Ben CHP olsam, tüm belediye başkanlarını CHP'den istifa ettirip, AKP'ye katardım
2024 yerel seçimlerinin üzerinde on beş ay geçti, sonuçlar halen netleşmedi. Son olarak CHP’nin aldığını sandığımız Aydın belediyesini, meğerse %50.52 ile CHP almamış, %36.72 ile AKP almış. Daha yeni sonuçlandı.
Mesela, Manavgat Belediyesini meclis çoğunluğunu CHP’de sanıyorduk…Az kalsın yanlış biliyor olacaktık, çoğunluk AKP’ye geçecek gibiydi… Olmadı. Son anda CHP’de kaldı.
Esenyurt’ta seçimlerin galibi İçişleri Bakanlığı. Şimdi belediyenin başında Vali Yardımcısı var. Biz CHP’nin sanmıştık.
İçişleri Bakanlığının elinde çok sayıda belediye var. Kiminde vali, kiminde vali yardımcısı, kiminde kaymakam başkanlık yapıyor. Ben belediye başkanı olmak istesem, İçişleri Bakanlığından olmak isterim. Ne parti örgütlenmesi gerekiyor, ne seçmeni ikna etmek, ne sokak sokak dolaşmak, ne de miting meydanlarında boy göstermek gerekiyor. Pat diye başkan oluyorsunuz.
***
Seçimlerden, sonra sonucun netleşmesi bazen sancılı olabilir. İtirazlar olur, yeniden sayımlar olur… Ama birkaç haftada durum kesinleşir. Şimdi olup bitenler seçimden beri devam ediyor.
Bu, cumhuriyet tarihinin, belki de dünya tarihinin en uzun seçim süreci olabilir.
Bir de HDP/DEMP’li Belediyeler sorunu var ki CHP’li Belediyelerden de fena. Bir seçim dönemine sığmıyor. Kaçtır yeni döneme devrediyor.
***
Ülkenin neredeyse tek gündemi bu. Anadolu’da, yaz mevsiminde yaşıyor olmamıza rağmen bu yıl kiraz alamadım. O, sorun değil. Belediyelerin CHP’de olması sorun.
Hele önce belediyeler CHP’den kurtulsun… Kirazı nasıl olsa alırız.
***
Ülkedeki bu gerginliği sonlandırmak için benim bir önerim var: Ben CHP olsam; tüm belediye başkanlarını CHP'den istifa ettirip, AKP'ye katardım. Böylece bu çekişmenin zemini ortadan kalkmış olurdu.
İmamoğlu mesela, AKP’ye geçsin. Ya Silivri’de tutuklu AKP’li belediye başkanı olur, ya da hakkındaki suçlamalardan otomatikman aklanıp, belediyenin başında, işine gücüne bakar. Bu durumda; yurt dışından kredisi bulunmuş metro projesi, Bakanlıktan onaylanmadığı için beklemede kalmaz… Ben de o metroyu kullanıyor olurum.
Zeydan Karalar… Varsın Erdoğan törenle yakasına AKP rozeti taksın. Serbest bırakılarak işinin başına döner. Yine “Adana gibi Başkan” olmaya devam eder.
Bunun, ülkeye maliyeti de düşük olur. Özgür Özel “19 Mart darbesinin maliyeti: 45 milyar dolar rezerv yakıldı.” demişti. Üstelik bu sadece İmamoğlu’nu görevden almanın, içeri tıkmanın maliyeti. İstanbul Belediyesine Kayyım bile atanamadı. Belki de kayyıma para yetmedi.
Hem böyle olunca Aziz İhsan Aktaş gerilimi de sona erer. CHP’li belediye olmayacağı için, suç örgütü işlevi otomatik olarak sona erer. Aktaş, tümü AKP’li olan belediyelerle, işine devam eder.
***
Ayrıca Ankara, Muğla, Sinop… gibi belediye başkanlarının AKP’ye geçeceği söylentileri var.
Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, “Benim CHP’liliğimi sorgulamak kimsenin haddi değildir” diye açıklama yaptı.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, AKP'ye geçeceği iddiasını reddetti: “CHP sayesinde aldığım oyları zimmetime geçiremem!” dedi.
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Köksal'dan CHP'den ayrılacağı iddialarına yanıt: “Geçmişte kapıdan kovdular bacadan girdim yine gerekirse bacadan girerim; vız gelir, tırıs gider.” Dedi.
“Mansur Yavaş, AKP ile görüşüyor” iddiasını reddetti: “Ciddiye alınır hiçbir yanı yok!” dedi.
Ne gerek var bu kadar gerilime? Benim önerim, kimsenin CHP’liliğini sorgulamıyor. Herkes bildiği benimsediği yönetim anlayışıyla işine devam edecek. Sadece belediyeleri; CHP alsa bile, almamış gibi davranacak, gündemdeki gerilim giderilecek.
***
Anketlerde sonuçlar biraz tuhaf çıkar… Mesela %.37.81 oy oranıyla birinci parti olan CHP’nin hiç belediye başkanı yoktur. Olsun; bu, yüzleşeceğimiz ilk tuhaflık olmaz.
Düşünsenize, İmamoğlu AKP’li olsa binebileceğimiz metroya, CHP’li olduğu için binemiyoruz. AKP’li başka bir isim mesela Murat Kurum veya Binali Yıldırım başkan olsa, hiç binemeyeceğiz.
Yine en doğru çözüm, AKP’ye geçmiş CHP’li başkanlar. AKP’li oldukları için engellenmeyecekler, CHP’li oldukları için iş yapabilecekler.
Bu, seçmen açısından da sorun olmaz. Seçmenler yine kendi adaylarına oy verir yine meydanlarda “diploma temalı” veya “zıplama efektli” eylemlerini coşkuyla sürdürürler.
***
Benim için, işin bir de duygusal tarafı var. Dikkatinizi çekmiştir sizin de… Çerçioğlu’nun AKP’ye katılım töreninde Erdoğan’ın yüzü nasıl gülüyor… Şair “Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik” diyor ya… Aynen öyle. Çocuklar gibi şen. Adeta yüzünde güller açıyor.
Yabancı devlet başkanlarıyla buluşmalarında da yüzünde güller açtığı oluyor. Hepsinde değil tabii. Mesela Gabon, Gürcistan, Tataristan, Macaristan… gibi ülkeleri konuk ederken yüzünde gayet sert ifadeler olmasına karşın… BAE, Katar, Rusya… gibi ülkelerle görüşürken; yüzünde, tıpkı Özlem Çerçioğlu’na rozet takılırken olduğu gibi “Çocuklar gibi şendik” ifadesi gözlenebiliyor.
Ben Erdoğan’ın o yüzünde güller açan ifadesini çok önemsiyorum. Reisin yüzünde güller açarsa, cumhurun yüzünde güller açar. Ben CHP’li belediye başkanı olsam, sadece bu yüzden bile… AKP’ye geçebilirim. Yüzü gülen Reis, yüzü gülen Cumhur demektir.
***
Yok efendim, CHP’li belediye başkanları AKP’ye geçer mi? Geçer!
Kendi bekası için, aile şirketlerinin hisseleri borsada yükselsin diye, AKP’ye geçenler var. Ülkenin bekası için neden yapılmasın? Söz konusu ülkenin bekası ise, gerisi teferruattır.
CHP, ülkenin kurucu partisi olarak, bu inisiyatifi alır, CHP’li belediyelerin seçim kazanmalarından kaynaklı sorunu çözer ve ülkeyi esenliğe çıkartır… diye düşünüyorum.
Belki ben de o yaz, kiraz yiyebilirim.