaman koyunca bitiyormuş.

En önemlisi eşimle bir gece randevusu oluşturdum ve oturup konuştum. Ona neden sinirli kızgın olduğumu anlattım. Kocam ne dedi dersiniz? Bana sana yardım etmem, destek olmam için izin vermiyorsun? Ev için yaptığım alış verişi beğenmiyorsun.  Çocuk benim de çocuğum ama doğduğundan beri sanki ona zarar verecekmişim gibi hissettirdin.  Her şeyi sen yapmak istiyorsun. Kendimi dışlanmış hissediyorum. Devamlı kızgın, ters cevaplar veriyorsun. Bende konuşmayı kestim. Buda beni senden uzaklaştırdı. Çocuğumla konuşmaktan korkar oldum. Öyle deme, öyle söyleme dedikçe sanki hep ben yanlışım gibi hissettim. Arkadaşlarımızdan, ailelerimizden uzaklaştık. Çünkü hep yorgunsun bende öyle hep yorgun hissediyorum.  Sonra bende her şeyi bıraktım dediğinde inanın bunların hiç birinin farkında bile olmadığımı anladım.  Bütün gece konuştuk. Değişime ve birbirimize  ihtiyacımız olduğunu kabul ettik. Çünkü biz birbirimizi çok seviyoruz ama hayat karmaşasında kaybolmuşuz. Birbirimizle konuşmak, birbirimizi dinlemek çok iyi geldi. Özür diledim. Özür diledi. O gece ilk defa uzun zamandır olmayan bir huzurla uyuduk. Mutlu ve dinlenmiş uyanmak diye bir şey varmış.

Sabahları aynaya baktığımda arada yine kendimi suratsız gördüğümde şişşt güzel kadın gülümse diyorum ve gülmek doğal olarak gerçekleşiyor. Bugün evrenden nasıl bir gün alırdınız? diyorum. Seçimler yaparak günüme başlıyorum. Aynamda kocaman kağıt asılı. GÜLÜMSE VE SEÇİMLERİNİ YAP diye. Hiç aksatmıyorum. Evde ara ara latin müzikleri çalmaya başladık. Çok komik anlarımız oluyor.  Bakıcımız gülümsemeye başladı. Beslenme düzenimizi yeniden oluşturduk. Her gece yattığımızda o gün için 7 tane şükür edeceğimiz konularımızı söylüyoruz. Zamanımızı yönetmeye, haftada bir öğlen yemeklerinde buluşmaya başladık. Ertelediğimiz sağlık kontrollerini tamamladık. Son 3 haftadır hayatımızdaki değişimler inanılmaz.Birbirimize yeniden iyi gelmeye başladık.  İkimizin de ruh hali, hayattaki duruşu değiştikçe çocuğumuzla daha çok eğlenmeye başladık. İşimde gün içinde sık sık mola veriyorum, kendime nefes alıp verme anları yarattım. Kendimi daha iyi hissettikçe iş akışımın verimliliği arttı. Ekibimle iş dışında da konuşmaya, gülmeye başladım.  Farkına vardım ki eşime yaptığım dışlama olayını, işimde ekibime de yapmışım, benden korkuyorlar!  hemen son verdim buna. Sanki herkesin performansı daha da artmış gibi geliyor.  İşte kızgın olduğum insanlar bile değişmiş geldi. Aslında tamam kabul ediyorum, ben değiştim :) gerçekten böyleymiş, sen değişince her şey değişiyormuş bunu anladım. Bu kadar basit şeyleri nasıl atlayabiliyoruz. Şimdi düzenli yürüyüşleri hayatımıza katacağız ve yapacağımız çok şey var. Çevremdeki herkese yaşadıklarım anlatıyorum. İstiyorum ki herkes kendisiyle ilgili değişimi başlatsın. Hep her şey çok kolay diyip duruyorum. Bunu söylemek bile çok iyi hissettiriyor.

İşte böyle,  geçen hafta size anlatacağımı söylediğim yaşanmış gerçek değişim hikayelerinden birini okudunuz.

Su içmek, seçim yapmak, beslenme değişikliği, hareket, nefes ve en önemlisi de içinde tuttuğun, enerjini çalan öfke ve kızgınlıktan özgürleşmek için kendine izin vermek ve  iletişim içinde olmak...

Bunlar bu kadar mı zor? Tabi ki bu bir seçim. Kendine ne kadar değer verdiğinin, nasıl yaşamak istediğinin seçimi.

Aslında bir yerden başlamak gerek. Sen kendini iyi hissettirdikçe, kendine gülümsedikçe hayatta sana en güzel desteği vererek gülümsüyor. Verdiğini  alıyorsun.

Gün içinde lütfen küçük molalar vererek kendinizi dinlendirin.  Nefes alıp,verin. Kendinizi önemseyin.  Ailenizle, arkadaşlarınızla, çevrenizle vakit geçirin. Duygularınızı, hissettiklerinizi anlatın, paylaşın konuşun. Kendinize özel anlar yaratma hakkınız var. Bunu kendinize çok görmeyin. Ruhunuzu, bedeninizi, zihninizi dinlendirip, enerjinizi yükseltin. Dengenizi koruyun.

Gülümseyin :) kameralar sizi çekiyor. Siz nasılsanız hayat size onu veriyor bunu kalbinize yazın.

Şimdi sen ne istiyorsun? Nasıl yaşamak istiyorsun? Bunun için hangi adımları atacaksın? Bu soruları sık sık kendinize sorun. En önemlisi kendinize şunu sorun. Aynanın karşısına geçin ve diyin ki

SENİ NASIL DİNLENDİRİP , İYİ HİSSETTİREBİLİRİM?

ŞU AN İHTİYACIN OAN ŞEY NE?

NEYİ FARKLI YAPARSAM, SENİ MUTLU EDERİM?

Bugün güneş tutulması oldu. Hayatımızda yüzleşme dönemi başladı. Sadece kendinizle değil herkesle her şeyle yüzleşmek. Kendinizi sıfırlamak. Geçmişinizden özgürleşmek. Yeni düzenler kurmak. Yeni başlangıçlar yapmak. Kendini tanımak. Kendini iyileştirmek. İç huzurunda kalarak yaşamak için farklı adımlar atmak.

Yaptıklarımız, yapamadıklarımız neydi? Kendimize verdiğimiz sözler neydi? Hangilerini yerine getirdik. Nasıl yaşadık, ne yaptık? Ne olmasını istedik? Hayal kırıklıkları vs. takılı kaldığınız, enerjinizi çalan şeyleri bırakma zamanı.

Her şeyden özgürleşmek, şifalanmak için, kendinizi yenilemek için  şimdi muhteşem bir dönem var önümüzde. Kullanın evrendeki bu şahane destek enerjilerini.

Veee çifte bayram kutlamamız var. Ramazan ayının bitişiyle gelen, Şeker Bayramını ve 23 Nisan çocuk Bayramının kutlamasını yapacağız.

İçinizdeki neşeli ve mutlu çocuk ruhu, izin verin dışarı çıksın.Hayata coşkuyla katılsın. Çocuk saflığı ve sevgisiyle bu hafta sonu gülün ve kendinizi mutlu edin. Çocukları , aile büyüklerinizi, sevdiklerinizi mutlu edin. Sevdiklerinizle buluşun, kucaklaşın.

Eğlenin, hayattan keyif alarak yaşamak için adımlar atın.

Hepimize şahane güzellikte bir bayram dilerim. Bol bol kendinizi ruhun sevgisinde dinlendirin.

Işık ve sevgiyle kalın.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar