Yeni günah keçisi bulundu
2023 seçimlerine kısa bir süre kala faizler yüzde 10’un altına düşürülmüş, Tayyip Erdoğan miting meydanlarında faizlerin tek haneli sayılara indirildiğini anlatarak bol bol övünmüştü.
Fakat ekonomik bunalımın derinliği öyle bir boyuttaydı ki, ikna edilmesi için adeta yalvarılan Mehmet Şimşek, işine karışılmayacağı sözü verilerek seçimlerin ardından ekonominin başına getirildi. Belli şartlar öne sürerek göreve gelen Şimşek, bunun verdiği özgüvenle kademeli olarak faizleri tekrar arttırma yoluna gitti.
Erdoğan’ın faizleri düşürme inadıyla yaşattığı ekonomik krizi, tam tersi bir politika izleyerek atlatma amacı güden yeni bakan, diğer yandan krizin faturasını zenginlerden çok dar gelirlilere kesmeye kalkınca halkın refahında iyileşme bir kenara daha da kötüye gidiş yaşandı. Çünkü ne Erdoğan ne de Şimşek, ekonomik bunalımın faizlerle oynamak yerine üretime geçilerek ve denge sağlayıcı bir vergi reformuna yönelerek aşılabileceğini düşünüyordu.
Ekonomide düzelmenin görülmediği iki yılın ardından, Şimşek’in 19 Mart’ta yaşanan ekonomik kaybı kabul eden sözleri ve devletten ihale alan bir işadamıyla kurduğu iddia edilen yakın ilişkiler bütün okların bir anda kendisine çevrilmesine neden oldu. Erdoğan önce Yeni Şafak’ın maliye bakanını hedef alan manşetiyle, ardından geçen hafta faizlerin düşürülmesinden yana olduğuna dair yaptığı açıklamayla Şimşek’i gözden çıkardığını gösterdi. Erdoğan’ın siyaset tarzında hiç bitmeyen günah keçilerinden biri daha bulunmuştu ve bütün fatura ona çıkarılmaya çalışılıyordu.
Yaşanan bu son iki gelişmeye bakıldığında, maliye bakanının değişimi çok fazla bir zaman almayacak gibi görünmektedir. Şimşek’in yerine gelecek ismin ise selefi kadar güçlü biçimde koltuğa oturamayacağı düşünüldüğünde, ekonominin başına tek yetkili olarak yine ve yeniden Erdoğan’ın geçeceğini tahmin etmek zor olmaz.
Bu da her şeyden önce faizlerin tekrar düşürülmesi anlamına gelecektir. Faizlerin düşürülmesiyle veya yükseltilmesiyle ekonomide düzelme olmayacağını halen anlayamamış olan cumhurbaşkanının bu şekilde krizi daha da derinleştirmesi son derece olasıdır.
"Şimdi artık fiyatlar dolara endeksli hale geldi. Böyle olunca dolara hücum başlayacak. Dolara hücum Türk lirası basılmasına neden olacak. Bu kısır döngü hiper enflasyon getirecek. Bu kadın bu hale getirdi." (sayfa 29)
"Bu kadının inadı bu hale getirdi. Faizleri düşürecek. Düşürdü ve dolar patladı." (sayfa 34)
Yukarıdaki satırlar Cüneyt Arcayürek'in Büyüklere Masallar Küçüklere Gerçekler serisinin yedinci kitabı olan Sessiz Darbe'den. Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in faizleri düşürme inadının ülkeyi nasıl 1994 Nisan krizine sürüklediğini gösteren iki kısa paragraf.
Erdoğan da yıllar sonra aynı inadı sergileyince dövizin nasıl yükseldiğini ve bu yükselişi önlemek adına milletin paralarının nasıl eritildiğini bugün herkes bilmektedir. Ancak Şimşek’in günah keçisi seçilerek görevden ayrılmasıyla birlikte, aynı yanlışın ısrarla bir kez daha yapılmasına bu iktidardan nemalanmayan tek bir kişinin bile tahammülünün olmadığını Erdoğan göz önüne almalı ve iktisat üzerine tutturduğu kendine özgü ezberlerini bozarak buna göre hareket etmelidir.