
Yine yükseliş yine saldırı

Türkiye’nin çok partili hayatında CHP ne zaman yükseliş trendine girse genel başkanının çeşitli saldırılarla karşı karşıya kalması adeta bir gelenek halini aldı. Bu saldırılar zaman zaman partinin yükselişini durdururken, zaman zaman daha güçlü bir biçimde iktidar olabilmesini önledi.
Bunların ilki, Demokrat Parti’nin deyim yerindeyse baş aşağı gittiği ve aynı oranda baskısını arttırdığı 1959 yılında “Büyük taarruz” adı verilen yurt çapındaki gezilerine başlayan İsmet İnönü’ye yapılanlardı. Kayseri’ye girişine izin verilmemesi ve Uşak’ta başına isabet eden taş, yükselişte olan partinin önünü kesmek içindi. 27 Mayıs ile sona eren bu süreç koalisyon hükumetlerinin kapısını açtı ve dönemin ana muhalefet partisine de tam anlamıyla istediğini vermedi.
Yaklaşık 15 yıllık durgunluğun ardından yeni genel başkanı Bülent Ecevit ile birlikte tekrar yükselişe geçen CHP, özellikle tek başına iktidar olmaya çok yaklaştığı 1977 seçimlerinin propaganda sürecinde kontrgerillanın sistemli saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Milletvekili adaylarının vurulduğu, Ecevit’in defalarca suikast teşebbüsüne uğradığı ve tehditler aldığı bu sürecin sonunda beklenen milletvekili sayısının altında kalınarak 12 Eylül'e giden yolun kilometre taşları döşendi.
12 Eylül’de diğer bütün partilerle birlikte kapatılan ve 1992’de tekrar açılmasının ardından toparlanması için uzun yıllara ihtiyaç duyan parti, 2019 yerel seçimlerinde 17 yıllık iktidar partisi AKP karşısında önemli bir başarı elde ederek birçok büyükşehir belediyesini kazandı. Bu başarının ardından, seçimlerden yalnızca 20 gün sonra dönemin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Ankara’da linç girişiminde bulunuldu. Yakalanan yükseliş trendi, bu saldırıyla birlikte birçok farklı sebebin de bir araya gelmesi sonucu doğru bir biçimde değerlendirilemedi.
Yukarıdaki örneklere benzeyen son saldırı ise geçtiğimiz günlerde yapıldı. CHP’nin 2024 yerel seçimlerinden birinci çıkması ve yapılan bütün anketlerde ilk sıradaki yerini koruması yine bazı çevreleri rahatsız etmiş olacak ki bu defa genel başkan Özgür Özel hedefteki isim oldu.
Son saldırının tıpkı öncekiler gibi CHP’nin yükselişini durdurmak amacıyla planlanıp uygulamaya sokulduğu şüphesizdir. 1959’da, 1977’de ve 2019’da kısmen başarılı olan bu stratejinin bu defa tutup tutmayacağı ise en başta cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu ile genel başkan Özel’in gösterecekleri dirayete bağlıdır.
Böyle bir olayın ardından haksızlığı, hukuksuzluğu, baskıyı daha gür bir şekilde haykırmak ve muhalefetin dozunu gün geçtikçe arttırmak hiçbir biçimde geri adım atılmayacağının mesajı olmasının yanında toplum desteğinin de daha organize ve kararlı duruma gelmesini sağlayacaktır. Bu da partinin iktidar yolunda bütün engellere karşı sert ve cesur bir biçimde mücadele edeceğinin göstergesi olacaktır.