Tutuklamalar başarısızlığın kabulüdür

Erdoğan’ın 2023 seçimlerini kazanmasındaki önemli faktörlerden biri, emeklilikte yaşa takılanların yıllardır süren beklentilerinin seçimden çok kısa bir zaman önce karşılanıp maaşa bağlanmalarıydı. Devlet bütçesine önemli yük getirecek olmasına rağmen seçim kazanmak uğruna çıkarılan bu yasa, 2024 yerel seçimleri öncesinde iktidar üzerinde farklı bir baskı unsuru yarattı. Bu defa beklenti, oldukça düşük seviyelerde kalan emekli maaşlarının yükseltilmesiydi.
Yerel seçim kampanyası süresince bu beklenti artarak sürdü ancak karşılık bulmadı. Ekonomik kriz bütün şiddetiyle devam ediyor, devletin mali durumu ve yeni Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in krizin faturasını dar gelirlilere çıkartan politikası bunun gerçekleşmesine izin vermiyordu.
Bu sebeple Erdoğan’ın 2023 seçimlerini önde bitirmesine önemli ölçüde katkıda bulunan emekliler, yaklaşık bir yıl sonraki yerel seçimlerde verdikleri desteği geri çekti. Sonuç olarak AKP, tarihinde ilk defa bir seçimi önde tamamlayamadı. Erdoğan bu yenilgiye rağmen seçim gecesi yaptığı balkon konuşmasında, verilen mesajı aldığını ve bundan sonra ona göre hareket edeceklerini duyurdu.
Erdoğan’ın konuşmasıyla birlikte genel beklenti ekonomik krizi ortadan kaldıracak, dar gelirlileri rahatlatacak, işsiz yığınları azaltacak ve siyasetteki yüksek tansiyonu düşürecek politikaların izlenmesiydi. Yerel seçimin ardından Erdoğan’ın yaptığı CHP ziyareti ve görece yumuşama bu beklentileri arttırdı.
Fakat yerel seçimlerden bu yana geçen sürede ekonomik bunalımı sona erdirecek hiçbir çare bulunamadı. Bu durum iktidarın sinirlerini her geçen gün daha da gerdi. AKP’nin anketlerdeki düşüşü ve CHP’nin artık Türkiye’nin birinci partisi olduğunun bütün araştırma şirketleri tarafından onaylanması Erdoğan’ın balkon konuşmasında verdiği sözleri unutmasına yol açtı. Artık yumuşama sona ermiş, eski baskı günlerine geri dönülmüştü.
Artık ülkeyi yönetemeyen, sokaktan uzaklaşmış ve toplumun dertlerine çare bulmaktan uzak olan Erdoğan, başarısızlığını kabul ederek demokratik bir biçimde iktidarı devretmesi gerekirken tam tersini yaparak en güçlü rakiplerini hukuku kullanarak sindirme yoluna gitti. Bir başka deyişle yaptığı hizmetlerle değil, ülkeyi antidemokratik bir anlayışla yönetmeye çalışan bir siyasetçi olarak tarihe geçmeyi seçti.
Baskının gittikçe artması ve en nihayetinde önce Ümit Özdağ’ın adından Ekrem İmamoğlu’nun ve yüzlerce gencin tutuklanmaları, yerel seçimlerin yapıldığı gece ekonomide düzelmeyi ve siyasette yumuşamayı vaat eden Erdoğan’ın başarısız olduğunu ve ülkeyi yönetme yetisini kaybettiğini dolaylı da olsa kabul etmesi anlamına gelmektedir. Böylelikle sorun çözemeyen iktidar, bir de üstüne sorun yaratan konuma düşmüştür. Bütün bu yaşananların ardından yapılacak ilk seçimde Erdoğan döneminin kapanacağı artık kesinleşmiş durumdadır. Ancak mevcut iktidarın yarattığı tahribatın nasıl giderileceği ve müsebbiplerinin akıbetinin ne olacağı merak konusudur.