Deniz Olunmalı, oğlum!
Bugün 6 Mayıs. 1972 yılının bu gününde, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, Ankara Merkez Cezaevi'nde idam edildiler. Türkiye'nin yakın tarihinde iz bırakan bu üç isim, 1968 kuşağının en bilinen temsilcilerindendi.
Aradan geçen yıllara rağmen isimleri hâlâ anılıyor, fikirleri tartışılıyor, yazılan şiirlerde, söylenen şarkılarda yaşıyorlar.
“İşte geldik gidiyoruz/ Hoşça kal kardeşim deniz” diye başlayan şiir, bu şiirlerin en muhteşemidir. Zülfü Livaneli’nin bestesiyle muhteşem bir şarkıya dönüşmüştür.
Şiir Nazım Hikmet tarafından 1958 tarihinde yazılırken, Deniz Gezmiş henüz 11 yaşındadır. İdam edilmesinden 9 sene önce Nazım, 3 Haziran 1963’te göçüp gitmiştir.
Deniz Gezmiş’in ardından yazılmış gibi duran bu satırların, Nazım Hikmet tarafından nasıl yazılabildiğini bana sormayın. Bilmiyorum.
Bu satırların, Deniz Gezmiş’in ardından yazmış olmasına, takvimler nasıl mâni olabilir ki? Satırların hangisi Nazım tarafından yazılmamış veya hangisi Deniz için söylenmemiş olabilir ki?
“işte geldik gidiyoruz
hoşça kal kardeşim deniz
biraz çakılından aldık
biraz da masmavi tuzundan
sonsuzluğundan da biraz
ışığından da birazcık
birazcık da kederinden
bir şeyler anlattın bize
denizliğin kaderinden
biraz daha umutluyuz
biraz daha adam olduk
işte geldik gidiyoruz
hoşça kal kardeşim deniz”
(1958)
***
Özellikle Sosyal Medya’da veya arkadaş sohbetlerinde bilip de müdahale etmediğim, benim de doğru varsaydığım, hoş gördüğüm Nazım Hikmet ile ilgili tek bilgi bu olsa gerek.
Ama mazeretimi yine Nazım Hikmet’in dizeleriyle açıklayabilirim:
“Tarihsel, sosyal, ekonomik şanların
zaruri neticesi bu!
deme, bilirim!
O dediğin nesnenin önünde kafamla eğilirim.
Ama bu yürek
o, bu dilden anlamaz pek.
O, "hey gidi kambur felek,
hey gidi kahbe devran hey,"
der.”
***
Çoğunlukla besteler, şiirlerden beslenir. Hele böylesi güçlü satırlar için, bu durum neredeyse kesindir. Lakin Zülfü’nün bestesi şiirden beslenmekle kalmamış, eş zamanlı olarak beslemiştir de onu. Bu özellik Zülfü’nün diğer Nazım bestelerinde de vardır.
Zülfü Livaneli’nin Merhaba (1977), Nazım Türküsü (1978) ve Atlının Türküsü (1979) albümleri 12 Eylül öncesinin siyasal atmosferinin olmazsa olmaz değerleridir. Üniversite yıllarımızın arka planıdır. “Hoşça kal kardeşim deniz”, Nazım Türküsü albümünde yer alır.
Atlının Türküsü albümünde yine Deniz Gezmiş’e atfen yazıldığına yemin edebileceğim, yine muhteşem bir Nazım şiiri ve yine muhteşem Livaneli bestesi var.
“Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa,
balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..
Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.”
(1958)
***
Deniz olunmalı, oğlum!
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.