Türkiye’de tenis antrenörleri ve İngilizce sorunsalı
Devlet ortaokulu ve lisesinin ardından ciddi bir İngilizce eğitimi ile üniversite hazırlıkta tanıştım. Bu tanışma üniversitenin son iki yılında kurs eğitimi ile devam etti. Askerde turizm jandarma olarak görev yaparken turistler ve komutanlar arasında çevirmenlik yaptım. Beyaz yaka olarak 16 yıllık kariyerimin 11 yılında, firmalarda farklı pozisyonlarda iyi kötü bildiğim İngilizceyi kullanmaya çalıştım. Okuduğum üniversitede İngilizce hazırlık sınıfı olmasaydı; bu dili öğrenmek için gelecekte hamle yapar mıydım yoksa bu konuda hiçbir bir adım atmaz mıydım açıkçası emin değilim. Özellikle bize benzer toplumlarda bir kıvılcım olmadan insanların kendilerinde gördükleri eksikliklerle ilgili bir harekete geçmemeleri maalesef yadsınamaz bir gerçek…
Ülkemizde çoğunluk olarak performans tenis oyuncuları ortaokuldan itibaren Türk Koleji, Yabancı Kolej ve Anadolu Lisesi okuduklarından ve hazırlık sınıfı deneyimleri (hatta yaşadığımız dönemde İngilizce eğitimi özel ilkokuldan veya devlet okullarının özel sınıflarından başlayabiliyor) olduğundan dolayı, okulunda bu eğitimi almayan oyunculara ve gelecekte kariyerini tenis antrenörü olarak şekillendirecek gençlere göre bir iki adım önde olabiliyorlar. Yabancı dil avantajına bağlı olarak bazı performans oyuncuları Amerikan Üniversitelerinden burs alabiliyor. Hem tenislerini geliştirirken, hem de İngilizceleri noktasında çok ileri seviyelere geliyorlar ve gelecekte uluslararası tenis camiasındaki farklı konumlardaki yabancılarla rahatlıkla iletişim kurabiliyorlar.
Ülkemizde maalesef BESYO ve Spor Akademilerinde doğru düzgün bir İngilizce eğitimi yok. Bazı tenis antrenörleri eğitim hayatlarına devam edip master ve doktora yapsalar bile İngilizce seviyesi sadece gramer odaklı olarak kalabiliyor. BESYO ve Spor Akademilerindeki bazı akademisyenlerimiz; İngilizce okuma, yazma, dinleme ve özellikle konuşma noktasında ciddi sıkıntılar yaşayabiliyor.
Yabancı dil özellikle İngilizce konusunun ne kadar önemli olduğu konusuna gelince hali hazırda Türkçe tenis literatüründe kullandığımız birçok kelime İngilizce kökenli ve bu kelimelerin önemli bir kısmının aktif olarak kullanılan bir Türkçe karşılığı bile yok. Öte yandan tenisle ilgili önemli gelişmeler (Beslenme, hangi maddelerin veya ilaçların doping kapsamına girip girmediği, değişen fitness programları, gelişen rekreasyon çalışmaları, vs…) genellikle İngilizce yayınlanan makalelerde veya bilimsel araştırmalarda oluyor ve bu gelişmelerin bir çoğu dilimize maalesef çevrilmiyor. Bu yayınların tenis antrenörü tarafından takip edilmesi ve bilinmesi ülke tenisinin gelişimi açısından çok büyük önem taşıyor.
Türk Tenisindeki bu sorunu halının altına süpürmek yerine çözümü için neler yapılabilir? Bana göre bu noktada sadece okullara ve üniversitelere değil, Tenis Federasyonuna da önemli bir görev düşüyor. Tenis Federasyonu, üniversiteler ile işbirliğine giderek şehir şehir olmasa bile en azından bölgesel olarak İngilizce eğitimleri verebilir. Bu eğitim, tenis antrenörünün gramer, okuma, yazma, dinleme ve konuşma seviyesi ölçülerek kurlara bölünebilir. İkinci aşamada tenis branşı ile ilgili mesleki İngilizce programı uygulanabilir. Tenis Federasyonu bünyesindeki kurullarda ve tenis camiasında mesleki İngilizce eğitimi verebilecek çok degerli ve bilgili insanlar var. Böyle bir eğitimi sadece kademe antrenörlüğü kapsamında düşünmemek gerekir, bu kapsamın tamamen dışında teorik bir eğitim de olabilir.
Yabancılarla branşı ile ilgili iletişim kurabilen tenis antrenörü; hem özgüven sahibi olur hem de dünyaya ve mesleğine farklı bir pencereden bakar. Devamlı değişen dünyada kendisine gerekli olan bilgi ve yeniliklerden geri kalmaz ve bu gelişmeleri ülkesindeki tenis sistemine entegre eder. Tenis sporu ile ilgili uluslararası eğitimlerde zorluk çekmez, bilgi akışını hızlı bir şekilde alabilir ve idealleri doğrultusunda kendisine farklı bir yol haritası çizebilir, ülkesini yurt dışında temsil de edebilir.