Diplomanın yedeği şart
Kiminde bir hafta önce kiminde bir hafta sonra… Üniversitelerin vize dönemi geride kaldı.
Gazetecilik öğrencisi olarak bu hafta dokuz dersten sınava girdim. Artık önümüzdeki turplara bakacağız. Turpun büyüğü mayıs sonunda, finallerde.
Derslerin fazlalığı, üstten aldığım yük. Ama az kaldı. Yolun sonu görünüyor.
Merkel'in “üff!” dediği 8 milyon 400 bin üniversite gençliğinden biri, benim...
Hani Erdoğan’ın o meşhur konuşmasında, Türk yükseköğretim sisteminin Almanya’dan çok çok ileride olduğunu ve Merkel’in ‘8 milyon 400 bin üniversite öğrencisi var’ dediğinde ‘üff’ dediğini söylemesi vardı ya, işte o öğrencilerden biri benim.
Gerçi bu durumdan daha önce de bahsetmiştim ama… bu tablo 8 milyon 400 bin 'üff'ü hak ediyor.
Notlarım fena değil. ‘Merkel üflemeye devam etsin’ dedirtecek seviyede.
İlk diplomam değil. 40 yıl önce mühendislik fakültesinden de diplomam var. Belki Cumhurbaşkanlığına falan aday olurum diye okuyor değilim. 40 yıl önceki diplomam da yeterli, o da 4 yıllık.
Ama “Diplomam iptal edilir diye bir endişem, yok.” diyemem.
Almanya'nın eski Savunma Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg'in doktora tezi, Kanada'da, John Measor adlı akademisyenin yüksek lisans derecesi, West Virginia Üniversitesinde, dönemin valisinin kızı Heather Bresch'e verilen MBA derecesi, Güney Kore'de, sahte lisans diplomalarıyla yüksek lisans programlarına kabul edilen öğrencilerin yüksek lisans dereceleri gibi değişik iptal vakaları var.
Lakin tümünde intihal veya belge sahteciliği gerekçesi var. İmamoğlu’nda yok.
İmamoğlu’nun suçu kandırmak değil; Olsa olsa kandırılmış olmak olabilir.
Kaydı yapılmış, derslere sokulmuş, ders çalışmış, uykusuz kalmış, sınavlara girmiş… kimse “Boşuna çalışıyorsun.” Dememiş. Anası da dememiş, babası da dememiş, üniversite de dememiş, YÖK de dememiş… Kandırıldığının farkında değil. Dört senenin sonunda diplomasını vermeseler belki farkına varacak…Ama hayır! Diploma da vermişler.
Diplomayı almış, sevinmiş. Kimse “Boşuna sevinme.” dememiş. Üzerine Yüksek lisans yapmış, kimse “Boşuna yapma.” dememiş.
Üniversite tamam, yüksek lisans tamam. Her şey sırayla ilerliyor derken... Az kalsın üzerine bir de Cumhurbaşkanlığı yapacaktı. Neyse ki ‘dur’ dediler. Bari onun için boşuna sevinmedi.
Yukarıda sözü edilen belge iptalleri 5,10 bilemedin 15 yıllık geriye gidiyor. İmamoğlu’nunki gibi 30 yıl geriye giden bir örnek yok.
Tabii; diplomam 40 yıllık, emin sulardayım… diye rehavete kapılmıyorum. İmamoğlu’dan önce 30 yıl geriye giden bir vaka yok mesela. Yarın öbür gün çıtanın 40 yıla yükselmeyeceğinin garantisi yok.
Ayrıca, diploma iptal hedefinde ben olmayabilirim. Belki bir başka kişinin diploması iptal edilecektir. Tek kişinin diplomasının iptali, kolay izah edilebilir olmayabilir. Bulunan formül gereği, yanına eklenecek 27 kişiden biri olabilirim. Diplomam öyle de iptal edilebilir.
Gazetecilik okumaya başladığımda henüz İmamoğlu’nun diploması iptal edilmemişti. Benimki doğru zamana denk geldi. Daha bir şevkle çalışıyorum.
Belki bir gün cumhurbaşkanı adayı olurum. İlk diplomam iptal edilirse, ikincisi yedekte dursun isterim. Böylece Yüksek Seçim Kurulu "Sayın aday, 40 yıl önceki mühendislik diplomanız vardı ya… İşte o, artık yok!" dediğinde, şapkadan ikinci diplomamı çıkarabilirim: "Olur öyle şeyler… Buyurun Gazetecilik diplomam da burada… Hem de dört yıllık!"
Bunu şaka olarak algılamayın. Yaşananlara bakınca, artık yedek diploma sahibi olmak şaka değil, stratejik bir hamle.
Tıpkı deprem çantası gibi, yedek diploma da bir kriz anında hayat kurtarabilir.
***
Mal mülk olur, şirket olur, arabanız olur... Hadi bir ihtiyatla bir yakınınızın veya kuzeninizin adına kaydedebilirsiniz. Yarın öbür gün haciz falan gelirse “Aaa o benim değil ki!” dersiniz. Ama diploma öyle değil.
Diplomanızı kuzeninizin adıyla alamazsınız. Yani bir gün Cumhurbaşkanı adayı olmaya kalktığınızda, YSK’ya “İşte diplomam, ama kuzenimin adına… Ama aslında benim. Tüm sınavlara ben girdim.” diyemezsiniz. Kendi adınıza olması gerekir.
O yüzden diplomayı yedeklemek, rasyonel bir tavır.
Lakin yedek diplomanın Gazetecilikten oluşu rasyonel mi? Ona emin değilim. Yani Gazetecilik diplomalı olmak mı daha riskli, diplomasız olmak mı? Bilemedim.
***
Üniversiteliler, liseliler sokaklarda, meydanlarda… Onlara bir şey diyemem. Kendi tepkilerini, kendi tavırlarını kendi tarzlarıyla dile getiriyorlar.
Ama benim tavsiyem farklı: İkinci bir üniversite okuyun. Belki de üçüncüsünü. Ne olur ne olmaz. Diplomasız kalmak, cumhurbaşkanlığı adaylığı dışında da pek çok hayalinizi yıkabilir.
Bu ülkede artık sadece geleceğe değil, geçmişe karşı da hazırlıklı olmanız gerekiyor. Yedek diplomanız yoksa, geçmiş olsun. Çünkü artık yedek diplomasız olmak, yedek lastiksiz trafiğe çıkmak gibi: Ne zaman patlayacağı belli değil.