İstanbul
Açık
12°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5444 %0.06
49,6681 %0.03
5.770,25 % 0,30
91.962,65 %-1.177
Ara

Picasso, Oscar Wilde ve kitsch’in önlenemeyen yükselişi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Picasso, Oscar Wilde ve kitsch’in önlenemeyen yükselişi

“Picasso’nun arkadaşlarında şaşkınlık vardı ve gördükleri şeyi onaylamıyorlardı. Bu değişikliğin nedenini anlamıyorlardı. Neler olup bittiğini anlamaya çalışan şaşkın ziyaretçiler arasında, konuyu kendi aralarında tartışan Leo Stein ve Matisse de vardı. Tüm o kahkahaların arasında ikilinin yapabildikleri tek açıklama Picasso’nun dördüncü boyutu yaratmaya çalışıyor olabileceğiydi. Aslına bakarsanız Matisse öfkeliydi. İlk tepkisi, resmin modern hareketle dalga geçen sinir bozucu bir iş olduğu yönündeydi. Picasso’yu ‘yerin dibine sokup’, bu küstah şakayı yaptığına pişman ettirecek bir yol bulacağına yemin ediyordu.”

Fransız ressam Henri Matisse ile Amerikalı sanat koleksiyoncusu ve sanat eleştirmeni Leo Stein’in, Picasso’nun 1907’de yaptığı ilk kübist tablosuna tepkileri böyleydi.

Bugün tartışmasız bir başyapıt olarak görülse de Picasso’nun tablosu, o tarihte coşkuyla karşılanmamıştı. Picasso da tablodan çok memnun değildi. Arkadaşlarını hayal kırıklığına uğratmıştı.

“Hiçbir şekilde resmi anlayamıyorlardı: verdikleri tepkiler şok, telaş, pişmanlık, hayal kırıklığı ya da gergin, haksızlığa uğramış gibi kızgın kahkahalar atmak oluyordu.”

Thomas Kulka’nın, sanat ile kitsch ayrımının nasıl yapılabileceğini tartıştığı, Kitch ve Sanat adlı kitabında anlattığı bu hikâye, sanat anlayışının toplumla birlikte değiştiğini ama öncülerin kolay anlaşılamadığını gösteriyor.

Sanat, kitsch’den farklı olarak toplumsal dönüşümü yansıtmasıyla, mevcut durumu kabullenmeyi ve onaylamayı reddederek yeni bir yol, yeni bir çıkış bulmaya çalışıyor.

1907, Birinci Dünya Savaşı’nın hemen öncesinde, bilimde, teknolojide, sanayide önemli değişimlerin olduğu ama bunlarla ilgili yeni bir düzen kurulamadığı için karmaşanın hâkim olduğu bir dönemdi.

Picasso, klasik resim anlayışıyla o günü anlatamayacağını düşünmüş olmalı ki, kırılgan çizgilerle, kübik şekillerle bir tablo yapmıştı.

“Yirminci yüzyılın temel taşı”

Yıllar sonra sanat tarihçisi John Golding’in, Picasso’nun bu tablosu ile ilgili yaptığı yorum, çok önemli bir esere imza attığını gösteriyor.

“Picasso, Demoisselles d’Avignon ile birlikte, yirminci yüzyıl sanatının temel taşlarından biri olacak bir tabloyu üretmiş oluyordu. Bu tablonun Picasso’nun kariyerinin dönüm noktası olduğu ve dahası sanat tarihinde yeni bir dönemi başlattığı tartışılmazdır. Bu ünlü tuvale vurgu yapmayan modern resim antolojisi neredeyse yok.”

Ama Picasso, ilk tepkiler üzerine tablo üzerinde çalışmayı bırakıp, tuvali stüdyosunun bir köşesine kaldırarak yıllarca terk edilmiş bir halde bıraktı. Picasso, yaklaşık yirmi yıl sonra sanat koleksiyoncusu Khanweiler’in zorlaması ile tabloyu ona sattı. Böylece tablo ilk kez 1937’de sergilendi.

