Leyla Emeç Tavşanoğlu

Leyla Emeç Tavşanoğlu


Asker var asker var...

Asker var asker var...

Fransa’nın eski Genel Kurmay Başkanı Jean-Louis Georgelin Pirene Sıradağları’nda yürüyüş yaparken 2 bin 650 metre yükseklikten düşerek ölmüş. Foix bölgesi savcılığı sıradağların dibinde bulunan cesedin Georgelin’e ait olduğunun teşhis edildiğini ve olayın kaza olduğunu açıklamış. Fransa’nın bu eski genel kurmay başkanı sadece asker kimliğiyle tanınmıyor. Müteveffa Georgelin ciddi bir sanat tarihi meraklısı olarak da biliniyor.

Georgelin, Nisan 2019’da çan kulesi yanan Paris’teki Notre Dame Katedrali’nin onarımını bizzat yönetmesi için Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından görevlendirilmişti. Macron, General Georgelin’in ölümü haberini alır almaz şu açıklamayı yapmış:

“General Jean-Louis Georgelin’in ölümüyle ulus büyük askerlerinden birini, Fransa büyük hizmetkarlarından birini ve Notre Dame yeniden doğuşunun baş yöneticisini kaybetti. “

74 yaşında hayatını kaybeden Georgelin sıradan bir asker olmanın ötesindeki yetenekleriyle de  biliniyor. 2002-2006 yılları arasında, o zamanki Cumhurbaşkanı Jacques Chirac döneminde hem Genelkurmay Başkanlığı hem de Chirac’ın özel danışmanlığı görevlerini üstlenmişti. Georgelin Notre Dame’ın restorasyonundan baş sorumlu olarak atanmasının ardından şöyle bir konuşma yapmıştı:

“Böyle bir görev için bir katoliğin seçilmesi gayet doğal. Benim rolüm katedrali mümkün olan en iyi koşullarda Katolik dinine geri döndürmektir. Fransa’da her görüşten ve inançtan insan Paris’in simge yapısının yandığını görerek hüngür hüngür ağlamıştır.”

YAŞAR KEMAL’E NİŞAN VERMİŞTİ

General Georgelin, 2011’de de İstanbul’a gelmiş ve Fransız Konsolosluğu’nun Beyoğlu’ndaki Fransız Sarayı’nda düzenlenen törenle yazar Yaşar Kemal’e Legion d’Honneur Nişanı vermişti. Törende konuşan Georgelin,”Napolyon Bonaparte tarafından ihdas edilen Legion d’Honneur Nişanı Fransa’nın en üst düzey nişanıdır. Hayatı sonsuz özgürlük ve adalet mücadelesiyle geçmiş Yaşar Kemal’den daha çok kim böylesi bir saygı ifadesini hak edebilir ki?” demişti.

Bunları yazarken bir de dönüp bizim bölgemizdeki askerleri düşündüm. Bir yanda sanat tarihi ve edebiyat meraklısı bir general, öbür yanda hayatları darbecilik oynamak ya da savaştan başka bir şey düşünmemekle geçen omuzu kalabalıklar.

Hatta kendi ülkemize bakalım. Yakın geçmişten örnek verelim. Mesela, bildiğim kadarıyla 1985 yılında UNESCO (BM Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) tarafından dünya kültür mirası olarak tescil edilen Bizans döneminden intikal Aya Sofya Kilisesi camiye dönüştürülürken  hangi generalimiz kültür işleriyle uğraşıyordu da ,”Arkadaşlar yapmayın etmeyin, bu yapı dünya kültür mirasıdır. Camiye çevrilemez. Müze olarak kalsın,” dedi? Ya da gene 1985’de UNESCO’da dünya kültür mirası olarak tescilli Edirnekapı’daki  Bizans döneminin en önemli kiliselerinden Kariye ya da özgün adıyla Chora cami yapılırken?

Fena halde kültür farkı. Bir yanda bir Cumhurbaşkanı hiç çekinmeden eski bir komutanı, ilgi ve uzmanlık alanına girdiğini bildiği için bir katedral onarımıyla görevlendirirken, öbür yanda da dünya kültür mirası olan yapılar kimlikleri yok edilirken bunu hiç umursamayanlar. Anti-kültür kültüre karşı!

telif

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar