İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5354 %0.07
49,5729 %-0.06
5.746,23 % -0,12
89.561,88 %-2.505
Ara

Daha güçlü dönecekler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Daha güçlü dönecekler

Siyasette yapılan hamleler bazen beklenenin tam tersi sonuçlar doğurabilir. Örneğin otoriter bir rejimde diploması elinden alınan ve cezaevine atılan rakip siyasetçi milyonların oyuyla cumhurbaşkanı adayı gösterilebilir. Partisi anketlerde birinci sıraya yükselebilir. Cezaevine atıldığı için belli bir süre kamuoyunun gözünden uzak kalması sağlansa da bu durum, tazelenerek daha güçlü bir dönüş yapmasına yarayabilir.

Nitekim bu tür geri dönüşler Türkiye siyasetinde fazlasıyla görülmüştür. 1962 yılında parti binasına yapılan saldırı dolayısıyla Adalet Partisi’nin Genel İdare Kurulu üyeliğinden çekilen ve siyaseti tamamen bırakmaya karar veren Süleyman Demirel, sadece iki yıl sonra gözlerden uzak kalmasının da getirdiği avantajla genel başkanlığa seçilmiştir. 1998 yılında belediye başkanlığı görevine son verilen ve bir yıl sonra cezaevine giren Recep Tayyip Erdoğan, kurduğu partiyle 2002 sonlarında tek başına iktidara gelmiştir. Yine başbakanlık yaptığı dönemde ciddi bir ekonomik kriz yaşanan ve buna benzer birçok sebeple görevinden ayrılması istenen, yüzde 22 civarlarındaki oyu bir sonraki seçimde yüzde 1’e gerileyen Bülent Ecevit, son defa halkın karşısına çıktığı Mustafa Yücel Özbilgin’in cenaze töreninde büyük sevgi gösterileriyle karşılaşmıştır.

Yukarıda sıralanan örnekler, Ekrem İmamoğlu’nun önümüzdeki süreçte arkasına nasıl ciddi bir destek alacağını göstermeye yeterlidir. Aynı şekilde, CHP’ye yönelik kurultay iptali davasının da benzer sonuçlar yaratması son derece olasıdır. 19 Mart darbesinden bu yana son derece ciddi ve yoğun bir direniş sergileyen Özgür Özel ve ekibi, görevden uzaklaştırıldıkları takdirde en azından bir süre nefes alma imkânını yakalayacaklar, yıpranmayacaklar, ayrıca toplum nezdinde mağdur duruma düşmelerinden dolayı tıpkı İmamoğlu gibi prestij kazanacaklardır. 19 Mart’tan bu yana oldukça yıpratıcı geçen sürecin ardından İmamoğlu, Özel ve arkadaşlarının çok güçlü bir biçimde geri dönmeleri şaşırtıcı olmayacak, özellikle 15 Eylül’de alınacak iptal kararı ister istemez bunun önünü açacaktır.

Diğer tarafa gelince, mahkeme kararını kabul ederek koltuklara yerleşenlerin özellikle muhalif kesimler tarafından bundan sonra ne şekilde hatırlanacakları malumdur. Gerçekte öyle olmasa bile kendileri, artık muhaliflerin gözünde Erdoğan’ın planının bir parçası, kurduğu oyunun etkisiz aktörleri durumundadırlar.

İktidar kanadı, mahkeme kararıyla 2017 referandumunun iptal edilmesine kadar gidebilecek yolun açılması, İmamoğlu ve Özel’in her şeye rağmen tekrar parlamaları ve daha güçlü biçimde geri dönmeleri risklerini almaya hazırsa bu kaosu sürdürmeye devam edebilir. Ancak artık net bir biçimde bellidir ki eninde sonunda kaybedeceklerdir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *