Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Erdoğanizm silinir mi?

Erdoğanizm silinir mi?

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine şunun şurasında sekiz gün kaldı. Dış basının hemen hepsinin manşetleri bizim seçimlere ayrılmış. Özellikle Batı basını ve medyası 14 Mayıs’ı “2023’ün bütün dünya için en önemli seçimi” olarak görüyor.

Fransa’da haftalık yayımlanan l’Express dergisi bizim seçimleri hem kapağına almış hem de konuya  tam yedi sayfa ayırmış. “Erdoğan, Kaos Riski” başlıklı analizin giriş paragrafı şöyle:

“Bugünlerde İstanbul kafelerinde şöyle bir anekdot sıklıkla anlatılıyor:’Portekiz’de 36 yıl boyunca diktatörlüğünü sürdüren Salazar en yakınındaki Marcelo Caetano tarafından görevden alınmış, ancak görevden alındığı hayatta kaldığı süre içinde kendisine bildirilmemişti. 1970’deki ölümüne kadar iki yıl boyunca Salazar hep diktatör olarak kaldığını sanıyordu. Öyle ki yakın çevresindekiler her sabah Salazar’a özel olarak bastırılmış Diario de Noticias gazetesini getiriyorlardı. Eski diktatör bu kendisine özel gazete nüshasını okur ve her şeyin güllük gülistanlık olduğunu sanırdı.’ Konuştuğumuz eski bir gazeteci alaycı bir ifadeyle şunları söyledi:’Bizim Erdoğan da öyle. Çevresini kuşatanlar her gün özel medyasından pompalanan haber ve yazıları okuyup ülkede işlerin çok yolunda olduğunu sanıyor. Ama heyhat. Kendisiyle birlikte koskoca milleti de duvara toslatmak üzere.’

“Erdoğan kendi dünyasında yaşarken enflasyon almış başını gitmiş, Şubat ayındaki depremlerde resmi rakamlara göre 55 bin kişi ölmüş, onbinlerce mülteci sınır kapılarında bekliyor. Hemen hemen bütün kamuoyu yoklamaları 14 Mayıs seçimlerinde Erdoğan’ın kaybedeceğine işaret ediyor.Yirmi yıldır ilk kez Reis’in iktidarı sallantıda.

“Ayrıca Erdoğan’ın sağlık durumu da iyi değil. 25 Nisan’da bir televizyon canlı yayınında fenalaştı. Gerçi görüntüleri ekrana yansımadı ama durumun iyi olmadığı moderatörün dehşet içinde ‘Eyvah,eyvah’ demesinden belliydi. Daha sonra rahatsızlığı mide üşütmesine bağlandı. Anadolu Araştırmaları Enstitüsü eski yöneticisi Bayram Balcı’ya göre Erdoğan artık iktidar yorgunu. Yaşı da ilerledi. ‘La Turquie, Nouveau Califat- Türkiye, Yeni Halife’ kitabının yazarı Ardavan Amir-Aslani’ye göre Erdoğan’ın en büyük hayali Türk halkının gözünde Atatürk’ün yerini almak. “

Türkiye’de ilk defa muhalefetin Erdoğan’a karşı güçlü biçimde birleştiğina işaret edilen analizde u ifade kullanılıyor:

“14 Mayıs şimdiden Türkiye için bir dönüşüm olarak görülmeye başlandı. 2019 belediye seçimleri öncesinde de benzerlikler yaşanmıştı. Ancak Erdoğan bürokrasiye, medyaya, sivil topluma, her şeye hakim. Dolayısıyla oyunun kuralları eşit değil. Bu da iktidar partisine büyük avantaj sağlıyor. İktidara medyayı baskılama gücü veren dezenformasyon yasasına göre , yasayı ihlal edenler hapisle cezalandırılacak. Neyse ki sosyal medya var. Türkler sosyal medyada çok aktifler.”Yazıda iktidarın elindeki bütün üstünlüğe rağmen muhalefetin seçimlerde kazanma şansının yüksek olduğu da vurgulanıyor.

Öte yandan Yunanistan’ın önde gelen gazetelerinden Kathimerini’nin İngilizce baskısında Amerikalı Ortadoğu ve Türkiye uzmanı Michael Rubin’in “Erdoğan’ın Yenilgisi Doğu Akdeniz İçin Ne Anlam İfade Eder”başlıklı bir yazısı yayımlandı. Azılı bir Erdoğan düşmanı olarak bilinen Rubin yazısında diyor ki:”Erdoğan 14 Mayıs seçimlerini çalsa ya da kazansa sağlık sorunları artık kaçınılmaz olarak ön plana çıkacaktır. Erdoğan yaşlanıyor; sağlığı kötü, bir gün ölecek. Erdoğan’ın siyasi ya da fiziksel ömrünün bitmesi Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sebep olduğu krizlerin sonunu getirir mi?

“Erdoğan’ın rakibi Kemal Kılıçdaroğlu seçimleri kazandığında Türkiye’yi yeniden uygar dünyanın bir parçası haline getireceği,ABD,AB ve NATO’yla ilişkileri düzelteceği sözünü veriyor.  Bunu başarması mümkün ama yıllar alacaktır. Erdoğan kendi çıkarı için bu ilişkileri sabote etmiş olsa da onun iktidarından öncesine dayanan sorunlar hala var. Örneğin Kıbrıs”

Türkiye’nin Ege’deki “saldırgan” politikasına dikkat çeken Rubin şöyle diyor:

“Kılıçdaroğlu Ege üstündeki uçuşları durdurabilir. Ancak Erdoğan’ın Türk halkına dayattığı popülist söylemi unutturmak çok zor. 30 milyon Türk genci Erdoğan’ın eğtim sisteminden geçti. Erdoğan medyayı da tarihin çarpıtılması ve kendi komplo teorilerine alet etti. Ege adalarının askersizleştirilmesi ya da Lozan Antlaşmasıyla ilgili söyledikleri tümden asılsız ancak Türkler bu asılsız söylemlere mkanmaya devam ediyor.

“Öte yandan rakibi Kılıçdaroğlu da yaşlı. 14 Mayıs seçimleriyle ABD’deki 2020 seçimleri arasında paralellik kurulabilir. Kılıçdaroğlu kazanırsa

“Bütün tehlike Kılıçdaroğlu sonrası ne olacağıdır. Erdoğan döneminde yeni bir politikacı kuşağı yetişti. Bunlar popülizmin gücünü öğrendiler.

“ Türkler Erdoğan aleyhinde oy kullandıkları için kazanmış olacaktır.

“Türkiye artık Doğu Akdeniz’de ebedi bir düşman olmamalıdır. Türkiye kendisi ve komşularıyla barıştığı zaman bölgeye barış ve refah gelir. Türkler Yunanlar, Kürtler, Rumlar,Ermeniler ve Araplarla ortaklık içinde yaşamalıdır. Ama ne yazık ki ufukta böyle bir umut yok. Erdoğan yakında gidici olabilir ama Erdoğanizm kalıcıdır.”

Gördüğünüz gibi Batı’da Erdoğan’ın bu dünyada seçimleri kaybetmesi ya da öbür dünyaya göçmesi halinde Türkiye’de neler olabileceğinin hesapları şimdiden yapılıyor. Yapılıyor da görebildiğim kadarıyla biz Türkleri seçimler sonrası pek de parlak günler beklemiyor.

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar