İstanbul
Açık
15°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
42,5180 %0.03
49,5811 %-0.04
5.776,40 % 0,41
91.246,01 %-1.879
Ara

Muhalefetin gündemi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Muhalefetin gündemi

İsrail ile İran arasında başlayan savaş, tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin de gündemine oturdu. Bütün haber kanalları, günlerdir neredeyse kesintisiz biçimde, savaş üzerine yorumlar yapan “Bilirkişi”lerle doldurulmuş haliyle topluma savaş sahneleri sunuyor. Dün İmamoğlu’nun tutukluluğu üzerine adeta davanın savcısı veya dosyanın uzmanı gibi konuşanlar, bugün savaş üzerine Clausewitz’i veya Sun Tzu’yu kıskandıracak yorumlar yapıyorlar.

Ekranlardan bir an olsun ayrılmayan ve kanal kanal dolaşan her konunun uzmanları bir yana, bölge ülkelerinden biri olarak savaşın etkilerini en fazla hissedebilecek konumda bulunan Türkiye’nin gelişmeleri yakından takip etmesi son derece doğaldır. Ancak savaşı yakından takip ediyor olmak, savaşa müdahale edilmeli veya taraf olunmalı anlamına da kesinlikle gelmez, gelmemelidir.

Uzun yıllardan bu yana dünya lideri olma hayalleri kuran ve bu yolda ülkesinin başını sayısız sıkıntıya sokan Erdoğan’ın bu bilinçle hareket ederek yeni sorunlar yaratacak hamlelerden kaçınması gerekir. Çünkü iki tarafın da umursamaz bir biçimde sivilleri katlettiği bu savaşta taraf olmanın bedeli ilerleyen süreçte son derece ağır olacak gibi görünmektedir.

Henüz ilk gününden itibaren bu duruma getirilen bir savaşta Türkiye tarafsızlığını korumak zorundadır. Seçmeni konsolide etmek amacıyla yapılacak düşüncesiz açıklamaların Türkiye’nin başına yeni dertler açmaktan başka bir getirisi olmayacağı unutulmamalıdır.

Asıl korkutucu olan gerçek ise ekonomik krizi uzun yıllardır çözemeyen, artan suç oranlarının önüne geçemeyen, sorun çözme kabiliyetini yitirmek bir yana sürekli sorun üretir duruma gelen iktidarın, Erdoğan’ı tekrar parlatmak için dünyada sözü geçen bir lidermiş gibi kamuoyuna sunmaktan başka bir çaresinin kalmamış olmasıdır.

Öte yandan savaş ile ilgili yapılacak açıklamaların ve alınacak tavrın, 19 Mart’ta yapılan darbeyi ve ardından büyüyen toplumsal muhalefetin yoğunluğunu unutturmak ve arka plana atmak amacıyla köpürtülmesi de son derece olasıdır. İmamoğlu ve arkadaşlarının tutukluluğunu unutturmak isteyen iktidar, başlayan savaşı bu yolda bir fırsat olarak görerek toplumun yönünü buna çevirmek için ne gerekiyorsa yapacaktır.

Savaşı takip etmek ve gerekli önlemleri almak iktidarın görevidir. Muhalefet ise 19 Mart’ta yapılan darbenin unutulmasına izin vermemeli ve kendi gündemini iktidara feda etmemelidir. Şu anda Türkiye’nin asıl gündemi 19 Mart darbesi ve tutuklu bulunan isimlerdir.

Erdoğan’ın karşısına çıkacak muhtemel cumhurbaşkanı adaylarının neredeyse tümünün tutuklu olduğu, ana muhalefet partisinin başında butlan tehlikesinin sürdürüldüğü, iktidara karşı olan hemen herkesin tutuklanma çekincesi yaşadığı bir durumda muhalefetin, iktidarın gündemine ayak uydurma gibi bir lüksü olamaz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *