İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,8044 %0.17
50,1756 %-0.07
5.972,23 % 0,28
88.250,01 %-0.135

Terörsüz yangınlar

YAYINLAMA:
Terörsüz yangınlar

Tatil sezonu var, yağmur sezonu var, deniz sezonu, karpuz sezonu… Bizde ayrıca yangın sezonu var.

 “Yangın sezonu” veya “yangın mevsimi” gibi ifadeler; yangınları olağanlaştırır, sıradanlaştırır, doğallaştırır, kaderleştirir.

Böyle olunca; yangına müdahale alt yapısı yeterince tartışılamaz, alınabilecek önlemler konuşulamaz, teknik ve idari sorumlular sorgulanamaz...

90 bin camiden, yangınlardan korunmak için dua okunur.

Bu tür ifadeler, olayın önem derecesini gözden kaçırır; Orman Mühendisleri Odası’ndan Orman Genel Müdürlüğü’ne kadar hemen her kurum tarafından da sorgulanmadan kullanılır.

Yangın doğal olabilir. Ama yangına müdahaledeki yetersizlik, doğal değildir. Politiktir.

Müdahale kapasitesi, kurumsal refleks, orman politikaları, toplumsal duyarlılık gibi konular politik konulardır.

***

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yayınladığı bilançoda yangın çıkış sebeplerini de sıraladı:

Biçerdöver makinesinden, balya makinesinden, ot biçme makinesinden kaynak makinesinden çıkan kıvılcımların; park halinde bulunan bir aracın motor kısmında çıkan yangının; çay yapmak amacıyla yakılan ateşin ormanlık alana sıçraması … hatta bir vatandaşın babasının mezarına diktiği mumun kuru otları tutuşturması gibi sebepler var.

Ancak bu gerekçeler arasında dikkat çekici bir eksik var: elektrik hatları.

Oysa zaman zaman medyada, “Elektrik dağıtım şirketlerinin bakım-onarım eksiklikleri nedeniyle çıkan yangınlarda artış var” haberleri yer alıyor. Fakat bu durum, resmî söylemlerde neredeyse hiç anılmıyor.

Bir de… bir de bu sefer, terör ihtimalinden bahseden yok.                          

Halbuki 2021 yangınlarına terör kuşkusu damga vurmuştu. Yangınlara isim bile konulmuştu: PKK Yangınları!

Başka sebep arayanlar “Terör sevici” olarak nitelendirilmişti.

Yunanistan’da İtalya’da falan çıkan yangınlar iklimle alakalı olabilirdi. Ama bizimkiler öyle değildi. “Bizdeki yangınlara iklim değişikliği demek, PKK ve FETÖ’nün sözleriydi

(Demin gözüme ilişti: AKP Sözcüsü Çelik, Özgür Özel'e: “Cumhurbaşkanı'mıza dil uzatan sözleri, Filistin'de 'İsrail propagandası' olarak görülür; Yunan tezlerine destek verenler Özel'in ekibinde” demiş. Yangınla alakası yok ama, deminki söyleme benzerliği ilgi çekici.)

“Yangınlarla ilgili henüz bir sabotaj vakası tespit edilmedi. Ancak en büyük şüpheli terör örgütü PKK'dır. Aynı anda birkaç yerde başlayan yangınlar için PKK'dan şüphelenmeli değil miyiz?” diyen de vardı.

“Organize yangınlar bir ‘pyro-terörist’ saldırıdır” başlığıyla konuya bilimsel yaklaşanlar da oldu. Yazı “Ateş, keşfedildiğinden bu yana en etkili silahlardan biri oldu. Günümüzde de terörist grupların en etkili asimetrik silahlarından biri olarak görülüyor.” cümleleriyle başlıyordu.

Ulusal Kanal Muğla'daki son durumu ilettiği sırada, kundaklama girişimi canlı yayın  kameralarına bile yakalanmıştı.

Erdoğan, orman yangınlarında terör örgütü izinin bulunduğunu belirtmiş, tutuklanan kişilerin ailesinde PKK ile iltisaklıların da olduğunu tespit ettiklerini ifade etmişti.

Sosyal medyada “#PKKyakıyor” etiketi TT olmuştu.

Bu seneki yangınların terörsüz oluşu ve bu vesileyle “Bizdeki yangınlara iklim değişikliği demek, PKK ve FETÖ’nün sözleridir” tespitinin etkisini yitirmesiyle beraber, artık sebepler arasında iklim değişikliği de var.

***

“Terörsüz yangınlar”, mecliste komisyonu da kurulan “Terörsüz Türkiye” sürecinin prototipi olarak düşünülebilir.

Yangınlar terörsüz, lakin ormanlar yanmaya devam ediyor. Yani terörsüz olmalarının dışında, ağaçlara faydası yok, kuşlara, sincaplara faydası yok, insanlara faydası yok…

Terörsüz Türkiye’nin de terörsüz olması dışında, eğitime, adalete, sağlığa, pahalılığa, işsizliğe, gençlere, yaşlılara, kadınlara, çocuklara, emekliye, işçiye, işsize, insan haklarına… bir katkısı olmayacaksa; terörsüz olmasının dışında bir anlam ifade etmeyecektir.

Zaten bu sebepten dolayı Özgür Özel “sadece terörsüz değil, terörsüz ve demokratik bir Türkiye” istediğini söylemişti.

Aynı şekilde yangınlar da sadece terörsüz değil…önlenebilir, müdahale edilebilir, kontrol altına alınabilir yangınlar olmalıdır.

***

Terörsüz yangınlardan kurtulan ağaçları bekleyen, yangın kadar yakıcı başka bir tehlike de yeni çıkartılmış maden yasasıdır. Yasa, elektrik üretimi amacıyla yürütülen madencilik faaliyetlerinin 'doğayla uyumlu' şekilde zeytinlik alanlarda yapılabileceğini öngörüyor.

“Doğayla uyumlu madencilik faaliyetleri”, “doğayla uyumlu orman yangınları” gibi bir şey olsa gerek.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *