Seçkin Çakmak

Seçkin Çakmak


İnsanlık için mi Ay’a gidiyoruz?

İnsanlık için mi Ay’a gidiyoruz?

Takvimler 20 Temmuz 1969’u gösterdiğinde 38 yaşında olan Neil Armstrong ‘’Bir insan için küçük, insanlık için dev bir adım.’’ Diyerek Ay’a ayak basan ilk insan olmuştu. Bu adım için Amerika Birleşik Devletleri; 28 milyar dolar harcamış ve 409 bin insan istihdam etmişti.

Peki insanlık için mi Ay’a gidilmişti… HAYIR!

Her şey Sovyetlerin 4 Ekim 1957 tarihinde basketbol büyüklüğünde ki bir uyduyu başarıyla uzaya fırlatmasıyla başladı. Bu gelişme Amerikalıları çok korkutmuştu. Çünkü Sputnik’in temelinde balistik füze çalışmaları vardı. Kısacası Amerika’nın Sovyetlerden uzakta olması güvende olacağı anlamını kaybetmişti.

Sovyetler uzay yarışında ilklerin ülkesi olmuştu. İlk uydu Sputnik’le kalmadılar. Laika isminde ki köpekle uzaya ilk canlıyı gönderdiler. Gerçi Laika roketin kalkışından 7 saat sonra aşırı ısınma nedeniyle can vermişti. Luna 2 ile Ay’a ilk uzay aracını yolladılar. Yuri Gagarin ile uzaya ilk insanı, Valentina Tereşkova ile uzaya ilk kadını gönderdiler. Aleksey Leonov ile ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştirdiler. Venera 3 ile Venüs’e, Mariner 9 ile Mars’a ilk uzay aracını yolladılar.

Rahmetli Başkan Kennedy; 1961 yılında tamamıyla politik amaçlı Ay’a bir insan gönderip geri getirme hedefini duyurmuştu. Amacı Sovyetlerle olan uzay yarışında öne geçmekti. Psikolojik olarak üstünlüğü ele geçirerek, dünyaya Amerika’nın en güçlü ülke olduğu imajını devam ettirmekti. Tabii ki insanlık filan bu işlerin edebiyatıydı maalesef…Çünkü Amerika ve Sovyetlerin gerçekleştirdiği uzay çalışmalarının temelinde, dünyaya teknolojik olarak üstün olduklarını göstermek yatıyordu.

1969 yılında Amerika, Apollo 11 ile Ay’a gitme ve geri dönme başarısını sağlayarak uzay yarışında Sovyetleri yakalamıştı. Günler sonra Ay’a ulaşan mürettebat toplamda 2 saat 36 dakika Ay yürüyüşü yapmış ve astronotlardan Buzz Aldrin Amerikan bayrağını Ay’a dikmişti. Bu olağanüstü başarıyı ise Başkan Kennedy görememiş halen daha çözül(e)meyen bir suikast sonucu 1963 yılında öldürülmüştü.

İnsanlığın Ay’a gitmesiyle birlikte ünlü Fransız yazar Jules Verne’nin 1865 yılında kaleme aldığı ‘’Ay’a Seyahat’’ isimli bilimkurgu öyküsü, tam anlamıyla olmasa bile fikir olarak gerçekleşmiş oldu. Rusya ve A.B.D.’den sonra Çin, Hindistan ve Japonya’da aya gitmeyi başardı. Ay toprağından tere bitkisi ve nohut yetiştiren NASA, bununla kalmayarak 2025 yılında Artemis III misyonu kapsamında ilk kez bir SpaceX iniş aracıyla insanları Ay’ın Güney Kutbu’na indirmeyi planlıyor.

Peki neden Güney Kutbu?

Araştırmalardan yola çıkan tahminlere göre Ay’ın Güney Kutbu’nda buz kütleleri olabilir. Eğer Ay’da buz kütlelerinden su elde edilebilirse Ay’da yaşayabilmenin yolu açılacak. Yahu dünya neyimize yetmiyor? Yetmiyor! Çünkü insanoğlu kaynakları hunharca tüketiyor. Dünyamız yaşlanmaya ve yaşanılamayan bir gezegen olmaya doğru sürükleniyor.

Bu Ay’a yerleşme merakı da nerden çıktı?

Cem Yılmaz’ın 2001 Yılında ki Telsim reklamında dediği gibi ‘’özel bir nedeni yok! Tamamen duygusal’’ O reklamı izleyenler ne demek istediğimizi anladılar. Ay’da altın madeni olduğu gibi büyük bir enerji kaynağı olan Helyum-3’te var. Helyum 3 ise geleceğin enerji kaynağı. Ay keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi duruyor. Ay’ı sadece dünyanın bir uydusu olarak görmeyin birileri içinde bir ‘’B’’ planı. ‘’Don’t Look Up’’ filmini izlediyseniz eğer ‘’B’’ planının ne olduğunu da anlayabilirsiniz. Dünya’nın da bir sonu var!

Birileri hem ölümsüzlüğün hem de başka yaşanabilir gezegen bulmanın telaşında…

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar