Solun mirası 6
TİP’te yaşanan bölünme konusunda çok çeşitli görüş, düşünce ve varsayımların olduğu görülüyor. Bölünmenin asıl kaynağının Çekoslovakya olayı olduğu düşüncesi ise en fazla tutulan görüşlerden biri. Ancak bu görüşün yanlışlığı bizzat yaşayanlar tarafından söylenmiştir. Behice Boran, sanıldığı gibi işgale destek vermemiş, aksine şiddetle karşı çıkmıştır.
Behice Boran’ın Çekoslovakya işgali üzerine yazdığı aşağıdaki yazısından bir bölüm, Aybar İle Söyleşi kitabında da yayınlanmıştır. Boran’ın, yazısında açık bir biçimde işgale karşı olduğu görülüyor:
“Sovyetler Birliği’nin, Varşova Paktı’nın diğer dört üyesi ile birlikte Çekoslovakya’ya yaptığı askeri müdahalenin hiçbir yönden haklı, hatta gerçekçi politika bakımından geçerli görülebilecek yanı yoktur. Bu müdahale milli bağımsızlık ve eşitlik haklarına olduğu kadar sosyalizm ve sosyalist enternasyonalizmin ilkelerine de aykırıdır...”
Boran yıllar sonra bu fikrinden vazgeçmiş ve Aybar ile kendisinin o dönemde işgalin yanlış olduğu konusunda aynı düşüncelere sahip olmalarına rağmen, işgale karşı olma sebeplerinin ve genel anlamda Sovyetler’e karşı bakış açılarının farklı olduğunu söylemiştir.
Bölünmenin sebebi çok farklıdır. Aybar da anlaşmazlığın Çekoslovakya olayı ile doğrudan bir ilgisinin olmadığını açıkça söylüyor. Önce Mihri Belli, Hikmet Kıvılcımlı, Doğan Avcıoğlu grupları, ardından Boran-Aren grubu, Aybar’ın söylem ve tutumlarından rahatsız olmuşlar ve bu rahatsızlığı açığa vurmaya başlamışlardır. Aybar’ın tutum ve davranışları oluşan rahatsızlığın ana sebebidir.
Şinasi Yeldan’ın anlattıklarına göre Aybar kimseleri beğenmemektedir ve açık bir biçimde sosyalist olmadığına dair eleştiriler almaktadır:
“…Aybar başlangıçtan beri Lenin’i eleştirir, beğenmez, Mao’yu beğenmez, Vietnam’da Ho Şi Minh’i onaylamaz, hatta Marx’ı bile beğenmez, ‘Marx yanılmıştır’ derdi. Halbuki konuşmalarının başında uzun uzun Marx’tan bahsederdi o da ayrı bir konu…”
Rahatsızlık yalnızca Parti’nin üst organlarında baş göstermemiş, öğrenciler de Aybar’ın tutumu karşısında duydukları şaşkınlıkla beraber tavır almaya başlamışlardır. Dönemin SBF-SFK Başkanı Muharrem Kılıç, Turhan Feyizoğlu’nun yazdığı Mahir adlı kitapta şunları söylüyor:
“…Biz önceleri ayrılığın sadece işgal karşısındaki tutum farkı olduğunu düşünüyorduk ve doğrusu daha önceki tartışmalardan haberimiz yoktu. Oysa işgalden de önce, sosyalizmin bilimselliği üzerinde, Sayın Aybar’ın daha sonra yazılı biçimde de ifade ettiği gibi, kuşkular varmış ve bunu, TİP-MYK üyelerine de söylemiş. Asıl yol ayrımı burada olmuş. Çekoslovakya olayı ise var olan bu tartışmanın somut alanı idi…”
Boran ve arkadaşlarının Aybar’a bayrak açma sebeplerinden bir diğeri ise partide tek adam yönetimi olduğunu düşünmeleridir. Sadun Aren’e göre Aybar, partide “tek insan”dı:
“Parti’nin asıl yöneticisi olan Aybar’a karşı bir hareket başlamıştı. Yani şimdi evvela şunu söylemek isterim genel olarak. Tek insan. Yani Aybar esas itibariyle tek söz söyleyen insandı partide. Tartışmaya olanak verecek bir muğlaklık olmazdı…”