Picasso, yıllar sonra yaptığı Guernica adlı anıtsal tablosunu da aynı anlayışla resmetmişti. Bu tablo, İspanya iç savaşı sırasında Nazilerin, 28 bombardıman uçağıyla 1937’de, Guernica şehrini bombalamasını anlatıyordu.

Picasso, saldırıda çok sayıda kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açan faşizmin dehşetini, 7.76 m eninde ve 3.49 m yüksekliğinde Guernica tablosuna yansıtmıştı.

“Oscar Wilde ve Londra’nın sisi”

Kulka, sanat eserlerinin, insanın dünyaya bakışında değişikliğe neden olduğunu, gerçeklik algısını güçlendirdiğini gösteren önemli bir örneği de Oscar Wilde aracılığıyla veriyor.

“Oscar Wilde şöyle der: ‘Sokaklarımızda gezinip, gaz lambalarına sızan ve evleri canavarımsı gölgelere dönüştüren bu muhteşem kahverengi sisi Empresyonistlerden değilse kimden öğrendik? Nehrimizin üzerinde kara kara düşünen o gümüş renkli, güzel sisi onlara değilse kime borçluyuz? Londra’nın ikliminde son on senede meydana gelen sıra dışı değişimin tüm sebebi bu sanat okuludur.’ Wilde’ın, Whistler resmetmeden önce Londra’da sis olmadığını söylediği biliniyor.”

Kulka, sanatın, kitsch’in aksine insan hayatına katkısı olduğunu dile getiriyor.

“Neyi gördüğümüz, nasıl gördüğümüz bizi etkilemiş olan sanata bağlıdır. Şu anda insanlar sisi görüyor, sis olduğu için değil; ressamlar ve şairler onlara bu tip olayların gizemli güzelliğini gösterdiği için. Londra’da yüzyıllardır sis olabilir. Yüzyıllardır var demeye de cüret edeceğim ama kimse sisi görmemişti, sis hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Sis, sanat onu var edene kadar, aslında yoktu.”

Kitsch ve siyaset

Thomas Kulka, sanatın gücüne ve insanlarda hem estetik hem de düşünce olarak bir değişime yol açmasına karşılık, kitsch’in insanları oyalayıcı ve gerçeklerden uzaklaştırıcı olduğunu anlatır.

Kulka’nın, kitsch’e verdiği örneklerden biri, geçtiğimiz yıllarda çok popüler olan “ağlayan çocuk” resimleridir.

“Ressamımıza çirkin ya da kötü niyetli gibi duran bir çocuktan ziyade hoş, güzel bir çocuk seçmesi tavsiye edilmelidir. Çocuk rahatsız edici ya da isterik bir biçimde ağlamamalıdır, sakin, mümkünse hıçkırıklarla bölünen bir ağlama daha iyi görünecektir; çocuğun, ona bakanda sempatik bir tepki yaratması gerekir. (…) Kitsch, bizlerin temel duygularını ve görüşlerini destekler, onlar rahatsız etmez ya da sorgulamaz.” 

Günümüzde dünya her alanda kitsch’le kaplanmış ve kitsch’e de sanat muamelesi yapılıyor olsa da bunun, insan hayatına olumlu bir katkısı olmadığı ve sadece taklitlerle, gerçek dışılığı artırdığı hem günlük hayatta hem de siyasette bunun yansımalarının olduğunu gözleyebiliriz.

Kitsch ile insanları oyalayan ama sorun çözücü olmayan, gerçek algısının sürekli yıprandığı, yıpratıldığı, insanların hayatını zorlaştıran yapay, sahtesine sahip olunca gerçeği arama ümidini üretmeyen bir dünyadayız.  

Kitsch’in, hiçbir dönüşüme yol açmadığı gibi belki de insanların böyle bir değişime ihtiyaç duymasını önlemesi nedeniyle günümüzün fark edilmeyen en önemli sorunlarından biri olduğu söylenebilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *